Hikâyesi, Ben Elton tarafından yazılan “All Is True”, başroldeki William Shakespeare karakterini canlandıran Kenneth Branagh’ın yönetmen koltuğunda oturduğu kurgusal (fictional) bir dönem draması…
Sınırlı salon gösterimleri ile 21 – 27 Aralık 2018 tarihleri arasında Amerika’da, 8 Şubat 2019 tarihinde de İngiltere’de vizyona giren filmin,6.2 /10 (3.515 oy) ve 3.5/5 (250 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.5/10 (139 yorum) ve 59/100 (32 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, oylamaya katılan sayılarının yüksek olmadığı için doğru fikir vermekten oldukça uzak…
O nedenle bizde, "BBC belgeselleri lezzetindeki" bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun içinde, oldukça düşük bir bütçeyle çekilen (ve onun büyük bir kısmının da kostümlere gittiği açıkça fark edilen) filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; Peter Bradshaw’ın 25 Aralık 2018 tarihli The Guardian’daki (100 üzerinden 80 verdiği) yorumunda da isabetle özetlediği gibi:
“Shakespeare’in, gerçek ile kurgu arasındaki uçlarda yer alan ‘ev yaşamının’ anlatıldığı bu filmin”, sırf Kenneth Branagh, Judi Dench ve Ian McKellen gibi İngiliz sinemasının birinci sınıf oyuncularının performansları için dahi izlenilmeyi fazlasıyla hak ettiğini söyleyerek başlayabiliriz…
Ben Elton’un hikâyesi, yukarıda da belirttiğimiz gibi Shakespeare’in, tamamı ahşaptan inşa edilen ve 1599 yılındaki açılışı “Julius Caesar” isimli oyunla yapılan “Globe Theatre”ın, 29 Haziran 1613’deki yangında yok oluşundan kendisinin öldüğü tarih olan 23 Nisan 1616 arasındaki “emeklilik” dönemine odaklanmaktadır…
Londra’dan ayrılarak doğduğu topraklar olan Stratford-upon-Avon’a geri dönen Shakespeare, bu üç yıllık “ev hayatı” süresince sanat üretmeyi bırakarak bütün ilgisini, biricik karısı Anne Hathaway (Judi Dench) ve küçük yaşta ölen oğulları Hamnet Shakespeare ile kızları Susanna Hall (Lydia Wilson) ve Judith Quiney’e (Kathryn Wilder) adamıştır…
Eğer Shakespeare ve (birkaç istisnai sahne dışında) sokak jargonuna sahip İngilizcenin konuşulmadığı bu tarz öyküler ilginizi çekiyorsa, emin olun sizi oldukça keyifli bir 101 dakika bekliyor demektir…
Elbette anlatılanlar arasındaki bazı şeylerin, Ben Elton tarafından “özenle” kurgulanmış (fictional) gerçeklerle ilgisi bulunmayan “Ek” ler olduğu bilgisini de unutmadan…
Yönetmen koltuğundaki Kenneth Branagh, yine kendi yönettiği “Henry V” (1989), “Much Ado About Nothing” (1993) ve “Hamlet” (1996) gibi Shakespeare uyarlamalarında da başrol oynamış bir isim… Ki, biz onu, sanatın yanı sıra gişede de ses getirmiş olan “Cinderella” (2015) ve “Murder on the Orient Express” (2017) isimli ticari filmlerden de tanıyoruz…
Yani göz önündeki oyunculuk kadar filmin arkasındaki teknik de sağlam “All Is True” da…
Tabii hal böyle olunca da bir sinemasever için bu filmi oturup izlemek de kaçınılmaz bir hal alıyor gibi…
Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama tek bir “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun…
Ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak da 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler…