Hesabım
    Gladyatör II
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Gladyatör II

    Görkemli ama Zayıf Bir Destan

    Yazar: Onur Kırşavoğlu

    Sinema tarihinin en büyük yönetmenleri arasında gösterilen ve ilerleyen yaşına rağmen üretkenlik konusunda dur durak bilmeyen Ridley Scott, 2000 yılında çektiği ve 5 Oscar ödülü kazanan şaheser Gladiator’ın devam filmiyle sinemalardaki yerini aldı. İlk filmdeki hikayeden yıllar sonrasında yaşananları anlatan Gladiator 2 (Gladyatör 2), ortadan kaybolan Lucius’un bir gladyatör olarak ortaya çıkışını ve dedesi Marcus Aurelius’un Roma hayalini gerçekleştirme çabasını anlatıyor. Scott, senaryoyu Napoleon ve All the Money in the World filmlerinde de birlikte çalıştığı David Scarpa’ya emanet ederken, başlıca rollerde Paul Mescal, Pedro Pascal, Connie Nielsen, Joseph Quinn, Derek Jacobi, Fred Hechinger ve usta oyuncu Denzel Washington gibi isimleri karşımıza çıkarıyor.

    Gladiator 2, Maximus’un ölümünden yıllar sonra yine kötü bir döneme giren ve halkın nefret ettiği ikiz imparatorlar Geta ve Caracalla tarafından yönetilen Roma İmparatorluğu günleriyle başlıyor hikayesine. General Acacius, tıpkı Maximus gibi başarılarla dolu bir kariyer çizerken bir yandan da cumhuriyet hayali kuruyor. Yıllar önce ortadan kaybolan Lucilla’nın oğlu Lucius ise esir alınıyor ve bir gladyatör olarak Roma’ya geri dönüyor. Onu geri döndüren kişiyse gladiator kampının sahibi Macrinus oluyor. Yazılarımda filmlerin hikayesinden pek bahsetmem ama bu kez böyle bir giriş yapma ihtiyacı hissettim. Çünkü, oldukça tanıdık geldi. Karakter isimlerini Maximus, Commodus, Proximo olarak değiştirdiğimizde üstte yazılanlar aynı zamanda ilk filmin konusu oluyor. Zaten filmin en zayıf noktası ve puan düşüren özelliği de bu oluyor. David Scarpa’nın senaryosu ilk filmin neredeyse bir kopyası olarak dizayn edilmiş ve aynı matematikle ilerliyor. Maximus yerine Lucius’u koyduğumuzda değişen hiçbir şey olmuyor. Bir de Scarpa’nın önceki işlerinden de bildiğimiz o hızlı, karakter oluşumlarında zayıf kalan ve aceleye getirilmiş hissi veren metni ve diyalogları olunca içerik anlamında bir miktar hayal kırıklığına uğruyoruz. Lucius’un dalgalanmaları, Macrinus’un hırsları, ikiz imparatorların değişen ruh halleri, generalin Roma hayali gibi manevraların arka planı biraz boş kalıyor ve yapay duruyor. İlk filme göre “isyan, devrim, özgürlük” noktasındaki dokunuşu ve halkı daha çok dahil etmesi ise pozitif bir bakış olarak değerlendirebileceğimiz noktada duruyor. Elbette, bir Scott filminde tarihsel gerçekler aramamak gerektiğini hatırlatmam gerekiyor. Bu filmde de bazı isimler ve unvanlar gerçek olsa da işleyiş, detaylar ve final yolu tamamen fantezi ürünü. Bunu en başta ön kabul olarak bir köşeye yazmamız gerekiyor.

    Biçimsel anlamda baktığımızda ise Gladiator 2 yine tam bir Scott şaheseri. Scott, 87 yaşında olmasına rağmen hem çağı yakalayabilen hem yetenekleri tozlanmayan ve özellikle konu görkemli savaş sahneleri olunca şaşırtmayı her daim başarabilen önemli bir isim. Bu konuda yine hikayenin hakkını veriyor. Yaratıcı savaş sahneleri, dövüş koreografileri, mekanlara farklı bir bakış sunabilmesi takdire şayan. Yine tarihsel gerçekçilik beklememek şerhini düştüğümüzde sular altındaki Collesium gibi ikonik sahnelerin tadını çıkarmak mümkün. John Mathieson’ın sinematografisi yine Scott’ın tam istediğini uyguluyor. Özellikle rüya sekanslarındaki kadrajlar ve renkler, savaş ya da dövüş sahnelerindeki ışık kullanımı ve kapalı mekanlardaki gergin diyalogların oluşturduğu atmosferi destekleyen tercihler üst düzey. Tabii bu noktada izleyicinin filmden beklentisi de oldukça önem taşıyor. 24 yıl sonra gelen devam filminde, mirasa saygısızlık etmeden, bol aksiyon ve ihtişamlı sahneler bekleyen ve içeriğe çok da takılmayan izleyiciler filme bayılacak ve yüksek puanlar verecek. İçerik beklentisi olan, yeni bir bakış arayan ve belki de ilk filmle kapışacak bir derinlik bekleyenler ise bir miktar hayal kırıklığına uğrayacak. Ben, senaryodaki zayıflığı kabul etsem de ilk görüşe yakın bir beklenti içerisindeydim ve filmden keyif aldım. Zaten izleme deneyimi açısından süresini zerre hissettirmeyen ve sinemada keyifli bir 2.5 saat geçirmeyi garanti eden dinamik bir anlatısı var. Özellikle popüler ve popcorn filmleri seven izleyiciler için yılın en önemli filmlerinden biri haline gelecek.

    Oyunculuk performanslarına gelince; Bu anlamda ilk filme denk düşecek bir performans bulmak güç. Russel Crowe ya da Joaquin Phoenix kadar güçlü bir etki göremiyoruz. Denzel Washington ön plana çıkıyor ve Oscar adaylığı alacak gibi duruyor ancak, onun da benzer performanslarını defalarca kez izlemiştik. Paul Mescal ve Pedro Pascal üst düzey olmasalar da yeterli performansları sunuyorlar. Senaryo da onlara yeteri kadar alan açmıyor. Yani üst düzey performans belki yok ama başroller arasında kötü bir performans da yok. Sadece ikiz imparatorlar için daha iyi seçimler olabilirdi diyebilirim.

    Gladiator, bir başyapıttı. Popcorn sinemaya hizmet etmesine rağmen, derinlikli olan, dramatik altyapıyı kusursuz kuran, fanteziye kaçmayan ve müthiş performanslar izlediğimiz bir efsaneydi. Gladiator 2’dan bu seviye bir beklentimiz zaten yoktu. Buna rağmen, özellikle biçimsel anlamda çok iyi, keyifli bir sinema deneyimi yaşatacak ve Scott’ın yeteneklerine bir kez daha şahit olmamızı sağlayacak. Senaryonun zayıflığı, ilk filmin mirasına zarar vermiyor, hatta onu yüceltiyor. Gidin, 2.5 saat boyunca eğlenin ve ilk filme olan sevginizi de artırın. Unutmayın ki; “Hayat boyu yaptıklarımız sonsuzlukta yankılanır.”

    Gladyatör II
    Gladyatör II
    Yönetmen Ridley Scott
    beraberinde Paul Mescal, Pedro Pascal, Connie Nielsen
    Vizyon tarihi 15 Kasım 2024
    Seanslar! (206)

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top