Senaryosunu da yazan Michel Franco'nun yönetmen koltuğunda oturduğu "Nuevo orden / New Order / Yeni Düzen"; "Yumurta mı, tavuktan yoksa tavuk mu, yumurtadan çıkar?" sorusuna benzer bir biçimde, "Bir ülkedeki yaygın sınıfsal farklılık, yoksulluk ve bunların tetiklediği 'organize kaos', her türlü yolsuzluk ve rüşveti tescilli markası haline getirmiş olan faşizan devlet yapısının kaçınılmaz bir sonucu mudur veya böylesi bir devlet yapısı mı nihayetinde derin sınıfsal uçurum, yoksulluk ve kaosa neden olur?" sorularının Latin Amerika örneğinde yanıtlanmaya çalışıldığı bir film olarak geliyor karşımıza...
"Después de Lucía / After Lucia" (2012), "Chronic" (2015) ve "Las hijas de Abril / April's Daughter" (2017) ile adını Cannes Film Festivallerinde kazandığı ödüllerle duyuran Meksikalı sinemacı Franco bu kez; dünya prömiyerini, 10 Eylül 2020 tarihinde iki ödül birden kazandığı bu filmle, Venedik Film Festivalinde yapmış...
Ki aynı Franco, kadrosunda Tim Roth ve Charlotte Gainsbourg'un da bulunduğu son filmi "Sundown"ın (2021) prömiyerini de, yine bu yıl Venedik'te yapmaya hazırlanıyor...
Bu kısa bilgilerin ardından, gelin isterseniz filme biraz daha yakından bakalım...
Film, devlet hastanesinin acil servisinin, şehirde yaşanan katliam gibi toplu ayaklanmadan, yaralı olarak kurtarılanların yerleştirilmesi nedeniyle boşaltıldığı görüntüler ile başlar...
Derken tanınmış Meksikalı zenginlerden Tamara (Claudia Lobo) ve Iván Novello'nun (Roberto Medina) kızları Marianne (Naian González Norvind) ile Pilar'ın (Patricia Bernal) oğlu Alan'ın (Gael García Bernal'ın üvey erkek kardeşi Dario Yazbek Bernal) düğünündeyiz...
Konukların yanı sıra düğünün yapılacağı Novello ailesinin malikanesine, eski çalışanlardan Rolando'da (Eligio Meléndez), karısı Elisa'nın (Regina Flores) kalp kapakçığı ameliyatı için 200 bin peso borç istemek için gelir...
Zira Elisa'da, hastaneden zorunlu olarak tahliye edilenlerin arasındadır ve şimdi, eğer gerekli miktardaki para bulunabilirse ameliyatı, özel bir klinikte gerçekleştirilebilecektir...
Ancak eski işverenlerinden, 35 binden fazlasını alamadığı gibi özellikle de Marianne'in ağabeyi Daniel (Diego Boneta) tarafından terslenerek geri gönderilir de Rolando...
Bunun üzerine yanına evin sadık çalışanlarından Marta'nın (Mónica Del Carmenoğlu) oğlu Cristian'ı da (Fernando Cuautle) alan Marianne, Elisa'ya yardım için yola koyulur...
Fakat kentteki tüm yollar güvenlik güçleri tarafından kesilmiştir...
Neyse o karmaşa da, bir fırsatını bulan Marianne ile Cristian, olayların yatışacağı sabahı beklemek üzere Cristian'ın amcası olan Rolando'nun evine kapağı atıverirler...
Yalnız daha da önemlisi düğün, evlerinin güvenlik şefi Felipe'nin (Leonardo Alonso) liderliğindeki silahlı bir grup tarafından basılmış ve Iván, anında vurularak ağır yaralanırken, ev de ne var ne yok, gözü dönmüş bu yoksul grup ve evdeki çalışanlarca yağma edilmiştir...
Üstelik olabileceklerin en kötüsünü henüz gözümüze sokmadı Franco...
Ne mi o?
Tabii ki; ordu birliklerinin de, aynen devletin diğer kademelerindeki bürokrasi gibi rüşvet ve yolsuzluk suçuna dibine kadar batmış olmasıdır...
Çünkü Marianne ve benzeri pek çok varlıklı ailenin çocuğu, bu karmaşanın neticesinde onların eline, ebeveynlerinden istenecek milyonlarca pesoluk fideye karşılığında rehin düşmüştür...
Dakika 40...
Geride, baskı ile ayakta durabilen kokuşmuş bir devlet yapısı ve doğrudan bu yapıya direnerek mevcut düzeni değiştirmek üzere birleşmek yerine birbirlerini boğazlamayı tercih etmiş olan bir toplumsal yapının resmedildiği ve neredeyse insanın ağzı açık olarak izlediği 46 dakikalık bir bölüm daha mevcut...
Filmografisindeki diğerleri gibi Franco'nun, editör masasına da oturmayı ihmal etmediği bu filmi de, nitelikli film takibinde olan sinemaseverlere, hiç düşünmeden önereceğiz...
Keyifli seyirler,