En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.107 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
3 Aralık 2020 tarihinde eklendi
Senaryosunu da Aziz Kedi ve başrol oyuncularından Feyyaz Yiğit ile birlikte yazan Türk sinemasının “yeni nesil yüz aklarından” Ali Atay’ın yönetmen koltuğunda oturduğu “Cinayet Süsü”, dantela gibi işlenmiş bir “kara mizah” fırtınası…
O nedenle de bu film, Türkiye’de komedi denilince aklına doğrudan Recep İvedik ve Yılmaz Erdoğan gelenlere pek fazla hitap etmemektedir…
Zira Ali Atay ve yazım ekibi hikâyeyi, içine serpiştirdikleri “kıvrak zekâ ürünü” olduğu tartışmasız değişik hınzırlıklarla doldurmuşlar…
Filmin hemen başında ve hem de sabahın köründe, Olay Yeri İnceleme Şubeden önce ilk “süslü cinayet” mahalline intikal eden Komiser Salih (Cengiz Bozkurt), Komiser Asuman (Binnur Kaya) ve Komiser Yardımcısı Alaattin (Mert Denizmen) ile tanışıyoruz…
Bu üçlünün amiri de Baş komiser Emin (Uğur Yücel) olup cinayet sonrasında kendilerine araştırmaları için farklı görevler verir…
Verir vermesine de süslü cinayetler de hız kesmez ki…
Alaattin’in o meşhur telefonu yine çalar…
Bu kez dördü birden giderler olay mahalline bir kez daha…
Vaka incelemesi esnasında, tam da maktulün annesinin önünde Alaattin ile (film boyunca uykusuzluktan yakınan) Salih’in zırvalayarak zaten kedere boğulmuş olan kadını daha da üzdükleri ve Emin’in de onları fırçaladığı öyle bir bölüm var ki, kesinlikle kaçmaz…
Cinayetler serisine bir tane daha eklenince bu dörtlüye, konuya ilişkin eğitimini Amerika’da almış olmasının yanı sıra kendine özgü çok özel yöntemlere sahip olan “Suç Uzmanı” Dizdar Koşu ’da (Feyyaz Yiğit) katılır…
Ki, bu da aslında aynen “saatli bomba” sahnesindeki bombanın fünyesindeki kabloların renklerinde olduğu şekilde benzeri Amerikan polisiyelerindeki basmakalıp (cliché) senaryolara yönelik “mizahi” bir bakış açısıdır…
Şimdi diyebilirsiniz ki, Ankara’dan gelen psikolog Emel Umar (Açelya Topaloğlu), kriminolog Uygar Ten (Ozan Ayhan) ve teknoloji uzmanı Bengü Tömer’den (Lesli Karavil) oluşan teknik destek ekibinin durumu ile bu ekiptekilerin isimlerini sürekli yanlış anımsayarak hitap eden Dizdar’ın hali çok mu farklıdır?
Elbette değil…
Tabii sadece yaptığı göndermeler ile “polisiye film” eleştirisiyle yetinmeyen Ali Atay, Asuman ve (film boyunca sululuğu elden bırakmayan) Dizdar karakterleri arasındaki konuşmalar üzerinden “romantik komediyi” de “tiye” almış…
Örnek mi:
Asuman’ın evindeki “tıraş” ve “G noktası” sohbetleri ile bomba sahnesi boyunca yapılan telefon görüşmeleri gibi…
Hepsi bu mu?
Olur mu hiç…
Pide, mercimek çorbası ve ayran menülü öğlen yemekli Ziya Gül (Süleyman Kabaali) içeren “iyi polis ve daha iyi polis” esprisinden tutunda son derece sürpriz bir finale de sahip olan filmde daha neler var neler…
O yüzden de eğer halen izlemediyseniz:
Yeter ki siz, yapılan olumsuz yorum ve verilen düşük puanlara aldanarak Mel Brooks filmlerindeki kadar “şahane ve sağlam” bir seyir lezzetine sahip olan “Cinayet Süsü” nü kaçırmayın diyoruz…
Cinayet Süsü kadrosu itibari ile merak ettiğim filmlerden biriydi.Değişik bir film olmuş.Aslında ilk yarısı o kadar güzel değildi ama 2.yarısı süperdi hele Cengiz Bozkurt'un replikleri muhteşem ötesi idi.Genel anlamda güzel bir film olmuş..
Ali ataydan güzel bir iş daha. Cengiz Bozkurt döktürmüş. Güzel bir cinayet komedisi. Uğur Yücel bitse de gitsek der gibi oynasa da güzeldi. Filmi beğensem de beklentimin aşağısında kaldı. Ali Atay'ın Limonata, Ölümlü Dünya filmleri çok daha iyiydi. Ben sulu komedi pek sevmem. Cinayet Süsü biraz bunu da barındırıyor. Fakat diğer sevdiğim yanları nedeniyle bunu göz önünde bulundurmuyorum. Herkese tavsiye ederim
Gittim dün izledim. Beğendim mi? Evet. Herkes izlemeli mi? Evet diyemem. İzlediğime pişman mıyım? Hayır. Türk sinemasına destek olsun bir nebze diye Amerikan filmine gitmek yerine bu fime gittim. Yer yer komik evet. Oyuncu kadrosunda aralarında sevdiğim oyuncular da vardı. Küfür ve argo var mı? Evet var özellikle bir kaç sahne de kantarın topu kaçmış biraz. Bunlara güldük salondaki çoğu kişi ama rahatsız olacaklar varsa baştan söyleyeyim. Aynı yönetmenin çektiği Ölümlü Dünyayı da ziledim, o kıyasta bir film.
Dayanamadım 46.dkda bıraktım.Şu karantina günlerinde bile zaman kaybı diye bıraktıysam yapımcısı bir dönüp napmışız biz desin bence. Bir iki işte iyi olmanız her yapacağınızın iyi olacağı anlamına gelmiyor. En net kanıtı bu film olmuş. Ali Atay Masum’da nasıl Leyla Mecnun karakterinden çıkamamıştıysa, Feyyaz Yiğit de Ölümlü Dünya’daki karakterinden çıkamamış. Cengiz Bozkurt da aynı. Bizden neden Hollywood çapında oyuncu çıkmadığı bu tarz yapımlarda daha iyi ortaya çıkıyor. Hangi rol tutulduysa üzerlerine yapışıyor. Başka role giremiyorlar. Böyle böyle Türk filmlerinden soğutuyorsunuz bizi. İyi kadrolar kötü yapımlar diyorum.Senaryosu müziği görselliği filan hiç yorumlamayacağım bile. O kadar kötü bir film. Komedi desen değil absürt komedi desen hiç değil.Arkadaş geyiğinizde iyi sandığınız her şeyi filme çevirmeyin lütfen. İmza.bir dost izleyici
Edt.öğle yemeğinde izlemelik bir şey olsun diye devam ettim. Harika bi final olmuş. Mehmet Özgür konuşturmuş oyunculuğunu yine. Ama genel fikrim değişmedi. Oyunculuklar berbat. Uğur Yücel gibi bir adamı bile harcamışlar. Sosyal mesaj ve Mehmet Özgür’ün süper karizmasının hatrına 3
Farklı bir mizah anlayışı olan bir film. Bazı filmler tek bir sahne için bile izlenir. Düğün konvoyunu ihbar adresine getirdikleri sahnede gulnekten karnım ağrıdı... Tabii ki aile ile izlenebilecek bir film değil!
Ekip mükemmel.her türlü film izleyen birisiyseniz ortalama zaman geçirebilir bir film ancak ali atay seven kişilerdenseniz tam size göre bir film.Filmin konusuna gelirsek izlerken birkaç sahnesinde çok güldük sonunda da anlatmak istenilen konu önemliydi.Böyle bir konuyu komedi olarak anlatmakta ali atay özelliği
Beklentilerimi karşılamadı. Bu yapımı izlerken kendimi bir polisiye izliyormuşum havasında suçluyu ararken bulamadım. Komedi bakımından ara sıra gülsem de beni sıkan aşırı uzun sahneler ve çok fazla diyalog vardı. Bir kara komedi uzmanı değilim ama Türk sinemasındaki kara komediyi anlayamıyorum. Ya sanatçılarımız, popüler kültürdeki kara komediyi sevmiyorlar ya da bunu takip etmiyorlar. Bunların haricinde filmde hoşuma giden görseller vardı. Gerçekten beni etkiledi, bunun yanında çok başarılı müzikleri de vardı hatta bu müzikleri dinlerken sahneyi izlemediğimde oldu. Sonuç olarak beklentimin altında bir filmdi. Bu ekipten daha iyi bir yapım beklerdim.
Gerek oyuncu gerekse teknik kadro oldukça iddialı, müzikler güzel ve yerinde, çekim konusunda daha iyi olabilirmiş ama yeterli diyebilirim. Hikayeyi beğenmedim ne yazık ki. Anlatılmak istenen olgu seyirciye geçmedi.spoiler: "şiir basıyor diye de insanların evi basılmaz" spoiler: gibi güzel yerler yakalayabildim. Fakat hikaye örgüsü filmin oluşma amacını yansıtamamış. Absürt komedi olarak da salonu yakalayamıyordu. Kadro canımızdı elbet:)
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.