Solucan deliğindeyiz bismillah
Yazar: Tugce Madayanti ŞENEn keyifli işlerden biri, Marvel Sinematik Evreni içerisindeki kahramanlarının arasından seçim yapmak, onlardan ana güçlü karakter yaratmak ve onu hangi oyuncunun oynayacağına karar vermek olmalıdır. Marvel’in karar mercii olan Kevin Feige bu anlamda oldukça şanslı. Marvel Sinematik Evreni'nin ilk kadın başrol oyuncusu Brie Larson'ın yer aldığı “Captain Marvel” ile işte böyle bir karar sonucunda tanışmıştık. Tersten anlatılmış bir köken öyküsü idi bu 2019 yapımı film. Carol Danvers'ın Captain Marvel'a dönüşümünden değil, onun Captain Marvel olarak dünyaya düşüşünden ilerliyordu filmin hikayesi. Geçmişte Dünya’da yaşadığı hayatı hatırlamaya çalışan, süper güçlere sahip güzel bir kadın olarak tanıdık onu. Skrull ırkı ile onu ölümden kurtaran Kree ırkı arasındaki savaşta bir taraf seçmek zorunda kalarak, Kree’lerin yanında önemli bir rol oynadı. Ardından Russo Kardeşler’in çektiği, 10 yıllık efsaneyi sonlandıran "Avengers: Endgame" filminde az ama önemli bir rolde karşımıza çıktı aynı sene içerisinde. Thanos kadar güçlü bir şeye ihtiyacı olan serinin bu son filminde ortaya çıktıktan sonra bir noktada, Captain Marvel'in ne kadar da güçlü olduğunu ve inanılmaz şeyler yapabileceğini iyice fark ettik.
Beklenmedik üçlü
Bu hafta vizyona giren “The Marvels” filminde ise Carol Danvers, yani Captain Marvel’ın güçleri ile Müslüman Pakistan-Amerikalı New Jersey’li genç kız Kamala Khan (Ms. Marvel) ve ilk filmden hatırladığımız, Carol Danvers’ın en yakın arkadaşı pilot Maria Rambeau’nun kızı olan Monica Rambeau'nun güçleri birleşiyor. Ve karşımıza yepyeni bir üçlü, beklenmedik bir şekilde çıkıyor ve kendilerine "The Marvels” diyorlar. Marvel filmleri, popüler kültürü şekillendirerek hangi ahlaki değerlere önem verilmesi gerektiğinin altını çizdiği dünyanın bir parçası olmaya ve kültürel anlamlar üreten metinlerinin altında yatan mizahı ile yer almaya devam ediyor. "The Marvels"ın MCU'nun genişleyen evreninde yeni bir sayfa açarak oluşturduğu ‘Carol, Monica ve Kamala' üçlüsünün dinamiğine bayıldım. Filmin sunduğu eğlence ve aksiyonun izleyiciyi memnun edeceğini düşünüyorum. Ayrıca Marvel'ın alametifarikası haline gelen esprili yaklaşım bu sefer de yüzümde aynı tebessümü bırakmayı başardı diyebilirim. Marvel’ın sempatik düşman yaratma formülüne her zaman hayran oldum. Kötülerin intikam veya yok etme sebepleri bazılarımıza o kadar geçerli geliyor ki zaman zaman antagonistlerin yanında bile hissedebiliyoruz kendimizi. Örneğin benim Thanos taraftarı olmam gibi. Bir eleştiri noktam filmin kötü karakteri Dar-Benn üzerine olacak. Marvel, unutulmaz kötüler yaratma konusunda bir üne sahipken, "The Marvels" bu konuda biraz sönük kalmış. Dar-Benn karakteri de aslında kesinlikle sempatik bir kötü idi ama ne yazık ki “The Marvels”in en zayıf kısımlarından biri olarak kaldı ki bu oyuncu Zawe Ashton'ın hatası değildi. Ona Carol, Monica ve Kamala'nın bir araya gelmesinin nedeni olmanın ötesinde yapacak pek bir şey verilmemişti.
Müslüman ve kapsayıcı
Yazar yönetmen Nia DaCosta’nın, 2021 yılında izlediğim “Şeker Adam'ın Laneti” (Candyman) filminde hayran olduğum yönetmenliğinden sonra böylesi büyük bir projenin altından başarı ile kalktığını düşünüyorum. Hiçbir anında şişkinlik hissettirmeyen, samimi ve kahkahası dolu bir filme imza atmış genç yönetmen. Marvel fabrikasından devraldığı ve devam ettirmek zorunda olduğu noktalar belirgin olsa bile, yönetmenin kendi tarzından bazı parçaları film boyunca serpiştirdiğini görmek mümkün. Filmin yazar kadrosunda Megan McDonnell ve Elissa Karasik ile birlikte çalışan yönetmen DaCosta, MCU'nun şimdiye kadarki en kısa filmine üç hikaye aksını sığdırmak gibi zorlu bir görevi üstlenmiş. Ve de “The Marvels”ın ileriye dönük franchise filmleri için büyük bir bitiş ve jenerik sonrası sahnesi ile bu evrenin çok büyük yeni olaylara yol alacağını gösteren; seyircisini olması gerektiği gibi merak ve heyecan içinde bırakacak şekilde tamamlamış filmi. Son olarak Kamala Khan’ın ailesi ve kediler açıkçası pek çok kişiden rol çalacak kadar izlenmesi keyifli seyirlik sundular. Özellikle çizgi roman yazarı Kanadalı genç oyuncu Iman Vellani, Kamala Khan (Ms. Marvel) rolünde adeta parlıyordu ve de kapsayıcılık açısından bir Marvel kadın karakterinden 'Bismillah' sözünü bu evrende duymak harikaydı. Uzun lafın kısası “The Marvels” eğlenceli, aksiyon dolu ve de mükemmel uzunlukta bir süreye sahip. Umarım bu film tam olarak bir çizgi roman filminin nasıl olması gerektiğini hatırlatacaktır.