Tall Girl: en yeniler yorumlar

Senaryosunu Sam Wolfson'ın kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çeken Nzingha Stewart'ın oturduğu "Tall Girl", romantik bir gençlik komedisi olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, 13,6 milyon dolarlık bir bütçeyle kotarılarak evlerimize, Netflix aracılığı ile sokulan bu filme biraz daha yakından bakalım...

Will (Andrew Brodeur) ile karşılıklı oturdukları kütüphanede, (1969'daki – henüz otuz iki yaşında, hiçbir kitabı basılmamış bir yazarken intiharından ancak on bir yıl sonra yayımlanan ve pek çok dile de çevrilen) John Kennedy Toole'nin yabancılaşma konusunu işlediği "A Confederacy of DUNCES / Alıklar Birliği" (1980) isimli (1981 yılında Amerika'daki en saygın edebiyat ödüllerinden Pulitzer Roman Ödülü'nü hayatta olmamasına karşın yazarına "ilk kez" kazandıran) romanını okuyan "Gökdelen" lakaplı, geçtiğimiz hafta Kanal D'de yayımlanan "Şarkılar Bizi Söyler"deki Cevher'i anımsatan Jodi Kreyman (Ava Michelle), 16 yaşında ve 1.85 metre boyundadır...

Henüz üç yaşındayken 122 cm lik bir boya ulaşmış olan kızı Jodi'nin durumuna endişelenen babası Richie (Steve Zahn) kızını, Dr. Seeger'a (Jason Rogel) götürerek ondan, bu uzamayı durdurabilecek hormon ilaçlarından vermesini ister...

Ama kısırlık problemine yol açabileceği sebebiyle Dr. Seeger, bu türden ilaçların kullanımını önermez...

Zaten annesi Helaine'a da (Angela Kinsey) tamamen karşıdır bu hormon ilaçlarına...

Yeniden günümüze döndüğümüzde:

"Yukarıda havalar nasıl?"

Sorusu ile her gün karşılaştığı Ruby Bridges Lisesi'nde, Jodi'nin en yakın arkadaşının Fareeda (Anjelika Washington) olduğunu görürüz...

Neyse ki, Jodi'nin sürekli olarak güzellik yarışmalarına hazırlanan ablası Harper (Sabrina Carpenter), kardeşinin maruz kaldığı bu uzama geninden etkilenmemiştir...

Elbette Jodi'nin tek arkadaşı Fareeda değildir...

Bir diğeri de, kitaplarını süt kasasında taşıyan ve kendisine çılgınlık derecesinde tutkun olan yarı boyundaki Jack Dunkleman'dir (Griffin Gluck)...

Derken bir gün sınıflarına, uzun boylu insanların ülkesi İsveç'ten yabancı değişim öğrencisi olarak gelen Stig Mohlin'de (Luke Eisner) katılır...

Bu durum Jack'in moralini bayağı bir bozsa da aslında Stig, Jodi ile hiç ilgilenmemektedir...

Fakat Jack için asıl sürpriz, annesi Nina Dunkleman'dan (Christina Moses) gelir...

Ne midir o?

Stig'in Amerika da kaldığı süre boyunca kendilerinin evinde konuk olacak olmasıdır...

Derken...

İlk gün Stig'in ilgisini çekmeyi beceremeyen Jodi soluğu, ablası Harper'ın yanında alır...

Ancak kendi kişisel deneyimlerinden, gelip geçici bir ilişki olacağını bildiği için Harper bu işe pek sıcak bakmaz ve Jodi'ye de bu yolda öneriler de bulunur...

Bu arada, Stig'e okuldaki kızlardan Kimmy Stitcher (Clara Wilsey) el koymuş olup; 5 Ekim Cumartesi günü saat 19.00'da Mezunlar Günü Balosunun düzenleneceği duyurusu da yapılmıştır...

Okuldaki tüm diğer kızlar gibi Stig'e neredeyse aşık olan Jodi, bir kez daha ablasına başvurur...

Ki bu kez, annesi de Jodi'ye yardımcı olacaktır...

Tam saçlar kesildi, makyaj malzemeleri ile elbisesi alındı ve işler yoluna konuldu derken; Kimmy ve Stig'i taklit eden Schnipper (Rico Paris), telefonda Jodi'ye bir eşek şakası yaparlar...

Ertesi gün okulda, bu işletilmenin ezikliğini yaşayarak köşe bucak saklanan Jodi, farkında olmadan içinde piyano çalmakta olan Stig'in bulunduğu müzik odasına dalar...

Ve birbirlerinin müzikal hayranı olduğunu öğrenen Jodi ile Stig, spontane gelişen bir biçimde "Guys and Dolls" (1950) müzikalinden "I've Never Been in Love Before" parçasını birlikte seslendirirler...

Ta ki gelip Kimmy, keyiflerini bozuncaya kadar...

Okuldan döndüğünde Jodi, annesi ile babasının nezaket göstererek kendilerini davet ettiği; uzun boylu insanların üyesi olduğu "Tip Toppers" kulübünün evlerinde, haftalık şube toplantılarını yaptıklarını görür...

Babasına ait olan bu fikir, iyi gelmek yerine internette boy kısaltma ameliyatlarına ilişkin araştırmalar da yapan Jodi'yi daha da kötü yapmıştır...

Tam da bunalımlı bir ruh halindeyken, bir gece önceki şakadaki gibi; "Merhaba ben Stig" diye konuşmaya başlayan bir telefon araması gelir...

Yalnız bu seferki Schnipper değil beraberce bir müzikal izlemek üzere Jodi'yi, kalmakta olduğu Dunkleman'ların evine davet eden Stig'in bizzat kendisidir...

Dakika 42...

Geride sizleri, "ters köşe" bir finale de sahip olan 59 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak,

Keyifli seyirler,

Son bir not:
Devam filmi "Tall Girl 2" nin (2022) yorumunu da, bir sonraki gün yine bu mecrada sizlerle paylaşacağız...

tam bir gençlik filmi kızı fazla abartmışlar ama en çok şaşırdım yer filmin sonunda ters köşe yapmaları ama izlenir

İnsan zihni karşılaştırma yaparak çalışır. Dualiteden oluşan dünyamızda iyi-kötü, güzel-çirkin, kısa-uzun, ince-kalın gibi düşünme kalıpları ile öğrenim başlar. Bebeklikten çocukluğu geçtiğimiz dönemde anne ve babamızın oluşturduğu sistem bizim için yeterlidir. Hayatta kalmak bu sisteme bağlıdır. Oysa okul hayatı ve ergenlik dönemi ailemizin ötesinde bir sistemle bizi karşı karşıya getirir. Hayatta kalmak artık bu sisteme uyum sağlamaktan geçer. Uyum, diğerini dışlanmayı gerektirir. Biz iyiysek, havalıysak diğerleri bizim gibi olmamalıdır. Tüm ikili kavramlar da daima görecelidir.

Ergenlik döneminde tavan yapan kişilik (maskeler topluluğu) oluşturma derdi çoğumuz için zorlu bir süreçtir. Hele bir de sınıfın en uzun kızıysak. Tall Girl filmin kahramanı uzun boyu sebebiyle kendine sevgili bulmakta zorlanır. Ta ki Avrupa’da gelen yakışıklı ve uzun genç gelene kadar. Oysa hiç bir şey hayal ettiği gibi olmayacaktır.

Yorumu tamamı blogda: TuvaletKağıdınaNotlar.com