Hesabım
    Pause
    Ortalama puan
    3,0
    1 Puanlama
    Pause hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.071 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    8 Temmuz 2022 tarihinde eklendi
    “Pafsi/ Pause”, senaryosunu da Anna Fotiadou ile birlikte yazan Tonia Mishiali’nin yönetmen koltuğunda oturduğu ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmi…

    Prömiyeri, 4 Temmuz 2018’de Karlovy Vary Uluslararası Film Festivalinde (Çek Cumhuriyeti) yapılan ve 14 Haziran 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin; hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…

    O nedenle bizde, sinema eleştirmeni Katie Walsh’un da Los Angeles Times’daki 19 Haziran 2019 tarihli yorumunda, isabetle işaret ettiği gibi Frances McDormand'a çarpıcı bir benzerlik gösteren başrol oyuncusu Stella Fyrogeni’nin “sıra dışı” performansı ile sürüklediği bu filmi; her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…

    Bunun içinde, 346 bin dolar gibi oldukça düşük bir bütçeyle çekilmiş olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

    ***

    Bu bağlamda da işe; kaşımızdakinin, en sabırlı izleyiciye dahi “öküzlüğün bu kadarı da gerçekten biraz fazla olmuş” dedirten bir hikâyeye sahip olan bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

    Kimse kusura bakmasın da eğer biraz açmak gerekirse bu “öküzlük” kavramının ne anlama geldiğini; hikâye derken de kast ettiğimiz şeyin, Elpida (Stella Fyrogeni) ve kocası Costas’ın (Andreas Vasileiou) merkeze alınarak anlatıldığı (karanlık orta çağ artığı) “erkek egemen” aile yapısına dair ibret verici bir seyirlik olduğunu belirtmemiz gerekiyor…

    Öyle ki, Costas’ın sürekli hakir görerek sadece emir vermek için ağzını açtığı (dikkat ederseniz konuştuğu diyemediğimiz) karısına yönelik davranışları karşısında, hani neredeyse (onun değilse de) izlerken sizin yüzünüz kızarıyor…

    Fakat Costas’ta bu yönde tek bir işaret dahi yok…

    Hele de ekmeğini (bıçak gibi kullanarak) bana bana yemek yerken ve TV’de tek başına maç izlerken, zannedersiniz ki, dünya güneş ile birlikte onun etrafında da tur atıyor…

    Zira ona (ve temsil ettiği hiç de azımsanmayacak bir kitleye) göre kadının; çocuk doğurup büyütmekten, yemek pişirip evi temizlemekten, çamaşırları yıkayıp ütülemekten ve canı çektiğinde evin bu zat-ı şahanelerine, “gözlerini kapayıp vazifesi yapan” cinsel meta olmaktan da başka ne tür bir görevi olabilirdi ki…

    Yani Costas’ın, Elpida için kafasında oluşturduğu tipleme, iş tanımı yukarıda sıraladıklarımızla sınırlanmış oldukça sıradan ve evin balkonundaki papağan kadar bile değeri bulunmayan (“ezik”) bir “ev çalışanı” …

    Elbette, bütün bunların karşısında Elpida’da boş durmuyor…

    Ne mi yapıyor?

    Bastırılmış cinsellik, arzu ve öfkesinin de dışa vurulduğu gerçeklerle iç içe geçen hayaller dünyasına dalıyor…

    Ki, bize göre kurguda; Tonia Mishiali ile editör koltuğundaki Emilios Avraam’ın iş yüklerinin fazlasıyla arttığı filmin en ilgi çekici sahneleri de bunlardı zaten…

    Aklı başında bir insanın sinirlenmeden izlemesi pek mümkün olamayan bu filmdeki olaylar, tabii ki de bizim burada anlattıklarımızla sınırlı değil…

    Ancak biz, geri kalanını keşfetme işini, yine yorumumuz sonrasında meraka kapılarak filmi izlemeye karar verenlere bırakalım istedik…

    Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden”, farklı bir bakış açısı ile yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…

    İlk önerimize gelince:

    O hakkımızı da bu kez, “A Serial Killer's Guide to Life” (2019) filmi için yazdıklarımızın bir kısmını tekrarlamış olmak pahasına, “gelecek vadeden” sinemacıların “ilk uzun metrajlı filmlerini” arşivleme hobisine sahip olan sinemasever dostlara (bizim böyle birkaç “sinefil” abla ve ağabeyimiz olduğu için bu tarz bir tanımlamayı özellikle uygun bulduk); “Bu filmi arşivlerinize, bugüne kadar adını pek duymadığımız Tonia Mishiali’yi de takip listelerinize eklemeyi unutmayın” diye seslenerek kullanmak isteriz…

    Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…

    Keyifli seyirler…

    Son bir not:
    Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinal hali, 6 Şubat 2020 tarihinde bir başka mecrada yayınlanmıştır...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top