Dün, bugün, yarın ve daima..
Yazar: Hande KaraYazı film ile ilgili sürpriz bozan içerebilir!
Bugün Aslında Dündü (Groundhog Day) en sevdiğim filmlerden biridir. Defalarca izledim, ne zaman bir yerde denk gelsem, tekrar oturur izlerim. 1993 yapımı filmin üzerinden 27 sene geçmesine rağmen, hala çekiciliğini koruyan bir konuya sahip. Yıllar boyu bu hazineye pek dokunulmamış olsa da, son yıllarda yapımcıların hedefindeydi. Fall Before I, Happy Death Day gibi filmlerin yanında Russian Doll da, teknik olarak zaman döngüsüne hapsolma çekirdek hikayesini kullanan yapımlardan bazıları. Bu yapımların hikayeyi nasıl işledikleri ayrı bir tartışma konusu, ancak Palm Springs için söyleyebileceğimiz ilk şey bir Groundhog Day saygı duruşu olduğu. Bir Hulu yapımı olan film, ABD’de online gösterimle izleyici ile buluşurken, biz sinemaların yeniden açıldığı bu dönemde filmi perdede izleme şansına erişiyoruz.
Nyles (Andy Samberg), kız arkadaşıyla gittiği düğün gününe hapsolan genç bir adamdır. (genç diyorum ama zaten Samberg'in 42 yaşında olduğuna kim inanır?) Uzun zamandır aynı günü yaşayan ve artık ölümsüzlüğünden sıkılan Nyles, yaptığı saçma sapan davranışlarla hayatına renk getirmeye çalışır. Gizemli bir mağara yüzünden, aynı güne hapsolan Nyles’ın peşinde, döngü tuzağına düşürdüğü ve ona ölümcül bir nefret besleyen Roy (J.K. Simmons) vardır. Nyles, gelinin ablası Sarah (Cristin Milioti) ile küçük bir romantik an yaşar ve Sarah’nın onu mağaraya kadar takip etmesiyle, geçmeyen günlerinde yeni bir döngü arkadaşı bulur. Ancak Sarah’nın günü, hiç de öyle yeniden yaşamak istediği bir gün değildir.
Palm Springs’in başarısından bahsederken üç konuya değinmemiz gerekiyor. Andy Siara imzalı senaryo, kuşkusuz Samberg’in de etkisiyle hem komik, hem romantik, hem de zekice. Başrollerin kimyası uyumlu. Film, Groundhog Day konseptini sıradışı bir romantik komediye iyi oturtmuş. Böyle bir konuda en çabuk yapılabilecek hata, tekrara düşmektir ki, ben filmin kurgu başarısıyla bu tuzaktan iyi kaçındığını düşünüyorum. Filmin bence tek handikapı; sonlara doğru zaman döngüsünden nasıl çıkabileceklerinin açıklanmaya çalışıldığı sahnelerde kullanılan teknik argo. Burada; sona varma heyecanıyla da, teknik terimlerin bolca kullanıldığı sahnelerde filmden kopmanız olası. Oysaki bu tarz fantastik durumlarda hikayeyi akışa bırakmak, belki de en mantıklı çıkış yolu.
Başrollerde izlediğimiz Brooklyn Nine-Nine’ın Jake’i Andy Samberg ve How I Met Your Mother’ın annesi Cristin Milioti’nin kimyaları gayet uyumlu. J.K. Simmons da yine öfke krizleriyle kendini izletiyor. Küçük rollerdeki kastın geri kalanı da hayli başarılı. Bu arada Andy Samberg’in de bir zamanlar Bill Murray’in de olduğu gibi bir SNL (Saturday Night Live) oyuncusu olduğunu hatırlatayım. Hoş tesadüf, tesadüfse..
Her zaman savunduğum gibi, anlatılmayan bir hikaye belki kalmadı, önemli olan hikayeleri nasıl anlattığınız. Hulu’daki yayın tarihi tam da pandemi dönemine denk gelen Palm Springs de aynen böyle yapıyor. Groundhog Day yolunda, samimi, renkli, zeki, fantastik bir romantik komedi.