“See You Yesterday”; senaryosunu da, Fredrica Bailey ile birlikte yazan Stefon Bristol’ün yönetmen koltuğunda oturduğu ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmi…
Prömiyeri, 3 Mayıs 2019’da Tribeca Film Festivalinde yapılan ve 17 Mayıs 2019 tarihinde Netflix platformunda yayın akışına dâhil edilerek vizyona sokulan filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…
O nedenle bizde, zaman yolculuğu ana temalı bilim – kurgu tarzındaki bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce yine bu filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, iyi film çekmek için asıl gerekli olan şeyin büyük bütçelerden çok “vizyon” olduğunu gösteren önemli örneklerden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Ki zaten, “Malcolm X” (1992), “25th Hour” (2002), “Inside Man” (2006) ve “BlacKkKlansman” (2018) gibi filmlerin yönetmeni Spike Lee’yi bu filme yapımcı olması için ikna etmek de başka türlü mümkün olamazdı…
Bu yüzden de, sinemadaki burcu Marvel, yükseleni de Avengers olanların, bulanık bir bardak su da kopartmaya çalıştıkları fırtına sakın kimseyi yanıltmasın…
Zira bu film, kesinlikle onların niteledikleri gibi sıradan bir ıvır zıvırdan (junk) ibaret değil…
Tam tersine, ne kadar ucuza mal edilirse edilsin (ki asıl marifet de budur), gerek hikâyesi, gerek oyunculuk performansları, gerek kostüm tasarımları, gerek müzikleri, gerek efektleri ve gerekse de kurgusu ile sinema sanatından anlayan herkesi yeterince tatmin edecek bir filmle karşı karşıyayız…
Birde şu, iflah olmaz “olumsuz” Netflix takıntısı var ya…
Gerçekten onu da hiç anlayabilmiş değiliz…
O konuda yazılanları okuduğunuzda zannedersiniz ki; adamlar, “Nuri Alço” misali gazozlarına çaktırmadan ilaç kattıkları genç sinema aşıklarına zorla berbat bir film daha izletmişler…
Gerçi aynı veryansıncı tayfa vakti zamanında, aynı platformun 3 Academy, 1 Golden Globes ve 4 BAFTA ödüllü “Roma” (2018) filmi içinde demediğini bırakmamıştı…
O yüzden de, daha önce de söylediğimiz gibi bu tür analiz yoksunu yorum ve puanların, filmlere ilişkin iştahınızı kaçırmasına izin vermemelisiniz…
Bir final yorumu için tekrar filmimize dönecek olursak…
Yıllar sonra küçücük bir giriş rolünde de olsa, efsanevi “Back to the Future” (1985 – 89 – 90) üçlemesinin Marty McFly’ı Michael J. Fox’u yeniden görmekten de büyük bir mutluluk duyduğumuz bu film için ekleyebileceğimiz son şey, “Zekâ ürünü bir sadelik vardı” olabilir…
Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama buraya kadar söylediklerimizin tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun…
Artık ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanları dikkate almadan “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,