Senaryosunu, Damian Shannon ile Mark Swift'in yazdığı ve yönetmen koltuğunda da Ronny Yu'nun oturduğu “Freddy vs. Jason”; korku sinemasının tarihine damgasını vurmuş olan "Friday the 13th" serisinin, on birinci devam filmi olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 30 milyon dolarlık bir bütçeyle, üst seviyedeki yeşil perde, görsel efekt ve makyaj teknolojilerinin yanı sıra, özellikle de zorluk derecesi yüksek sahnelerinde koordinatörlüklerini Scott J. Ateah, Curt Bonn, Chuck Jeffreys, Leslie McMichael, Monty L. Simons ve Owen Walstrom'ın üstlendikleri; dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen ve brüt 116.6 milyon dolarlık bir hasılat rakamına ulaşmış olan bu "slasher"a biraz daha yakından bakalım...
***
Springwood'lu ebeveynlerce dünyadan ve çocuklarının hafızalarından kazınarak Cehennem'e gönderilen Freddy Krueger'ın (Robert Englund), dünyaya dönebilmesi için yeniden çocukların anılarında yer alarak onları korkutması gerekmektedir...
Zira korku onun, gücünün tek besin kaynağıdır...
Bu nedenle de Freddy, annesi Pamela Voorhees (Paula Shaw) kılığında provoke etmek suretiyle; Cehennem'deki Jason'ı (Ken Kirzinger) dirilterek, terör yaratması için Elm Sokağı'na gönderir...
Çünkü estirilen bu dehşetin, kendi hanesine yazılacağını düşünen Freddy; böylelikle, bir kez daha çocukların dünyasında yer almayı ummaktadır...
***
Bu arada...
Dul babası Dr. Campbell (Tom Butler) ile yaşayan Lori Campbell (Monica Keena); arkadaşları Kia Waterson (Kelly Rowland) ve Gibb Smith (Katharine Isabelle) ile Elm Sokağı'ndaki 1428 no.lu evde, bir pijama partisi düzenlemektedir...
Derken...
Bardaktan boşanırcasına yağan yağmur ile elektriklerin bir gidip bir geldiği ve o yüzden de mumların yakıldığı bir ortamda; Gibb'in erkek arkadaşı Trey Cooper (Jesse Hutch) ile Blake'de (David Kopp) katılırlar onlara...
Elbette dışarıdaki Jason'da, sırasını beklemektedir...
***
Çok geçmez...
Jason'ın pala darbeleriyle Trey dünya değiştirirken; diğer çocuklar da, korkuyla evden dışarıya atıverirler kendilerini...
Ve...
An itibarıyla da yardımlarına, Şerif yardımcısı Scott Stubbs (Lochlyn Munro) yetişir...
***
Memur Goodman (Alistair Abell), olay mahalli itibarıyla Freddy Krueger'dan şüphelenirken; Şerif Williams (Garry Chalk), bu ismin telafuz edilmesini dahi istememektedir...
Ama karakoldaki Lori, ayak üstü gördüğü bir rüyada, o ismi oldukça net bir biçimde anımsar...
Hani zaten bölgede, şüphelinin adının Freddy olduğunu, duymayan da kalmamış gibidir...
***
Neyse...
Freddy'nin şanını ve böylelikle de gücünü artırmakta olan Jason bu kez de, Blake ile babasını (Brent Chapman) öldürür...
***
Lori'nin eski erkek arkadaşı Will Rollins (Jason Ritter); Freddy kabusundan kurtulmaları amacıyla (kardeşi Freddy'e kurban düşmüş) kankası Mark Davis (Brendan Fletcher) ile beraber dört yıldır tedavi altında tutulduğu (tımarhaneyi anımsatan) Westin Hills Psikiyatri Hastanesi'nin televizyonundaki akşam haberlerinde, Springwood'ta yaşananları görür...
Evet...
Unutamadığı aşkı Lori'nin yaşamakta olduğu 1428 no.lu evde; birisi daha katledilmiştir ve Will'e göre bu, kesinlikle bir tesadüf değildir...
O sebeple de, hastaneden kaçarak muhakkak Lori'yi görmelidir...
Ama nasıl?
Çünkü bir hapishane biçiminde tahkim edilmiş olan hastaneden dışarıya çıkmak, neredeyse imkansız gibidir...
İşte tam da bu noktada Mark devreye girerek, gardiyanlardan birinin (Tony Willett) anahtarlarını çalar...
***
Bu arada polis, Springwood'taki yeni bir Freddy paniğini engellemek gayesiyle; şu ana kadar işlenen iki cinayeti de, Blake'in üstüne yıkmış ardından da aynı Blake'i intihar etmekle yaftalamıştır...
***
Çok uzatmayalım...
Freddy'e dair kabuslar sonrasında hastaneye kaldırılan Lori'yi yalnız bırakmayan arkadaşlarından Kia'da; bekleme odasında daldığı uykunun rüyasından, aynı karabasanla uyanır...
Yani Freddy, gittikçe güçlenmektedir...
Halbuki Springwood'daki yetişkinler, kütüphanedeki gazete koleksiyonlarında dahi Freddy'e ilişkin tüm haberleri sansürleyerek; onu, toplumsal hafızadan silebileceklerini zannetmişlerdir...
Elbette mevcut durum hiç de böyle değildir...
Hele de aralarında Kia, Lori ve Lori'ye asılan Charlie Linderman (Christopher Rodriguez Marquette) dahil kasabadaki gençlerin, çılgınca eğlenmekte olduğu bir partide yaşanacak çılgınlıkları düşünecek olursak...
Dakika 40...
Vizyona girdiği yıl sinema salonunda izlediğimiz filmin geride kalanında sizleri, kan banyosunun hız kesmeden devam edeceği 57 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Serinin, "Friday the 13th" (1980) ve aynı isimli on ikinci film (2009) ile "Jason X"i (2002) yine bu mecrada, sizler için; "akademik sinema ve kadim dillerden Türkçe'nin dilbilgisi kurallarını" ihlal etmeksizin, kapsamlı bir biçimde yorumlamaya çalışmıştık...
İlgilenen dostlara, karaladıklarımızı okumalarını ve beğenmeleri halinde de paylaşmalarını öneririz...