Senaryosunu da, kendi yazdığı hikayeden uyarlayarak Paul Angunawela ve John Collee ile beraber kaleme almasının yanı sıra başroldeki Kid karakterini de canlandıran Dev Patel'in, ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çekmek amacıyla yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu...
Ve...
Açıkça da...
İlk denemesinde sınıfı geçtiği "Monkey Man"; "neo-noir" tarzda kurgulanılmış, nefes kesici bir aksiyon gerilim olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarına ilaveten zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki koordinatörlüklerini; Udeh Nans ile ringde Kid'e rakip olan boksörleri de oynayan dövüş koreografı Brahim Chab'ın üstlendikleri, dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen bu Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...
***
Küçük Kid (Jatin Malik), kendisine güçlü Hanuman'ın öykülerini anlatan annesi Neela (Adithi Kalkunte) ile birlikte...
Hindistan'ın bir orman köyünde yaşamaktayken...
***
Gel zaman git zaman...
Aynı Kid artık...
Yatana'daki, Tiger (Sharlto Copley) tarafından yönetilen bir yeraltı boks kulübü olan "Tiger's Temple'da (Kaplan'ın Tapınağı)"...
Kafasına maymun maskesi takan bir dövüşçüye dönüşmüş...
***
Ve...
An itibarıyla da ringdeki maçı..
King Kobra'ya karşı kaybetmiş olup...
***
Ardından da...
Baba Shakti'nin (Makrand Deshpande) reklamının yapıldığı TV'yi izlediği barda...
Yakın dostu Lucky'e (Harshit Mahawar) meyve suyu ısmarlayıp...
Ücreti karşılığında kendisinden, lüks bir genelev işletmecisi olan Queenie Kapoor (Ashwini Kalsekar) hakkında bilgi almakta...
***
Üstelik...
Kendisi nam ve hesabına iş tutan sokak yankesicileri (Abdul Rabbani) sayesinde de...
Queenie'ye doğrudan ulaşarak...
Kendisine, King's'te iş vermesini isteyecek...
Ve istediğini...
Alacaktır da...
***
Hem de...
Her ne kadar işyerinin üst kademe yöneticilerinden Alphonso'nun (Pitobash) gözü kendisini bir yerlerden ısırıyor olsa ve şimdilik kaydıyla çıkartamasa da...
Kid adı ile değil de...
***
Uğradığı satıcısının kendisine...
Teklif ettiği "John Wick" silahının Çin malı versiyonu yerine...
Küçük ama etkili bir 38'liği tercih eden bulaşık yıkayıcısı Bobby olarak...
***
Elbette ki King's'te...
Hep bulaşıkçı olarak kalmak istemeyen Kid...
Sher Khan'a karşı, tam üçüncü raunt da kaybedeceği boks maçının tüyosunu vererek kendisine para kazandıracağı Alphonso aracılığıyla...
En azından garsonluğa terfi etmeyi ummaktadır...
***
Zira böylelikle...
Mekanın müşterilerine de ulaşmış olacaktır...
***
Peki...
Neden mi Kid, bütün bu zahmetlere katlanmaktadır?
Gelin bunun için yeniden onun çocukluk günlerine dönelim...
***
Ve...
Yatana kentindeki acımasız bir manevi guru olan Baba Shakti'nin...
Günümüzde...
King's'in önemli müşterilerinden biri halindeki...
Yozlaşmış polis şefi Rana Singh'i (Sikandar Kher)...
***
O eski günlerde...
Aralarında annesi Neela'nın da bulunduğu köylüleri...
Göz koyduğu topraklardan çıkartması için gönderdiğinde...
Köyde yaşanan kargaşa ve katliam neticesinde...
***
Bizzat evlerine dalarak saldıran Rana Singh'in...
Döve döve bayılttığı...
Sonrasında da...
Üzerine benzin dökerek yaktığı...
Annesinin bedenindeki ateşi söndürme çabasına giren...
Fakat ölmesini engelleyemeyen küçük Kid'in avuçlarının da...
Çok fena deforme olmuş olduğunu görmüş olalım...
***
Ki...
Böylelikle de aslında...
Annesinin intikamı peşindeki Kid'in...
Baba Shakti ile Rana Singh'i...
Doğrudan hedefleri haline getirmiş olduğunu da anlayalım...
Dakika 31...
***
Devlet kurumlarındaki çürüme ile her türlü yolsuzluk ve dini istismarın el ele vererek yoksul kitlelerin üzerlerine çullanıldığı...
Sınıfsal farklılığın, neredeyse uçurum seviyesine vardığı bir üçüncü dünya ülkesi örneğinin, Kid'in bu intikamına sahne olduğu filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; "Whiplash"ın (2014) görüntü yönetmeni Sharone Meir'in kamerasından yansıyan...
Silahlı çatışma, yakın dövüş ve araç takip sahnelerinden hoşlananları da, kesinlikle memnun edeceğini düşündüğümüz...
90 dakikalık, oldukça kanlı bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,