Anadolu Leoparı eleştirileri

"Nesli tükenen ve bir türlü de kimselerce anlaşılamayan insanları anlattığını" söylediği senaryosunu da kaleme almasına ilaveten ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini de çekmesi hasebiyle, yönetmen koltuğunda da Emre Kayiş'in oturmakta olduğu “Anadolu Leoparı”; gizemini uzunca bir süre koruyan, bir drama olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, 11 Eylül 2021 tarihindeki dünya prömiyeri; FIPRESCI Ödülünü kazandığı Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yapılan, Türkiye, Almanya, Polonya ve Danimarka ortak yapımı olan düşük bütçeli mütevazı bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

İşine gitmek amacıyla, giyinip kuşanıp...

Karısı Selma'dan (Yonca Şahinbaş) ayrılmış olduğu için tek başına yaşamakta olduğu, Ankara'daki apartman dairesinden çıkan (Uğur Polat'ın canlandırdığı, dünyayı ve Türkiye'yi değiştirmeye çalışan, bunu ciddi ciddi yapabileceğine inanan ve bunun için de çaba sarf eden kuşaktan olmasının yanı sıra "tutunamayan" bir karakter de olan) Fikret ...

Merdivenlerden inerken, bir köy ve taşra adeti olmak üzere; alt kattaki dairelerden birinin kapısının önüne fütursuzca bırakılmış ayakkabılara, ayağıyla ittirerek müdahale etmek zorunda hisseder kendini...

***

Ardından...

Bir bistroya uğrayarak sabah kahvesini içen Fikret, otomobiline atlamak suretiyle soluğu; müdürlüğünü yapmakta olduğu, özelleştirilme sürecindeki "AOÇ (Atatürk Orman Çiftliği) Hayvanat Bahçesi"n de alır...

Fikret'in, kendi aracını dahi içerisine park edemediği hayvanat bahçesinde, tam bir keşmekeş hali hakimdir...

***

Öyle ki...

İsa (Ferudun Koç) ve arkadaşları gibi bir grup personel, kendisiyle vedalaşıp işten ayrılırlarken...

Tesiste de...

Hayvanların tahliyesi, söküm ve ödenek olanakları çerçevesindeki kısmi onarım çalışmalarına da devam edilmektedir...

***

İş çıkışı...

Sabah kahvesini içtiği, duvarında Che Guavera ve Nazım Hikmet portreleri de bulunan bistroya yeniden uğrayan Fikret; yine aynı sessizlik ve mahzunluk içerisinde, bu kez de barmenin servis ettiği (Uraz Ulaş Görmen) birasını yudumlar...

***

Evine döndüğünde...

Apartmanın kapıcısı, oturmakta olduğu iskemlenin üzerinde...

Öylesine uyuklamaktadır...

***

Ertesi sabah Fikret...

Belediye Başkanı (Osman Alkaş) ve özelleştirme ile hayvanat bahçesini satın alan Arap heyetinin lideri (Muhammed İsa) ile onların avukatı Nevzat'ın da (Ege Aydan) aralarında olarak katılmakta oldukları bir toplantıdadır...

Ve...

Konu dönüp dolaşıp, tesisteki nesli tükenmekte olan "Anadolu Leoparı"na gelmiştir...

***

Zira...

Mevzuata göre bu hayvan, bir başka hayvanat bahçesine nakledilmeden...

Mevcut AOÇ Hayvanat Bahçesi'nin arazisi...

Amerika'daki Disneyland'ı andıran "Aladdin's Magic Lamp / Alaattin'in Sihirli Lambası" isimli eğlence ve oyun parkı projesinin inşaatına, bir an önce başlamak isteyen Arap yatırımcılara teslim edilememektedir...

***

Ancak...

Söz alan Belediye Başkanı...

O an için...

Haymanalı olduğunu öğrendiğimiz konuyla alakalı Bakanın, gecenin bir yarısı kendisini telefonla arayarak...

"Başkentimizi, bu göz bebeğimiz kenti... Bir cazibe merkezi haline getirecek olan böylesi güzel ve mükemmel bir projenin, böyle olmadık sebeplerden dolayı durmasına kahrolduğunu ve mevzuattan kaynaklanan bu sıkıntıların tamamen giderilebilmesi için ivedilikle emir verdiğini..."

Bizzat kendisinin bildirdiğini söyleyerek, karşı tarafın içini rahatlatır...

***

Şimdi bu durumda...

Belediye Başkanına göre kendilerinin üzerine düşen görev...

Hem de...

Hazır Bakan talimat vermiş ve inşaat da neredeyse başlamak üzereyken...

Denizi geçip derede boğulmadan, işi tamamına erdirmek olacaktır...

***

Bu konuşma sonrasında biraz rahatlamış olan Arap heyetinin sözcüsü Nevzat, çalışanların kıdem tazminatları ile istimlak bedelinin tamamını karşılayacaklarını fakat arazinin de kendilerine en geç Ocak ayının sonuna kadar teslim edilmesi gerektiğini vurgular...

Aksi taktirde...

Alternatiflere yönelmeleri kaçınılmazdır...

***

Yeri gelmişken...

Araya sıkıştırarak da olsa...

Hemen ifade edelim ki, söz konusu bu Nevzat; Fikret'in liseden sınıf arkadaşıdır da aynı zamanda...

***

Bir kez daha devreye giren Belediye Başkanı...

"O konuda sıkıntı yok... Öyle değil mi Müdür Bey?" diyerek Fikret'e bakıp...

Zaten yıl başına kadar, Anadolu Leoparı'nın transferinin gerçekleştirileceği teminatını da verir...

***

Sonrasında da...

22 yıldır AOÇ Hayvanat Bahçesi'nde çalışmakta olan Fikret'in de hüzünle bakan gözleri önünde...

Tesisin dönüştürüleceği projenin tanıtım filminin gösterimine geçilir...

***

Neyse...

Bu toplantı sonrasında...

Anadolu Leoparı'nın kafesi önünde, düşünceli düşünceli sigarasını tüttürmekte olan Fikret; Leopar'ın, tesis çalışanlarından İbrahim'in (Seyithan Özdemir) kendisine vermiş olduğu etlere ilgi göstermediğini fark eder...

***

Böyle olunca da...

Bir veteriner hekim de olan Fikret, kafesine kadar girdiği ve çok da iyi görünmeyen Leopar'ı yakından incelemeye başlar...

***

İşini bitirir bitirmez de...

Sağa sola bakınarak umarsızca gezinmekte olan Fikret'i, tesisin içinde yakalayan Nevzat...

İkinci kocasundan da boşanmış olan Tezer (Hatice Aslan) dahil, bulabildikleri bütün liseli sınıf arkadaşlarının katılacağı partiye davet eder...

Üstelik kendisine, yeni bir iş bulma taahhüdünde dahi bulunur...

***

Bütün bunların hepsi...

Yılbaşından önceki birkaç gün ve bizzat yılbaşı gününün içerisinde yaşanmaktadır...

***

Ofisine Arapların bırakmış olduğu yılbaşı sepetini asistanı Gamze'ye (İpek Türktan) hediye eden Fikret, akşam birasını içmek gayesiyle müdavimi olduğu Orhan'ın (Koray Ergün) bistrosuna uğrar...

Ama...

Şans bu ya, bölgede elektrikler kesik olduğu için...

Yılbaşı akşamı olmasına rağmen bomboş olan ve kimseciklerin de gelmeyeceği anlaşılan mekan, bar tezgahının üzerine serpiştirilmiş mumlar ile aydınlatılmaktadır...

***

Canı çok sıkılmış olan Orhan...

Yapacağı çok fazla şey bulunmadığını bildiği yakın dostu Fikret'i gecenin devamı için, lokale giderek diğer arkadaşlarıyla birlikte takılmaya ikna etmeye uğraşsa da...

Fikret, önceden planladığı şekilde...

Müzik öğrenimine Londra'da devam edecek olan kemancı kızı Leyla'nın (Ezgi Gör) yeni yıl konserine gitmeyi tercih eder...

***

Fakat kızına...

Kendisi sadece bir keman yayını, yılbaşı hediyesi olarak satın alabilmiş bir devlet memuru olan Fikret...

Varlıklı birisi olduğu açıkça anlaşılan yeni kocası Fatin (Fatin Kanat) ile beraber çıkıp gelip, verdiği Londra'daki evin anahtarı sonrasında...

Orada da duramayacak ve çıkıp hayvanat bahçesine gidecektir...

***

Tam...

Saatler 00:01'i gösterir ve yeni yıla işaret eden havai fişekler de gecenin sessizliğini bozarken...

Artık nereden aklına estiyse Fikret, elindeki içki şişesiyle birlikte; hasta Leopar'ın kafesine uğrar...

***

Evet...

Anadolu Leoparı ölmüştür ve böylelikle de, tarihi AOÇ Hayvanat Bahçesi'nin yıkılarak Aladdin's Magic Lamp'ine dönüştürülmesinin önündeki tüm engeller de kalkmıştır...

Yani...

Hayatını boşa harcadığını düşünen Fikret...

Yıllardır olduğu bir biçimde...

O gece de, hem de ikinci kez olmak üzere yine "kaybeden" olmuştur...

***

Yalnız...

Leopar'ın cesedini otomobilinin bagajına yükleyip sonra da bir derenin içine atan Fikret'in artık; bugüne kadar olduğu şekilde hemencecik pes ederek teslim olmaya, kesinlikle tahammülü bulunmamaktadır...

***

Zamana oynayarak direnmeyi kafasına koymuş olan Fikret, ilk iş olarak da ertesi gün...

Otomobilini bir yıkamacıya götürerek özellikle de bagajını temizletir...

***

Yetmez...

Elbette bagajda serili olan battaniyeyi de...

Kuru temizlemeye vermeyi de ihmal etmez...

Ki...

Geride herhangi bir iz kalmasın...

***

Çok geçmez...

Akşam olduğunda kapısına...

İki polis memuru dayanıverir (Onur Berk Arslanoğlu, Emrah Özdemir)...

...

Çünkü...

Leopar'ın yokluğu fark edildiği esnada onun bakıcısı olan İbrahim kendini, kimseciklerin aslında öldüğünü bilmediği hayvancığın kafesine kilitlemiş ve kendisiyle konuşmaya gelen Emniyet Amiri (Nuri Gökaşan) ile Belediye Başkanı'nın sorularını yanıtsız bırakmaktadır...

***

Tesisteki kameralar arızalı olduğu için şimdilik ihale, hayvanat bahçesinde yatıp kalkan İbrahim'e kalmış ve Belediye Başkanı'nın direktifi ile de...

Leopar bulununcaya kadar herkese, ağızlarını kapalı tutmaları talimatı verilmiştir...

***

Tabii...

Resmi makamlarca, "kaçırılma" olarak nitelendirilen bu olaydan sorumlu tutulan İbrahim'in işine de son verilecektir...

Dakika 38...

***

Çocukluk ve gençlik yıllarını da içeren 30 yıllık bir süre boyunca...

Ankara'nın...

Yenimahalle, Cebeci, Bahçelievler ve Şenyuva gibi merkezi semtlerinde yaşamış...

Atatürk Orman Çiftliği'nde ebeveynleriyle piknik yapıp...

Aynı markanın...

Süt, dondurma, şarap ve birasını da, aynı yıllar boyunca severek tüketmiş biri olarak...

Biraz nostaljik de bulduğumuz...

İşin sonunun nereye varacağını öğreneceğiz filmin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; sıradan değil de, gerçeküstü hikayelere sahip olaylara inanmayı yeğlemiş insanlara uygun bir finali de bünyesinde barındıran, 75 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,

Ankarada avrupanın en güzel havanat bahçelerinden birini yok ettiler onun gibi bir konu,merak ettim izleyeceğim.

İzlerken biraz sıkıldım. Normal şartlarda böyle yavaş ilerleyen filmlerde böyle olmaz ama . İşlediği tema açısından başarılı buldum. Oyuncular görevlerini layıkıyla yapmışlar.