Beyazperde
Hesabım
Ortalama puan
3,0
1 Puanlama
Betonrausch hakkında görüşlerin ?
5
0 Eleştiri
4
0 Eleştiri
3
0 Eleştiri
2
1 Eleştiri
1
0 Eleştiri
0
0 Eleştiri
Sırala
Filtrele:
Hepsi
“Betonrausch / Rising High”, karnı değil ama gözü aç olanın doyurulmasının neredeyse imkânsız olduğunun anlatıldığı hikâyesini de Johannes Kunkel ile birlikte ürettikleri fikirden uyarlayarak yazan 1980 Berlin doğumlu, Alman sinemacı Cüneyt Kaya’nın yönetmen koltuğunda oturduğu “hızlı ilerleyen” bir drama…
Hele de eğer Scorsese’nin “The Wolf of Wall Street” inden de (2013) haberdar değilseniz, sizden daha şanslısı da olmayacak ve bayıla bayıla izleyeceksiniz bu Netflix filmini…
Zira aynen 2008 krizi öncesindeki gibi, neredeyse bütün dünyada anlamsız bir çılgınlığa dönüşmüş olan “beton ekonomisi” üzerine konumlandırılan “dolandırıcılık”, “savurganlık” ve geliyorum diyen büyük bir “çöküş” bundan daha güzel resmedilemezdi…
Üstelik “Trautmann” daki (2018) performansını da beğenerek izlediğimiz David Kross ile Janina Uhse ve Frederick Lau, canlandırdıkları Viktor, Nicole ve Gerry karakterlerindeki etkili oyunculukları ile göz dolduruyorlarken…
Dediğimiz gibi, her ne kadar Viktor’un, flashback geçişleri ile çocukluk yıllarına giderek babasının iflas ve annesinin babasını aldattığı sahnelere üzülseniz de nihayetinde (garip bir biçimde) kesin eğleniyorsunuz da bu filmde…
En azından, Viktor ve Gerry isimli iki ahbap çavuşun, işin içine uyuşturucu, alkol ve seksin de karıştığı “üçkâğıtçılık” serüveni sizi sıkmıyor…
Ancak, “Ben bu anlatılanların daha büyük boyutlusunu, bir yerlerden anımsıyorum, hatta neyse şimdi boş ver” demekten de kendinizi alamıyorsunuz…
Tam her şeye alıştığınız ve kaptırıp gitmeye başladığınız bir anda, bu “uyanık” geçinen ikilinin, aniden işin içine vergi kaçırmanın en kolay yollarından biri olan Malta’da kendi özel (offshore) bankalarını açma hususu da girince…
Hafiften bir, “Hadi ya” diyerek suratınıza, daha da bir “acı tebessüm” oturtuveriyorsunuz…
Fakat fazla acele etmeyin…
Daha göreceğiniz çok daha ilginç şeylerde olacak bu 94 dakikalık filmde…
Özellikle de finaldeki “aslanlı” sürprizi kaçırmayın…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 2,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, hiçbir “somut” eleştirisi bulunmadığı için kesinlikle ciddiye almamanız gereken olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan (ancak çok büyük bir beklentiye de girmeksizin) “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Hele de eğer Scorsese’nin “The Wolf of Wall Street” inden de (2013) haberdar değilseniz, sizden daha şanslısı da olmayacak ve bayıla bayıla izleyeceksiniz bu Netflix filmini…
Zira aynen 2008 krizi öncesindeki gibi, neredeyse bütün dünyada anlamsız bir çılgınlığa dönüşmüş olan “beton ekonomisi” üzerine konumlandırılan “dolandırıcılık”, “savurganlık” ve geliyorum diyen büyük bir “çöküş” bundan daha güzel resmedilemezdi…
Üstelik “Trautmann” daki (2018) performansını da beğenerek izlediğimiz David Kross ile Janina Uhse ve Frederick Lau, canlandırdıkları Viktor, Nicole ve Gerry karakterlerindeki etkili oyunculukları ile göz dolduruyorlarken…
Dediğimiz gibi, her ne kadar Viktor’un, flashback geçişleri ile çocukluk yıllarına giderek babasının iflas ve annesinin babasını aldattığı sahnelere üzülseniz de nihayetinde (garip bir biçimde) kesin eğleniyorsunuz da bu filmde…
En azından, Viktor ve Gerry isimli iki ahbap çavuşun, işin içine uyuşturucu, alkol ve seksin de karıştığı “üçkâğıtçılık” serüveni sizi sıkmıyor…
Ancak, “Ben bu anlatılanların daha büyük boyutlusunu, bir yerlerden anımsıyorum, hatta neyse şimdi boş ver” demekten de kendinizi alamıyorsunuz…
Tam her şeye alıştığınız ve kaptırıp gitmeye başladığınız bir anda, bu “uyanık” geçinen ikilinin, aniden işin içine vergi kaçırmanın en kolay yollarından biri olan Malta’da kendi özel (offshore) bankalarını açma hususu da girince…
Hafiften bir, “Hadi ya” diyerek suratınıza, daha da bir “acı tebessüm” oturtuveriyorsunuz…
Fakat fazla acele etmeyin…
Daha göreceğiniz çok daha ilginç şeylerde olacak bu 94 dakikalık filmde…
Özellikle de finaldeki “aslanlı” sürprizi kaçırmayın…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 2,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, hiçbir “somut” eleştirisi bulunmadığı için kesinlikle ciddiye almamanız gereken olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan (ancak çok büyük bir beklentiye de girmeksizin) “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
- En son Beyazperde eleştirileri
- En İyi Filmler
- Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler