Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Evrensel
Yazar: Şenay Aydemir
Senaryoya da imza atan Teona Strugar Mitevska, hınzırca bir buluşla ülkesinin kamusal düzeninin işleyişindeki foyaları çıkarıyor ortaya. Petrunya’nın kadınların katılmasının yasak olduğu bir ritüele katılmasıyla bozulan bu düzen, birbiri ardına mantıksız kararlar alan ama bunların hiçbirinin dini/ hukuki karşılığını bulamayan bürokratik aygıtın ortaya çıkışına vesile oluyor. Petrunya’nın geri adım atmamakta ısrar etmesi, ülkenin yazılı olmayan kurallarının, günlük rutinlerinin, asayiş temayüllerinin, aile işleyişinin nasıl da kadınları yok saymak üzerine inşa edildiğini teker teker gözler önüne sermeye başlıyor.
Eleştirinin tamamı için: Evrensel
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Sistem değişikliğiyle (komünizmden kapitalizme) birlikte ekonomik ve sosyal anlamda travmalar yaşayan, işsizlik gerçeğiyle yüzleşen ve düzenin meseleyi çözemediği noktalarda geleneksel yapılardan yardım isteyerek anı kurtarmaya ve meseleyi ‘şimdilik’ örtbas etmeye çalıştığı bir toplum manzarası içinde, bir kadının direnişini, ayakta kalma çabasını anlatan ‘Onun Adı Petrunya’, bence ilgiye değer bir sinemasal ve sosyolojik çaba. Ana karakteri canlandıran Zorica Nusheva’nın etkileyici performansı, Petrunya’yı inandırıcı ve görünür kılıyor. Yabancı eleştirmenlerin filme ilişkin en büyük itirazı ise, Petrunya’nın karakol bölümünde genç bir polisle yakınlaşması ve nihayetinde aralarında filizlenen aşk olmuş. Genç memurun öyküdeki varlığı ve konumuna dair, “Üniformalı kurtarıcıya gerek var mıydı?” şeklinde eleştiriler getirilmiş.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Evrensel
Senaryoya da imza atan Teona Strugar Mitevska, hınzırca bir buluşla ülkesinin kamusal düzeninin işleyişindeki foyaları çıkarıyor ortaya. Petrunya’nın kadınların katılmasının yasak olduğu bir ritüele katılmasıyla bozulan bu düzen, birbiri ardına mantıksız kararlar alan ama bunların hiçbirinin dini/ hukuki karşılığını bulamayan bürokratik aygıtın ortaya çıkışına vesile oluyor. Petrunya’nın geri adım atmamakta ısrar etmesi, ülkenin yazılı olmayan kurallarının, günlük rutinlerinin, asayiş temayüllerinin, aile işleyişinin nasıl da kadınları yok saymak üzerine inşa edildiğini teker teker gözler önüne sermeye başlıyor.
Hurriyet
Sistem değişikliğiyle (komünizmden kapitalizme) birlikte ekonomik ve sosyal anlamda travmalar yaşayan, işsizlik gerçeğiyle yüzleşen ve düzenin meseleyi çözemediği noktalarda geleneksel yapılardan yardım isteyerek anı kurtarmaya ve meseleyi ‘şimdilik’ örtbas etmeye çalıştığı bir toplum manzarası içinde, bir kadının direnişini, ayakta kalma çabasını anlatan ‘Onun Adı Petrunya’, bence ilgiye değer bir sinemasal ve sosyolojik çaba. Ana karakteri canlandıran Zorica Nusheva’nın etkileyici performansı, Petrunya’yı inandırıcı ve görünür kılıyor. Yabancı eleştirmenlerin filme ilişkin en büyük itirazı ise, Petrunya’nın karakol bölümünde genç bir polisle yakınlaşması ve nihayetinde aralarında filizlenen aşk olmuş. Genç memurun öyküdeki varlığı ve konumuna dair, “Üniformalı kurtarıcıya gerek var mıydı?” şeklinde eleştiriler getirilmiş.