Hesabım
    Rifkin'in Festivali
    Ortalama puan
    3,2
    4 Puanlama
    Rifkin'in Festivali hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.065 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    2 Mayıs 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da yazan Woody Allen'ın yönetmen koltuğunda oturduğu "Rifkin's Festival"; sinema tarihini bilenlerin bakış açısıyla, entelektüel seviyesi bir hayli yüksek, ilgi çekici bir komedi olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz; "Citizen Kane" (1941), "Breathless" (1960), "Jules and Jim" (1962), "Persona" (1966), "The Exterminating Angel" (1962), "8½" (1963) ve Allen'ın filmindeki versiyonunda Christoph Waltz'ın Azrail karakterini canlandırdığı "The Seventh Seal" (1957) gibi sinemanın siyah - beyaz klasiklerine, aralara sıkıştırılan parodiler aracılığı ile göndermelerin yapıldığı bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    New Yorklu yaşlı bir klasik film eğitmeni olan Mort Rifkin (Wallace Shawn), karşısında oturmakta olan terapistine (Michael Garvey); yazmakta olduğu roman üzerindeki çalışmayı aniden yarıda bırakarak, San Sebastián Uluslararası Film Festivali'ne katılan karısı Sue'ya (Gina Gershon) eşlik etmek zorunda kaldığından bahsetmektedir...

    Zira Sue'nun, orada temsil ettiği birkaç müşterisinin basın işleriyle de ilgilenmesi gerekmektedir...

    Fakat Rifkin'e göre işin asıl ironik olan kısmı; yıllar önce üniversitede film dersi verdiği sırada, herhangi bir film festivaline katılma fikrinin kendisine oldukça heyecan verici gelmesiymiş...

    Ama film festivalleri artık eskisi gibi değilmiş...

    Çünkü Rifkin derslerinde sinemayı, büyük Avrupalı ustaların sanat filmlerinden ibaret olarak anlatırmış...

    Böyle olunca da gitme sebebini; karısının basın danışmanlığını yaptığı Philippe Germaine (Louis Garrel) adındaki bir Fransız yönetmene aşık olduğuna dair şüphesini kafasından atamaması olarak açıklıyor Rifkin, terapistine...

    ***

    Derken...

    San Sebastián'a varılarak yaklaşık on gün boyunca kalınacak olan otele yerleşilir...

    ***

    O gece uykuya daldığında Rifkin; intihar ederek ölen Rose Budnick adındaki soykırımdan kurtulmuş Yahudi bir kadına ilişkin, bir karı (Nathalie Poza) ile kocası (Richard Kind) arasındaki sohbetin yapılmakta olduğu garip bir rüyayı görür...

    Uyandığında bunu, karısına anlatmak istese de Rifkin; karısı çok işi olduğunu ifade ederek ilgilenmez onun bu rüyasının ayrıntıları ile...

    Üstelik gün boyunca Sue, aralarında; François Truffaut, Jean - Luc Godard, Éric Rohmer, Claude Chabrol ve Jacques Rivette'nin de bulunduğu Fransız yeni dalgasının yönetmenlerine benzetmek suretiyle genç bir dahi olarak gördüğü Philippe'in röportajları ile ilgileneceği için görüşemeyeceklerdir de...

    Elbette bu durum Rifkin'i bayağı bir rahatsız etmiştir...

    ***

    Bu kafa karışıklığı içinde bütün sabah sokakları arşınlayan Rifkin; önce babasını sonra yazmakta olduğu kitabı ardından da Shakespeare, Michelangelo, Joyce, Chaplin ile Fellini gibi isimleri düşünür ve gençliğine dair değişik hayaller görürken birden, vereceği haber ile canı sıkılacak olan eski dostu Tomás Lopez'e (Enrique Arce) rastlar...

    Çünkü sabah koşusunu yaparken Tomás, bir röportajı iptal edilmiş olan Philippe ile Sue'yu sahilde beraberce yürürlerken görmüştür...

    Aynı Tomás, kalbinden problem yaşayan Rifkin'e Dr. Jo Rojas'ın (Elena Anaya) kartvizitini de verir...

    Ve...

    Rifkin ertesi sabah için doktorun sekreterinden (Andrea Trepat) randevu alır...

    ***

    Neyse...

    Karısı ile baş başa bir akşam yemeği yiyebileceği umuduyla restorandaki koltuğuna kurulan Rifkin, Sue'nun yemeğe Philippe'i de davet ettiğini öğrenir...

    Masadaki üç kişiden Rifkin, sinema hakkında kimsenin ilgilenmediği şeyleri anlatırken; Sue ile Philippe, sanki yanlarında Rifkin yokmuşçasına kendi aralarında göz göze bakarak konuşmaktadırlar...

    Ağzının tadı iyice kaçan Rifkin, o geceki uykusunda da; Sue ile Philippe'in yatak odasındaki yatakta kendisinin de salondaki çekyat da uyuduğu, birlikte takılan bir üçlüyü oluşturabilecekleri iddia edilen garip bir rüya görür...

    Ki bu, doğrudan Sue'nun önerisidir...

    ***

    Sabah uyandığında Dr. Rojas'a kontrole giden Rifkin, kalbinin sapasağlam olduğu müjdesini alınca onunla Fellini, Bergman, Truffaut ve Godard gibi sinemacılar üzerine kısa bir söyleşi de yapar...

    Rifkin, resmen bayılmıştır erkeklerden yana talihsiz olduğu bilgisine de ulaştığı bu kadına...

    Hani neredeyse fena halde tutulmuştur, özellikle de ressam kocası Paco (Sergi López) ile yaşadıklarına bizzat gözleriyle tanık olduğunda...

    Dakika 32...

    Geride sizleri; gülümseyerek izleyeceğinizi umduğumuz, festivalin düzenlendiği Eylül ayında dahi ılıman bir iklime sahip olan San Sebastián'da turistik bir gezi de yaptırılan 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Yeter ki Woody Allen'ın, her filminde; izleyicisini de, kendi kurgusundaki biçimde düşünmeye zorlayan tarzına yeterince aşina olun...

    Yoksa eminiz aranızdan, "Bu da ne ya?" diyenler de çıkacaktır...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top