“Hogar / The Occupant”, hikâyesini de yazan David ve Àlex Pastor “biraderlerin” yönetmen koltuğunda oturdukları bir drama…
25 Mart 2020 tarihinde Netflix platformuna dâhil edilerek vizyona sokulan filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…
O yüzden bizde, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun içinde, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce Barselona’dan renkli kareler de sunulan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, “Pastor biraderlerin”, “neo – noir”ın oldukça sert olan sinema dilinden de yararlanarak, Javier Muñoz örneği üzerinden, insanları getirdiği noktaya ilişkin olarak kapitalizme yönelik “ironik” bakış açılarını sergiledikleri ve bizden de “geçer” not aldıkları bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Eğer kısık odun ateşindeki sabırla ve ağır ağır pişirilen yemek kıvamındaki hikâyesine, aroma ve lezzet de katan “ters köşeler” de ilave etmiş olsalardı, filmi “geçer” değil, kesinlikle “iyi” kategorisinde tanımlayarak değerlendirecektik…
Hele de, “alışmış, kudurmuştan beterdir” özlü sözünün ete kemiğe bürünmüş ayaklı abidesi olarak, önündeki engelleri devire devire yoluna devam eden “gözü dönmüş” Javier Muñoz karakterindeki performansında Javier Gutiérrez bu kadar sağlam döktürmüşken…
Bu arada, hakkını teslim edelim ki, “Contratiempo” (2016) ve “El fotógrafo de Mauthausen” (2018) gibi filmlerden de tanıdığımız Mario Casas’da yine iyi iş çıkartmış…
“Spoiler” oluşturma potansiyeli fazlasıyla yüksek olduğu için sağından solundan girerek filmi daha fazla detaylandırmayacağız…
İlave edeceğimiz son şey:
İçinden geçmekte olduğumuz “Covid – 19” salgınının, anlamsız beton yığınları AVM’ler yerine sanal alışveriş siteleri, sinema salonları yerine de Netflix gibi dijital platformların önem ve borsa değerlerini fazlasıyla artırdığı biçiminde olacak…
Ki, eminiz, büyük Hollywood stüdyoları da çok kısa bir süre içinde yavaş yavaş terk etmeyi planlamak zorunda kalacakları sinema salonları yerine bu tür bir yapılanmaya adım atacaklardır…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; dünya sinemasının Amerikan filmlerinden ibaret olmadığını bilen sinemasever dostlarımıza, “Katalan Pastor biraderlerin filmlerini de takibe almayı unutmayın” diye seslenerek kullanmak isteriz…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,