Kral Richard: Yükselen Şampiyonlar eleştirileri

Senaryosu, Zach Baylin tarafından yazılan “King Richard”, Reinaldo Marcus Green'in yönetmen koltuğunda oturduğu biyografik bir drama olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, 50 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilmiş olan filmimize biraz daha yakından bakalım...

Kendisinin de büyüdüğü yer olan Louisiana, Cedar Grove'da Ku Klux Klan'tan kaçmaktan tenis oynamaya fırsat bulamayan Richard Williams (Will Smith); şimdi Compton, Kaliforniya'da, birer profesyonel tenisçi olarak yetiştirmek istediği kızları Venus (Saniyya Sidney) ve Serena (Demi Singleton) için 78 sayfalık bir plan hazırlamış olup mevsim koşullarına da aldırmadan gündüzleri, sokak arasındaki kortlarda onları çalıştırırken kendisi de geceleri, özel güvenlik görevlisi olarak çalışarak para kazanmaktadır...

Bu işi resmen bir takıntı haline getirmiş olan Richard'ın kızları için uyguladığı çalışma temposu öylesine ağırdır ki; çocukları koruma iç güdüsü ile hareket eden karşı komşuları Bayan Strickland'in (Erika Ringor), şikayet de bulunarak, polisin eşlik ettiği bir sosyal güvenlik çalışanını (Erin Cummings) evlerine yönlendirmesine dahi neden olur...

Unutmadan aynı evde, kendileriyle beraber, Venus ile Serena'nın anneleri Oracene "Brandy Price Williams'ın (Aunjanue Ellis) ilk evliliğinden olan Tunde (Mikayla Lashae Bartholomew), Isha (Daniele Lawson) ve Lyndrea Price (Layla Crawford) isimli üç üvey kız kardeşleri de yaşamaktadır...

Neyse...

Bu küçük bilgi notunu takiben aslında, Venus ile Serena'nın profesyonel bir tenis eğitmenine ihtiyaç duyduklarını da, aynen babaları Richard gibi bizler de çok açık olarak hissediyoruz...

Bu konuda, ünlü tenisçi, eğitmen ve TV yayıncısı Victor "Vic" Kenneth Braden Jr.'dan (Kevin Dunn) yardım istese de, geçtik ailenin maddi olanaksızlıklarını, sırf bir evde iki Mozart'ın bir arada bulunamayacağını düşünen Braden'da, Richard'ın çabalarını umutsuz bir vaka olarak görerek, tek başına bırakır...

"Pes etmek" nedir bilmeyen Richard bir gün kızlarını, John McEnroe (Christopher Wallinger) ile Pete Sampras'ın (Chase Del Rey) çalıştıkları Paul Cohen'ın (Tony Goldwyn) özel kortuna götürerek aynı Cohen'i, en azından Venus'ın antrenörü olmaya ikna eder...

Serena'yı ise, annesi Oracene çalıştıracaktır...

Ardından Venus'ın mahalli turnuvalardaki, şampiyonluk ve kupaları gelmeye başlar...

Ancak kızlarının şımarmasını istemeyen Richard onlara, Kül Kedisi örneği üzerinden, rakipleri ve tüm insanlar karşısında tevazuu öğütler...

Çok geçmez, Serena'da aynı turnuvalarda boy göstermeye başlar...

Aynı esnada Richard, Cohen'ın kendisini tanıştırdığı George Macarthur (Dylan McDermott) ile Laird Stabler'ın (Andy Bean) menajerlik ve sponsorluk tekliflerini reddeder...

Yetmez, Cohen'ın antrenörlük görevini de sonlandırır...

Zira kızların yeni eğitmen - menajeri Rick Macci (Jon Bernthal) olacak ve aile, Tunde hariç hep birlikte Florida'ya göçecektir...

Ve bizler de böylelikle ilk olarak, 14 yaşındaki Venus Williams'ın neler yapacağını göreceğiz...

Dakika 77...

Geride sizleri; 1980 - 1981 doğumlu Williams kardeşlerin 1994 - 1995 yıllarındaki profesyonel oluş hikayelerinin anlatıldığı ve finalinde, yazılar akmaya başladığı andan itibaren Williams ailesinin arşiv görüntülerinin de bulunuyor olduğu, 67 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

"Böylesine metazori (gerçekte disiplinli) 'Kral / King' bir baba, her 'şanslı' çocuğun başına olsun" diyerek Will Smith ve özellikle de Venus Williams'ı canlandıran Saniyya Sidney'in performanslarının damgalarını vurduğu, ailecek izlenebilecek olan bu filmi, tüm genç ebeveyn sinemasever dostlarımıza hararetle öneriyoruz...

Keyifli seyirler,