¨Kadıköy’de aşk başkadır¨
Yazar: Murat Tolga ŞenEngin Akyürek ve Bergüzar Korel’den birbirine aşık bir çift yaratmayı ve seyirciyi buna inandırmayı deneyen Bir Aşk İki Hayat, sevgililer gününden sadece bir gün sonra gösterimde...
Öncelikle, bu orijinal bir fikir değil, senaryosu 2012 yapımı What If... adlı filmden uyarlama, hatta Sliding Doors ve Made in Heaven filmlerinin aroması da var. Bu duruma sosyal medyada takılanlar olmuş ama yapım zaten künyesinde ilan ediyor ve vasat bir orijinal hikayedense iyi bir senaryonun yerelleştirilmiş halini izlemeyi tercih ederim. Çok sevdiğimiz bir sürü Yeşilçam filminde de öyle yapılmıştır hem de ¨çaktırmadan¨.
Şunu yine baştan belirtmeliyim ki; film olmuş! Engin Akyürek ve Bergüzar Korel arasındaki aşk inandırıcı, kimyaları birbirine uygun. Kadıköy sokakları filmin ruh haline çok uyan doğal bir sete dönüşmüş ki bu konuya ilerleyen satırlarda ayrıca ilgi göstereceğim ve nihayetinde rejisi, oyunculuğu, kurgusu, ışığı, sesi ile tertemiz bir film çıkmış ortaya...
Filmin hikayesinin çıkış fikri, aldığımız en basit kararların bile hayatımızı nasıl değiştirebileceği ama yine de kaderimizde olanın bir yolunu bulup karşımıza çıkacağı üzerine... ¨Keşke öyle yapmasaydım¨ ya da ¨iyi ki öyle yapmışım¨ diyerek düşünülen anılar herkesin hayatında bahar polenleri gibi uçuşuyor. Düşünsenize; bir akşam üstü köpeğinizi Havuz (Mehmet Ayvalıtaş Meydanı) civarında gezdirmeye çıkarıyorsunuz ya da hiç oralı olmayıp evde takılmaya devam ediyorsunuz ve bu yüzden hayatınız tümden değişiyor. Bu mümkün mü? Hem de nasıl!
Benim başıma üç kez geldi, sizin hayatınızda da mutlaka birkaç örneği vardır. Özgür iradeyi utandırmamak adına bilinçli seçimlerden ibaret bir hayat yaşadığımızı düşünüyoruz ama bizi gelip bulan ve olmadık yerlere fırlatan tesadüf meleklerinin kurbanlarıyız. Bir şey yapacakken başka bir şey yaparsınız, belki de çok önemsiz anlık bir karardır ama hayat sizin için yeniden kurgulanır ve yolunuz değişir.
Engin Akyürek’in canlandırdığı Umut, planlanmamış bir şekilde Deniz’le karşılaştığında tesadüf melekleri devreye giriyor ve ikisinin hayatını tümden değiştiriyor. Tutkulu bir aşk kurgusu içermesine rağmen filmin tek derdi aşk değil, yaşam üzerine tarifler vermeyi de ihmal etmiyor. İşte biz de tüm bunlar olup biterken Kadıköy sokaklarında dolanıp duruyoruz. Bir yıldan bu yana yaşadığım bu semtin en büyülü halini bu filmde gördüm. Filmi izlerken her gün geçtiği sokaklara, takıldığı parklara, mekanlara farklı bir gözle bakıp ¨buranın Paris’ten pek eksiği yokmuş aslında¨ diye düşünüyor insan. Filmin üç başrolü var bile diyebilirim, Engin Akyürek, Bergüzar Korel ve Kadıköy! Semtim çok güzel oynamış doğrusu, gurur duydum burada yaşamaktan...
Ya da şöyle oluyor, aşık olduğunuzda şehir de güzelleşiyor, farklı bir anlam kazanıyor. Aşk sevgiliyle birlikte terasta ya da Kadıköy sinemasında film izlemek, Bardan Adam’da birlikte içmek, Moda sahilinde avarelik etmek ve evlenmek oluyor. Sonra çoluk çocuğa karışıp tam Kadıköylü oluyor, balıkçılar çarşısından eve lazım olanı alıyorsunuz. Deniz karşının kızı bu arada... Kadıköy için ithal sevgili sayılır ama Kadıköy’ün herkesi bağrına basan sokaklarına o da kolayca alışıyor.
Gişe sinemacılarının saloncularla giriştiği bilek güreşi henüz sonlanmışken vizyona giren Bir Aşk İki Hayat, haftanın en iyi yerlisi... Engin Akyürek’in bu filmle hayran sayısını katlayacağını düşünüyorum. Şu anki jönler arasında en beğendiğim aktör o... Bergüzar Korel ise, aşık ve aşık olunacak kadın rolünün üstesinden hakkıyla geliyor. Daha önce görmediğim nüanslar içeren bir performans... Bizim iyi kadın oyuncularımızın vaktinden evvel çok ciddi rollerde kendilerini oyaladıklarını düşünüyorum. Buradaki Deniz’i çok sevdim, işte izlemek istediğim Bergüzar Korel, umarım rol seçimlerinde bunu dikkate alır. En büyük övgü, filmin yönetmen koltuğunda oturan Ali Bilgin’e... Gereksiz numaralarla vakit kaybetmeyen, hava atmayan bir reji ve başarılı oyunculuk yönetimi ile takdirimi kazandı.
Doğru bir zamanlamayla vizyona giren Bir Aşk İki Hayat’ın, Bizim İçin Şampiyon’un başarısını tekrarlayacağını düşünüyorum. Bizim İçin Şampiyon’un da kurgusunu yapan ve seyirciye sinemamızda benzeri görülmemiş at yarışı sahneleri izleten kurgucu Aylin Zoi Tinel, birbirine paralel akan iki hikayeyi, seyircinin kafasını karıştırmadan aktarmayı fevkalade başarmış. Son olarak, Ay Yapımı gişe sinemasına kalite getiren özenli işler çektiği için bir kez daha kutluyorum. Filmi izledikten sonra aşık olacağınıza söz veremem o biraz kısmet işi ama Kadıköy’e taşınacağınız garanti! İyi seyirler...
murattolga@otekisinema.com
Sosyal medyada takip etmek için: @murattolga