Senaryosunu da, Dan Aykroyd ve (bu filmin bizzat kendisine ithaf edildiği) Harold Ramis'in (1944 - 2014) orijinal hikayesinden (1984) uyarlayarak Gil Kenan ile kafa kafaya vererek yazan Jason Reitman'ın yönetmen koltuğunda oturduğu "Ghostbusters: Afterlife", fantastik bir "dramedy" (drama - komedi) olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 75 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilen ve Netflix platformunun başarılı dizilerinden "Stranger Things" i (2016 - 2022) beğenen ebeveyn sinemasever dostlara "ailecek" de izleyebileceklerini gönül rahatlığı ile belirtebileceğimiz; görsel efekt ve yeşil perde teknolojilerinin dibine vurulduğu, göz yaşartabilecek nitelikteki finalinde, duygusal sahnelerin de yaşanacağı bu filme biraz daha yakından bakalım...
Başlamadan, anlatılanların daha iyi anlaşılabilmesi için "Ghostbusters" serisinin bütünü ve serinin "şimdilik" son halkası da olan bu filme ilişkin küçük ama "kritik" hatta "kilit" bir rol olarak değerlendirilebilecek önemdeki bir bilgi notunu da paylaşalım istiyoruz...
Şöyle ki, New York merkezli "Ghostbusters" operasyonundaki isimlerden Egon Spengler, arkadaşları Dr. Peter Venkman (Bill Murray), Dr. Raymond "Ray" Stantz (Dan Aykroyd) ve Dr. Winston Zeddemore'u (Ernie Hudson) küstürmek pahasına yalnız bırakarak , pek çok alet ve edevatın yanı sıra efsanevi otomobilleri Ecto-1'i de yanına almak suretiyle Oklahoma Summerville'deki, arazisinde ürün yetiştirmekle uğraşmadığı bir çiftliğe yerleşmiştir...
İşte geçirdiği kalp krizi (zannedilen bir dizi doğaüstü etkileşim) sonrasında hayatını kaybeden bu Egon Spengler'ın, yıllardır ayrı yaşadığı kocasından boşanmış olan kızı Callie (Carrie Coon) parasız kalıp, kiracı olarak oturmakta olduğu apartman dairesinden çıkartılınca; çocukları (yukarıda sözünü ettiğimiz "Stranger Things" in Mike Wheeler'ı Finn Wolfhard'ın canlandırdığı) 15 yaşındaki Trevor ve (yeni bir Millie Bobby Brown yahut da Emma Watson olup olamayacağını yakında öğrenebileceğimizi umduğumuz Mckenna Grace'in oynadığı) 12 yaşındaki Phoebe ile beraber babasının Summerville'deki çiftlik evine göçmek zorunda kalırlar...
Eve girer girmez yaşanan şiddetli bir depremin ardından ilk ziyaretçileri de, kendilerine beş parasız ve borç içinde debelenerek öldüğünün haberini verecek olan Egon'un yakın arkadaşlarından Janine Melnitz (Annie Potts) olur...
Neyse...
Ertesi gün Phoebe, kendisini ortaya çıkan esrarengiz ölüm vakaları sebebiyle kapatılan, yörenin okültizme de merak salmış olan en varlıklı insanı Ivo Shandor'ın (J.K. Simmons) sahibi olduğu, antik bir mabedi andıracak şekilde tasarlanarak inşa edilen Shandor madenine götürecek olan Podcast (Logan Kim) ile tanışacağı yaz okuluna başlar...
Öğretmenleri de aslında bir sismolog olan ve jeolojik yapısı nedeniyle Summerville'deki, manasız bulduğu sarsıntılara kafa yoran Gary Grooberson'dır (Paul Rudd)...
Trevor'a gelince...
O da, Spinners adındaki bir burgerci de bulaşıkçı olarak işe başlamıştır...
Bu arada Phoebe, "görünmeyen bir varlık" ile satranç oynarken, eve geldikleri ilk gün dedesinin koltuğunun altında bulduğu, hayaletleri tespit etmenin yanı sıra paranormal aktivitelerin yoğunluğunu ölçmekte de kullanılan P.K.E Metre de, hareketlenerek çalışmaya başlar...
Aynı "görünmezce" Phoebe, dedesinin evin tabanını örten parkelerin arasına gizlediği; aslında içindeki hayaletle birlikte "ebediyen gömdüğü" hayalet tuzağını bulup çıkartmak üzere yönlendirilmektedir...
Tabii Phoebe, o tuzağı bulup çıkartmakla kalmaz ve Podcast'e göstermek amacıyla okula da götürür...
Cihazı seksenli yıllardaki "Ghostbusters" filmlerinden anımsayarak tanıyan Bay Grooberson, çalışıp çalışmadığını test etmeye kalkışınca, tutuklu haldeki hayalet serbest kalarak, gizleneceği Shandor madenine doğru havalanarak uzaklaşıverir...
Öyle ki, aynı esnada araçlarına atlayan Trevor ile burgercideki mesai arkadaşları Lucky (Celeste O'Connor), Skittles (Shawn Seward), Zahk (Billy Bryk), Swayze (Sydney Mae Diaz) ve Reseda (Hannah Duke), madenin yer aldığı aynı dağlara doğru tırmanmalarının neticesinde, o yaratıkla neredeyse burun buruna gelirler...
Elbette tam anlamıyla bir merak küpü olan teknoloji tutkunu Phoebe, kendisini koruyup kollayan "görünmez" varlığın da yardımlarıyla; bir hayalet avcısı olduğunu öğrendiği dedesinin çiftliğindeki araştırmalarını sürdürmekte hatta bulduğu eski cihazları onarmasının ardından Podcast ile beraber test de etmektedir...
Sakın kimse, anneleri Gary ile takılırken, Trevor'da sadece gezip tozuyor diye düşünmesin...
Boş durmayan Trevor'da, dedesinin ön kapılarında "Ghostbusters" arması da bulunan Ecto-1 adındaki tam donanımlı Cadillac'ını çalışır hale getirmiş ve yolda rastladığı Phoebe ile Podcast'i de yanına alarak öğüttüğü metalleri mermi biçiminde püskürten bir hayaletin peşine düşmüşlerdir...
Dakika 60...
Geride sizleri, heyecanın giderek artacağı ve akıllardaki tüm soruların eksiksiz olarak yanıtlanacağı 64 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,