Small Engine Repair eleştirileri

Senaryosunu da, kendi yazdığı tiyatro oyunundan uyarlayarak kaleme almasının yanı sıra, başroldeki Frank Romanowski karakterine de hayat veren John Pollono'nun...

İlk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çekmek amacıyla yönetmen koltuğunda oturduğu "Small Engine Repair"; "kara mizah (dark comedy)" tarzda kurgulanılmış, son derece şahane bir sosyal medya eleştirisi olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçe ve büyükçe bir kısmı da; uyarlandığı tiyatro oyununa uygun bir biçimde, kapalı tek bir mekanda çekilmiş olan bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

***

Filmin başında...


"New Hampshire eyaletinin Manchester şehri için alternatif isim... Las Vegas'ın parıltısı ve cazibesi, Manchester'ın ikisinden de yoksunluğunun yan yana gelmesi...

Yani 'Manch Vegas' deyimi...

Alaycı bir şekilde kullanılır..."


Bilgisi verilir...

***

Ardından da...

Çalan telefondaki operatörün sesi...

"Hillsborough ıslahevindeki bir mahkumdan, ödemeli aramanız var... Bu görüşme kayıt altına alınabilir... Aramayı kabul etmek için lütfen sıfıra basın... Eğer istemiyorsanız..."

Derken...

Sıfıra dokunan Terrence Swaino (Jon Bernthal) karşısındakine...

"Frankie..." diye sesleniverir...

***

Patrick "Packie" Hanrahan (Shea Whigham) ile beraber, odada televizyon seyreden dört yaşındaki kızı Crystal'ı (Addie Bernthal) soran...

Sağ bileği alçıya alınmış, alnında da çizikler bulunan Frank Romanowski...

Teslim aldığı kamyonetiyle doğrudan...

Buluşma noktasına gideceğini haber vermektedir...

***

Yıllar sonra...

Önümüzdeki dönem...

Los Angeles'a gidip UCLA'da okuyacak olan lise son sınıf öğrencisi Crystal (Ciara Bravo) artık büyümüş ve ekonomik durumlarının yeterince iyi olmaması nedeniyle...

Vakti zamanında...

İstediği okullara gidememiş olmasını...

Babasıyla tartışırken...

***

Birden...

Amcaları gibi sevdiği Terrence ile Packie...

Ziyaretlerine gelir...

Ve hep birlikte...

Akşam yemeği sofrasına oturuverirler...

***

Çok geçmez...

Frank ile boşanıp...

Başka bir şehirde yaşamını sürdürmekte olan eski karısı Karen Delgado'da (Jordana Spiro)...

Kızı Crystal'ı, Noel alışverişine götürmek üzere gelmekte gecikmez...

***

Anne ve kızı...

Öylece çekip giderlerken...

Arkalarından bakınıp efkarlanan Frank'i avutmak gayesiyle...

Üç ahbap çavuşlar da...

Terrence'in önerisiyle...

Bir barın yolunu tutuverirler...

***

Orada...

Terrence ile Packie...

Kendileri gibi içip eğlenmekte olan bir sarışın kadın (Brianna Cohen) ve arkadaşı (Kaileela Hobby) ile oturup sohbet ederlerken...

Frank, ayak üstü tanışarak sigarasını yaktığı (gerçek hayattaki karısı Jennifer Pollono'nun canlandırdığı) Dottie'nin...

Telefon numarasını almayı da ihmal etmeyecektir...

***

İşte...

Her şey böyle...

Tatlı tatlı sürüp gitmekteyken...

Terrence'in Packie'yi tokatlamasıyla başlayan bar içindeki kavga...

Bu türden konularda...

Zaten vukuat dosyası kabarık olan Frankie'nin de...

Arkadaşlarını korumak için katılmasıyla büyüyecek...

***

Ve...

Kavgaya görgü tanıklığı yapan...

Crystal ile Karen'ın üzülmelerine yol açmaları sebebiyle...

Frankie'nin, Terrence ve Packie ile bozuşmasıyla sonuçlanacaktır...

***

- Üç Ay Sonra -

Frank...

Packie ile kız kardeşleri Diane (Ashlie Atkinson), Judy (Shannon Esper) ve Patty (Jenna Lamia) ile birlikte yaşayan Terrence'in telefonlarına...

"Acil" olduğunu belirttiği, birer yanıltıcı mesaj göndermek suretiyle kendilerini...

Akşam için...

Evi olarak da kullandığı tamirhanesine davet eder...

***

Çünkü...

Birlikte oturup "pay-per-view (PPV)" TV'de...

Sabaha kadar yiyip içip...

Profesyonel boks maçlarını izleyecekler...

***

Üstelik...

Frank'in basketbol oynarken tanıştığı Chad Walker (Spencer House) isimli 19 yaşındaki torbacı delikanlı...

Kendilerine uyuşturucu da getirecek...

Ve...

Daha da eğleneceklerdir...

***

Tabii eğer...

Öfke kontrolü probleminden mustarip olan Frank'in kafasında...

Özellikle de...

Kızı Crystal'a kötülük yaptığını düşündüğü Chad için...

Çok önceden hazırladığı...

Bir başka plan bulunmuyor olsaydı...

Dakika 43...

***

Sıklıkla şuurunu yitiren Frank'in ani patlamalarının ve kısık ateş türde kaynayıp fıkırdayarak ilerleyen konusunun, damgasını vuracağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; bol miktardaki ters köşe sürprizi de bünyesinde barındıran, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,