Senaryosunu Amanda Idoko'nun kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da...
Pek çok filmine yazdığımız yorumu, yine bu mecrada paylaşmış olduğumuz favori yönetmenlerimizden Tate Taylor'ın oturmakta olduğu "Breaking News in Yuba County"; Türkiye'deki Müge Anlı, Esra Erol ve benzeri fenomen sunucuların yaptıkları sansasyonel TV programlarının hedefe konularak, "kara mizah (dark comedy) tarzda kurgulanıldığı...
Son derece etkileyici bir medya eleştirisi olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olmasına rağmen; Academy, BAFTA, Golden Globe ve Prime Time Emmy ödüllü, baş roldeki Sue Buttons karakterini canlandıran usta oyuncu Allison Janney'ın...
Göz alıcı performansı sayesinde, dimdik ayakta kalmayı becerebilen bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...
***
Kendi doğum günü için pasta siparişi vermiş olan Sue Buttons; teslim almak üzere girdiği marketin fırın ürünleri bölümüne yanaşarak, paketlenmiş haldeki pastasını teslim alır...
Alır almasına da...
Bir de ne görsün...
Pastanın üstüne adı, "Sue" değil de...
Eksik malzeme kullanılmak suretiyle "Suc" olarak yazılmış olmasın mı...
***
Reyondaki görevlinin (Cleta Elaine Ellington)...
Bırakın umursamasını, kendisine dik dik bakması sonucunda...
Mecburen ödemesini de yapan Sue...
Pastasıyla beraber marketten ayrılır...
***
Eve vardığındaysa...
Akşama, bir otel odasında kaçamak yapacağı sevgilisiyle telefonda görüşerek randevulaşan kocası Karl Buttons (Matthew Modine)...
Bankadaki günlük mesaisine başlamadan...
Halen spor salonuna gitmemiş ve içeride öylece oturmakta...
***
Üstelik muhtemelen de...
Aynen Sue'nun, bir yerel haber kanalında muhabir olarak çalışan üvey kız kardeşi Nancy (Mila Kunis) gibi...
Karısının doğum gününü de anımsamamaktadır...
***
Derken Sue...
Karl'ın, kendisinin kredi talebiyle ilgilenmesi hususunu...
Bir kez daha hatırlatan...
Hatta bu konuda ısrarcı da olan Nancy ile telefonda sohbet ederken...
***
Karl, çantasını kaptığı gibi sıvışıp çıkarken...
Televizyonda da ünlü sunucu Gloria Michaels (Juliette Lewis)...
Günler önce kaybolan, 13 yaşındaki Emma Rose'tan söz etmeyi sürdürüp...
Ebeveynlerini de konuşturmaktadır...
***
Çok geçmez...
Pastanın üstündeki "Suc" yazını, el marifetiyle "Sue"ya dönüştürür dönüştürmez...
Yola koyulan Sue soluğu...
Çağrı merkezi operatörü olarak görev yaptığı "SSCC' de (Simple Solutions Call Center / Basit Çözümler Çağrı Merkezi)" alır...
***
Bu arada...
Karl'ın eski hükümlü kardeşi Petey Buttons'ın (Jimmi Simpson)...
Debbie (Ellen Barkin) tarafından, haksız yere hırsızlık yapmakla itham edildiği...
Rita'nın (Wanda Sykes) mobilya ve outlet mağazasında çalıştığını görüyoruz...
***
Ki zaten...
Evleneceği sevgilisi Jonella (Samira Wiley) ikizlerine hamile kaldıktan sonra...
Eskiden alışkanlık haline getirmiş olduğu, o türden işleri bıraktığını Petey...
Patronu Rita'ya, tüm içtenliğiyle itiraf edecektir de...
***
Neyse...
Yeniden Sue'ya dönecek olursak...
Bir istirahat molası esnasında...
İşyerinde düzenlenen doğum günü kutlamasının...
***
Önce...
Kendisi için tertiplendiğini sanarak sevinse de...
Aslında bunun Janet (Lucy Faust) için olduğunu anlayan Sue...
Bu şoku...
"Le Femme Aimee" isimli Fransız restoranında, iki kişilik yer ayırtarak atlatmayı tercih eder...
***
Ardından da...
Akşam saat 20:30'a yaptırdığı yemek rezervasyonunun bilgisini...
Telefonuna göndereceği mesajla...
Karl'a da bildirir...
***
Ama...
Gelen mesajı...
Pek de önemsemeyerek telefonunu, banka ofisindeki masasının diğer köşesine bırakan Karl...
Ellerindeki çantada taşıdıkları, 3 milyon doların aklanmasını isteyen Mina (Awkwafina) ve Ray'in (Clifton Collins Jr.) hışmına uğrayacak...
Ve...
Hiç istemese de...
Taleplerini kabul etmek zorunda kalarak...
***
Sırtladığı...
İçinde, söz konusu paranın da bulunduğu çanta...
Ve...
Elindeki bir buket çiçekle, koşar adımlarla bankadan otomobiline doğru heyecanla seyirtirken...
***
Bu sahneyi...
Mesajına yanıt alamaması nedeniyle...
Karl'a bizzat bildirmek gayesiyle ziyaretine gelen ve elindeki o çiçeğin, kendisine alındığını zannederek...
Fazlasıyla sevinen Sue'da görerek...
***
Sürprizi bozmamak adına da...
Kendisini seslenerek durdurmak yerine, sessizce aracını takip etmeyi yeğleyecek...
***
Ancak...
Ucuz bir otelde nihayetlenen bu takibin finalinde de Sue...
Kocası Karl'ın o çiçekleri...
Kendisiyle aldattığı, (en az iki Sue iriliğindeki) Leah Norton'a (Bridget Everett) aldığını öğrenirken...
***
Sue'nun kendilerini basmasıyla...
Yaşadığı şaşkınlığın ardından, kart zampara Karl...
Tam da Leah'ın üstünde iş tutmaktayken, kalp krizi geçirerek...
Yaşamını yitirecektir...
***
İlk olarak odadan, ikna ettiği Leah'ı sepetleyerek gönderen Sue...
Sonrasında da, telefon açarak yemek rezervasyonunu iptal edip...
Bir güzel sarıp sarmalayarak paketlediği Karl ile içinde, 3 milyon doların da bulunduğu çanta da dahil yanındaki tüm eşyaları...
Otelin yanında kazdığı bir çukura gömüp...
"Kayıp" bildiriminde bulunmak üzere, yaşadıkları Yuba ilçesinin polis karakoluna gidecek...
***
Fakat...
Bu türden işlemlerin, o kadar kolay halledilemediğini ve en az 48 saat beklemesi gerektiğini öğrendiğinde de...
Çareyi...
Ablasının haline üzülerek...
Kayıp kız Emma Rose vakasında, Gloria Michaels'ın üstlendiği rolü...
Eniştesi Karl için kendisinin yerine getirebileceğini söyleyen Nancy bulacak...
***
Elbette...
Kayıplara karışan Karl'ın peşine düşen sadece Sue ve onun harekete geçirdiği polis dedektifi Cam Harris (Regina Hall) ile memur Jones (T.C. Matherne) değil...
Babası Bay Kim'e (Keong Sim) ait nakit 3 milyon doları kendisine kaptıran Mina ile acımasız ortağı Ray ve Karl'ın ölümüne tanıklık etmiş olan Leah'da olacaktır...
Dakika 26...
***
Bir günlüğüne de olsa "şöhrete ulaşmayı ve önemsenmeyi" kafasına koymuş olan Sue'nun, gerçeklerle yalanların birbirine karışacağı...
Bu bağlamdaki girişimlerinin hız kesmeden devam edeceği filmin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; üç günlük bir hafta sonuna sığan, ziyadesiyle kanlı sürprizleri de bünyesinde barındıran...
70 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,