Aşk Kesinlikle Bu Değil!
Yazar: Misafir Koltuğuİçinden iki ayrı yapım çıkabilecek bir film hayal edin. Ama aklınıza o filmin ne kadar da zengin bir konuya sahip olduğu gelmesin; tek yapımın içinde birbiriyle uyumsuz iki tema gelsin. Bir tarafta eğlenceli ve ilgi çekici olabilecek bir aksiyon filmi varken, diğer tarafta kötü bir Yeşilçam filmi kadar bayat bir aşk hikayesi bulunuyor.
Başrollerinde son zamanlarda beyaz perdede sık sık gördüğümüz Afra Saraçoğlu ve Çukur dizisindeki başarısıyla tanınan Kubilay Aka bulunan “Aşk Bu Mu?” filminin oyuncu kadrosundaki diğer isimleri Sadi Celil Cengiz, Cemil Şahin, Şerif Erol, Evrim Doğan, Salih Kalyon ve Tanju Tuncer oluşturuyor.
Gülüm, zengin bir ailenin biricik genç kızıdır. Bir gün karaciğerinden rahatsız olduğu ve acil nakil yapılmazsa öleceği ortaya çıkar. Burada devreye hırsızlık yaparak hayatlarını kazanan Umut ve arkadaşları girer. Üç kafadar, ailelerini bulmak için bir mafya babasının emri altında çalışarak hırsızlık yapmaktadır. Bu kez büyük vurgun yapmak üzere Gülüm ve ailesinin evini seçerler. Ancak soygun için girdikleri boş eve bir süre sonra Gülüm ve ailesinin dönmesiyle işler karışacaktır. Bu talihsiz karşılaşma sonucu organ nakli için geldiklerini söylemeleri ve para ödülünü de öğrenmeleri üzerine, yalanları gerçeğe dönüşecektir.
“Aşk Bu Mu?” yıllarca televizyonda ve sinemada işlenmekten asla vazgeçilmeyen imkansız aşk temasını ele alıyor. Çiftimizden birinin ölümcül hastalığı vardır; bir diğerinin ise ölümcül bir sırrı vardır. Böylece asla gerçekleşmeyecek bir aşk öyküsünün kısa bir kesitini hayal meyal izleriz ve o kısa kesit o kadar vurucu olmalıdır ki, filmin sonunu tahmin ettiğimiz halde film bizi başka bir dünyaya götürüp etkisi altına almayı kolayca başarır. “Aşk Bu Mu?” gerçekten bu özelliklere sahip mi? Aynı tema ve konudan farklı kombinasyonlarla binlerce film çıkarabilirsiniz. Kendi hayalinizdeki hikayeye uygun bir kast ve senaryo yaratıp aynı hikayeye sahip filmlerin arasından kolayca sıyrılabilirsiniz. Sorumuzu tekrarlayalım “’Aşk Bu Mu?’ bu özelliklere sahip mi?” Maalesef, hayır. Oyuncu seçimi olarak genç neslin yeni gözdesi Afra Saraçoğlu’nu seçmek, filmin gişesi açısından mantıklı bir davranış olarak görünebilir. Ancak gerçekçi olarak bakarsak, hiç de uygun bir seçim olmadığını anlayabiliriz. Saraçoğlu’nun kesinlikle değişmeyen mimikleri, Gerçek Kesit usulü inandırıcılıktan uzak oyunculuğu hiç de bir aşk hikayesinin içindeymişiz gibi hissettiremiyor. Ama Saraçoğlu’nun aksine Kubilay Aka’nın iyi ve rolüne uygun oyunculuğu, en azından Aka’nın kendi sahnelerini kurtarır durumda gibi görünüyor. Diğer yandan Sadi Celil Cengiz, Cemil Şahin ve Salih Kalyon’a daha derin karakterler ve replikler yazılsaydı filmin aksiyon ve dram kısmının ayakları yere basabilirdi. Ama bu haliyle hikayedeki boşluklar ve hiçbir olayda neden – sonuç ilişkisinin olmaması dramatik açıdan duygularımızı asla harekete geçirmiyor. Grinin Elli Tonu usulü yapılan kurgu hataları adeta normal bir filmin önemli sahneleri için atlatma tuşuna basılmış ve film üç kat hızlandırılmış izlenimi veriyor. Bu durum da filmin bir film özeti gibi görünmesine neden oluyor.
Özellikle ‘gerçekçilik’ kısmına değinmek uygun olacaktır. Gülüm’ün en kısa zamanda karaciğer nakli olmazsa ölecek olan birine göre fazla sağlıklı ve hareketli olması göze fazla batıyor. Üç saniye önce sapasağlam olan Gülüm bir anda hayati değerlerini kaybediyor. Sonra bir anda yeniden kazanıyor. Umut ise kırık bir bacakla nasıl oluyorsa hiç dikkat çekmeden kilometrelerce yürüyor. Üstüne üstlük üç gündür tanıdığı kız için kendini feda ediyor. Kalbi durduğunda Gülüm bağırıp çağırınca bir anda mucizevi bir şekilde yeniden kalbi atmaya başlıyor. Tüm bunları toplayınca ‘Acaba taslak bir senaryoyu mu izledik biz?’ demeden geçemiyorsunuz.
“‘Aşk Bu Mu?’nun hiç mi iyi bir tarafı yok?” diyebilirsiniz. Tabii ki var. Çok az sahnesi olmasına rağmen Tanju Tuncer’in bulunduğu sahneler bu iyi taraflardan biri. Evin sivri dilli ve gelenekçi büyükannesini canlandıran Tuncer’in replikleriyle gülüp eğlenmediğimizi söylersek yalan olacaktır. Cemil Şahin, Sadi Celil Cengiz ve Kubilay Aka üçlüsünün sahnelerinin de filmin geri kalan kısmına göre gerçekçi bir dile sahip olduğunu söylemek mümkün. Bazen ‘yok artık’ dedirtse de, bu sahneler fazlasıyla ilgileri üzerine çekiyor ve filmin akıcı bir ritme sahip olmasını sağlıyor. Özellikle Cemil Şahin’in karakterinin filmin genelindeki bayat hayalperestliğe sahip olmaması zaman zaman film hakkında umutlanmamıza neden oluyor. Ama umutlar son sahnelere doğru iyice boşa çıkıyor. Bir zamanlar Conan O’Brien’ın programına dahi çıkan ve internette yıllardır gözümüze çarpan “Funny Turkish Action Movie Scene” videosundaki sahnelere taş çıkarır derecede gereksiz dramatik bir sahne filmin sonuna ekleniyor. İşte o zaman filmdeki ‘Umut’un hiç de filmin umudu olmadığını anlıyorsunuz. “Aşk Bu Mu?” filmini izleyen çoğu kişinin de filmin iyi taraflarını ve kötü taraflarını bir teraziye koyduklarında, kötü tarafın ağır bastığını söyleyeceklerinden neredeyse eminiz…