Hikâyesi, James Montague ve Craig W. Sanger tarafından yazılan “The Vast of Night”, yönetmen koltuğunda oturan Andrew Patterson’ın ilk uzun metrajlı sinema filmi…
Amy Taubin’in, Film Comment için 30 Ocak 2019’da Christopher Nolan’ın ilk filmi “Following” (1998) ile kıyaslayarak kaleme aldığı yorumundaki gibi bu filmi biz de hiç düşünmeden, “Vizyoner film yapım zekâsının bir gösterimi” olarak tanımlıyoruz…
Muhtemelen Amazon’un patronu Jeff Bezos’un da, son zamanlarda en sevdiği filmlerden biri olmuştur “The Vast of Night” …
Zira ortalıkta masrafa yol açacak tek bir şey yok…
Hatta filmin, “XX Large” boyutta düşük bütçeli olduğunu dahi söyleyebiliriz…
Ancak gerek konu ve gerekse de yaratılan atmosfer açısından filmde, sıra dışı TV dizileri “The X Files” dan “The Twilight Zone” a kadar ne ararsanız mevcut…
Yani tam anlamıyla, bu TV klasiklerine bir “saygı duruşu” niteliğinde…
Zaten hikâye de yine bir TV şovu olan “Paradox Theater” olarak sunuluyor ekranlarda…
Elbette, yaşanılan her türlü garabetin ardından, akla ilk gelen suçlunun “Sovyetler Birliği” olması haliyle de “soğuk savaş yılları” Amerika’sı da çok net resmedilmiş filmde…
Hani bu konuda, olumsuz neticelenen her şeyi “dış güçlere” mal eden malum zihniyetle biraz kafa da bulunmuş…
Hâlbuki 1950’lerdeki kurgusal bir New Mexico kasabası olan Cayuga’da meydana gelen garip olaylar, anında 1947 yılındaki “Roswell UFO Vakasını” anımsatmalıydı…
Ki aslında bu da ihmal edilmemiş ve “uzaylılar” ile “Amerikan ordusunun” bizzat kendisi de sonraki ihtimaller olarak yine olağan şüpheliler arasındaki yerlerini almışlar…
Bu arada, ABD ordusunun bütün pis işlerinde, “Afro – Amerikan” kökenli siyahi askerleri kullanıyor olmasına dair imaya da dikkat çekmek isteriz…
Hele o, 1990’lı yıllara dair cep telefonu kehaneti…
Müthiş…
Peki, telefon santral operatörü Fay (Sierra McCormick) ile altın çağlarını yaşamakta olan radyonun, WOTW isimli yerel bir istasyonunun DJ’yi Everett’ın (Jake Horowitz) çözümlemeye çalıştıkları olayların ardındaki fail, yukarıda sıraladığımız “Sovyetler Birliği”, “uzaylılar” ve “Amerikan ordusu” üçlüsünden hangisidir?
Tabii ki, onu yine filmi izleyerek sizler bulacaksınız…
Bitirmeden filmin, (drone çekimleri dâhil) kamera kullanım tekniği, kısmen flu olan renk yapısı ve müzikleri ile de şahane bir (“indie”) bağımsız olduğunu belirtmek istiyoruz…
Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…
Sinema sanatına yaraşır; “emek ve bilgi verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden buluşmak üzere, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan:
“Eminiz, beyaz perdedeki hayaller dünyamıza yeni katılan Andrew Patterson da çok daha iyilerini de yapacak” diyerek “muhakkak bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,