Boşa giden 2 saat tek kelime ile berbat. sinema da ileri doğru ilerlememiz küfürler olmuş artık öyle alışagelmiş küfürler yok filmde dümdüz ağır küfürler var küfürü hala komiklik zannedenleri kiniyorum.bir de izleme yaşı +7!. Ne denilebilir ki yazık!!!
Hayatımda izlediğim en berbat filmdi, ilk yarıya bile tahammül edemedim. Gülmek için gittim bir kere bile gülmedim. Verdiğim parayı geçtim giden zamanıma yazık. Keşke hiç gitmeseydim.
Ben hayatımda bu kadar berbat rahatsız edici yersiz küfürlü bir film izlemedim. Komedi diye yapılan bir film saçmalıklar ile dolu. Paranıza zamanınıza yazık. Filmi izlediğim için çok pişmanım.
Berbat bir filmdi..zamanınıza yazık...sakın gitmeyin...Isimlere aldanıp gitmek büyük hata idi...bir kere bile gülmedim...konuşmalar gereksiz uzun ve espiri anlaminda bomboş..
Oyuncu kadrosu ( Özellikle Uğur Yücel ve Binnur Kaya) ve sosyal medya yorumlarına aldanıp gittiğimiz ve hayal kırıklığıyla döndüğümüz filmdir. Filmde gülenecek sahne aradık yahu küfürlerle bezenmiş Recep İvedik izleyicisini çekecek olan filmlerden. Yazık!
ilk kez üşenmeden bir filme yorum yapiyorum ben ettim siz etmeyin,, kesinlikle gitmeyin vasat,zekadan yoksun esprilerin havada uçuştuğu rezaler bir film!
Senaryosunu da Aziz Kedi ve başrol oyuncularından Feyyaz Yiğit ile birlikte yazan Türk sinemasının “yeni nesil yüz aklarından” Ali Atay’ın yönetmen koltuğunda oturduğu “Cinayet Süsü”, dantela gibi işlenmiş bir “kara mizah” fırtınası…
O nedenle de bu film, Türkiye’de komedi denilince aklına doğrudan Recep İvedik ve Yılmaz Erdoğan gelenlere pek fazla hitap etmemektedir…
Zira Ali Atay ve yazım ekibi hikâyeyi, içine serpiştirdikleri “kıvrak zekâ ürünü” olduğu tartışmasız değişik hınzırlıklarla doldurmuşlar…
Filmin hemen başında ve hem de sabahın köründe, Olay Yeri İnceleme Şubeden önce ilk “süslü cinayet” mahalline intikal eden Komiser Salih (Cengiz Bozkurt), Komiser Asuman (Binnur Kaya) ve Komiser Yardımcısı Alaattin (Mert Denizmen) ile tanışıyoruz…
Bu üçlünün amiri de Baş komiser Emin (Uğur Yücel) olup cinayet sonrasında kendilerine araştırmaları için farklı görevler verir…
Verir vermesine de süslü cinayetler de hız kesmez ki…
Alaattin’in o meşhur telefonu yine çalar…
Bu kez dördü birden giderler olay mahalline bir kez daha…
Vaka incelemesi esnasında, tam da maktulün annesinin önünde Alaattin ile (film boyunca uykusuzluktan yakınan) Salih’in zırvalayarak zaten kedere boğulmuş olan kadını daha da üzdükleri ve Emin’in de onları fırçaladığı öyle bir bölüm var ki, kesinlikle kaçmaz…
Cinayetler serisine bir tane daha eklenince bu dörtlüye, konuya ilişkin eğitimini Amerika’da almış olmasının yanı sıra kendine özgü çok özel yöntemlere sahip olan “Suç Uzmanı” Dizdar Koşu ’da (Feyyaz Yiğit) katılır…
Ki, bu da aslında aynen “saatli bomba” sahnesindeki bombanın fünyesindeki kabloların renklerinde olduğu şekilde benzeri Amerikan polisiyelerindeki basmakalıp (cliché) senaryolara yönelik “mizahi” bir bakış açısıdır…
Şimdi diyebilirsiniz ki, Ankara’dan gelen psikolog Emel Umar (Açelya Topaloğlu), kriminolog Uygar Ten (Ozan Ayhan) ve teknoloji uzmanı Bengü Tömer’den (Lesli Karavil) oluşan teknik destek ekibinin durumu ile bu ekiptekilerin isimlerini sürekli yanlış anımsayarak hitap eden Dizdar’ın hali çok mu farklıdır?
Elbette değil…
Tabii sadece yaptığı göndermeler ile “polisiye film” eleştirisiyle yetinmeyen Ali Atay, Asuman ve (film boyunca sululuğu elden bırakmayan) Dizdar karakterleri arasındaki konuşmalar üzerinden “romantik komediyi” de “tiye” almış…
Örnek mi:
Asuman’ın evindeki “tıraş” ve “G noktası” sohbetleri ile bomba sahnesi boyunca yapılan telefon görüşmeleri gibi…
Hepsi bu mu?
Olur mu hiç…
Pide, mercimek çorbası ve ayran menülü öğlen yemekli Ziya Gül (Süleyman Kabaali) içeren “iyi polis ve daha iyi polis” esprisinden tutunda son derece sürpriz bir finale de sahip olan filmde daha neler var neler…
O yüzden de eğer halen izlemediyseniz:
Yeter ki siz, yapılan olumsuz yorum ve verilen düşük puanlara aldanarak Mel Brooks filmlerindeki kadar “şahane ve sağlam” bir seyir lezzetine sahip olan “Cinayet Süsü” nü kaçırmayın diyoruz…
Bu kadar iyi oyuncu kadrosunu toplayıp resmen siz kafanıza göre takılın demişler,senarist desen senaryo,replik yazmayı unutmuş.Fragmanı izledikten sonra büyük beklentiyle gittik ancak film fragmandan ibaretmiş,sinemaya kadar gitmenize gerek yok.
0 espri. 100 de 100 küfürlü mizah. Toplumsal mesaj desen filmin sonunda ki 30 saniye hariç 0.. Bence gitmeyin paranıza yazık. Ali Atay olunca beklentiyi çok yukselttim siz yükseltmeyin
Hayatimdan sinama salonunda izlediğim en kotu filim. Benim gibi en az 20 kişi filmin yarisinda sinama salonunu terk etti. Bu filmin oyuncularına aldandim arkadaşımla sinamaya gittik gitmez olaydik rezalet otesi bir filim
Son zamanlarda izlediğim en kötü senaryo idi. Resmen bizimle dalga geçtiklerini düşünmeme sebep oldu. Bu kadar iyi bir oyuncu kadrosu olan filmin bu kadar berbat olması imkansızdı.. Oyunculara olan saygımdan izlemeye çalıştım.. Yazık ki kendimi komedi filmine girdim sanmışım.. Tek güzel olan şey filmin sonunda verilmiş olan mesajdı..
Harika bir film olmuş, kadro müthiş, bol kahkahalı 2 saat geçirmek isteyenler hemen izlemeli, Filme olumsuz yorum yapan arkadaşlar hangi filme gittiler bilmiyorum anlayamıyorum onları, onların yüzünden neredeyse gitmeyecektim filme. Neyseki olumlu yorumlara bakarak sinemaya gittim ve güzel bir akşam geçirdim bu harika film sayesinde. Herkese tavsiye ediyorum. Ayrıca film müzikleri de çok iyi seçilmiş çok harikaydı. Tek eleştirim bir iki sahnedeki argo konuşmaların bir tık fazla olmasıydı.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.