Senaryosunu, Robert Henny'nin kendi hikayesinden uyarlayarak Kurt Wimmer ile birlikte yazdığı ve Renny Harlin'in yönetmen koltuğunda oturduğu “The Misfits”, yer yer "Ocean's Eleven"ı (2001) anımsatan bir aksiyon komedi olarak geliyor karşımıza...
12 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen filmin Pierce Brosnan ve Tim Roth'lu kadrosunun yanı sıra Violet karakterini canlandıran Jamie Chung'ın dublörü Amanda Masongsong'un kavga sahnelerindeki performansının da yeterince etkileyici olduğunu belirterek yorumumuza girişimizi yapmış olalım...
İlk tanıştığımız isimler, bankalardaki kiralık kasaları soyarak kazandıklarını ihtiyaç sahiplerine dağıtan Ringo (Nick Cannon), on iki yaşından bu yana bir şeyleri havaya uçurmaktan mutluluk duyan ve son olarak da bir uyuşturucu üretim tesisini imha eden patlayıcı uzmanı Wick (Mike Angelo) ile genç kızları fuhuş çetelerinin elinden kurtaran erkek düşmanı Violet'tır...
Bir yıl öncesine kadar birbirini tanımayan bu üç iyilik sever, Prens (Rami Jaber) adındaki bir başka hayırsever tarafından, filmin anlatıcısı da olan Ringo'nun tercih ettiği "the Misfits / Uyumsuzlar" adını verdikleri uluslararası bir organizasyonun içinde bir araya getirilirler...
Ki, bundan böyle çok daha büyük işlere angaje olacaklardır...
Neyse...
Hikayenin bir sonraki bölümü, Los Angeles'taki Waverley hapishanesinde başlar...
Zira sırra kadem basan Richard Pace'in (Pierce Brosnan) hücresinde, şu an için hapishane işletmecisi Werner Schultz'un (Tim Roth) sorgulamakta olduğu Hanni Abu Assad (Feez), üç aydır aynı hücreyi paylaştığı Pace elini kolunu sallayarak öylesine tüydüğü için tek başına oturmaktadır...
Daha önce Prens'in yanında çalışmış olan bu Hanni'nin ağzı ne kadar sıkı olursa olsun, Shultz kendisini cep telefonu ile dövünce bülbül gibi şakıyarak olan biteni anlatıverir...
Yani sizin anlayacağınız, hırsızlık ve hapishanelerden kaçmak konularında yılların uzmanı olan Pace'de artık Prens'in kurduğu, kendini hayır işine vakfeden "Uyumsuzlar"a, beşinci üye olarak katılmıştır...
Gerçi para için soygun yapma alışkanlığına sahip olan Pace, şu "hayır yapma" olayından henüz haberdar değildir...
Ve uçakta yapılan ilk toplantıda Pace onlardan Schultz'un, Bin Laden'in varislerinden Abu Hirawa (Mansoor Alfeeli) ile işbirliği içinde olduğu bilgisini alır...
Terörizm, uyuşturucu ve petrol ticaretinden yüklü miktarda para kazanmakta olan bu şer ikilisi, altına çevirdikleri yatırımlarını, Schultz'un Ortadoğu'daki kurgusal bir ülke olan Jazeristan'daki hapishanesinin kasasında saklamaktadırlar...
İşte Pace'den istenen şey, o hapishaneye beraberce girerek Schultz ile Abu Hirawa'nın yasa dışı yollardan edindikleri bu altınlara el koyma işinde ekibe yardımcı olmasıdır...
Ancak Pace'in peşinen "Evet" demeyeceğini bildikleri için acele etmez ve önce kızı Hope (Hermione Corfield) ile de karşılaşacağı bir Abu Dhabi ziyareti yaparlar...
Pace'in orada gördüğü zenginlik öylesine göz kamaştırıcıdır ki, Prens ve ekibinin teklifini ertesi gün hızlıca kabul eder...
Nihayetinde paylaşılacak ve sonrasında da harcanacak olan bol miktardaki bir altını çalacaklardır...
Fakat işin içine Hope'un da dahil olduğu bu operasyonda ele geçirilecek altınlar paylaşılmak yerine Schultz ile Abu Hirawa'nın mağdur ettikleri insanlara dağıtılacaktır...
Bunu öğrendiğinde biraz "hık mık" etse de Pace, ikna olur ve icraat faslına geçilir...
Dakika 40...
Geride, gırgır, şamata ve aksiyonu ile sıkılmadan izleyeceğiniz bir 54 dakika daha mevcut...
Olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan izlemenizi öneririz...
Elbette çok da büyük beklentilere girmeden...
Keyifli seyirler,