“The Boat / Tekne”; hikâyesini, “Head” (2016) isimli kendi kısa filmine dayandırarak, başroldeki “on parmağında on marifet” olan MacGyver’ı anımsatan balıkçı karakterini de canlandıran (oğul) Joe Azzopardi ile birlikte yazan Malta’lı sinemacı (baba) Winston Azzopardi’nin yönetmen koltuğunda oturduğu ilk uzun metrajlı sinema filmi…
Prömiyeri, 22 Eylül 2018’de Fantastic Fest’de yapılan ve 22 Şubat 2019 tarihinde Malta’da vizyona giren filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…
O nedenle bizde, 5 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve başlangıçtaki yoğun sis nedeniyle bir ara “Cast Away” (2000), “Ghost Ship” (2002) veya “Life of Pi” ye (2012) evrileceği düşünülen fakat daha sonra bunlarla hiçbir alakasının olmadığı anlaşılan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun içinde, her bünyenin kolay kolay kaldıramayacağı bir tempoya sahip olan filmin ayrıntılı incelemesine geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, tanınmış sinema eleştirmenlerinden Kimberley Elizabeth’in bize ilham kaynağı olan 6 Ekim 2018 tarihli Nightmare On Film Street’de yayınlanan yorumunun da katkılarıyla, Stephen King’in sinemaya uyarlanmış bazı eserlerindekilerine benzer (ama asla onlar kadar ürpertmeyen) bir konsept çerçevesinde kurgulanmış bir film olarak farklı bir sinema deneyimi yaşattığını söyleyerek başlayabiliriz…
Nasıl mı?
Şöyle ki; hani birer Stephen King uyarlaması olan “The Shining” (1980) de Jack Torrance’ın aklını alan Overlook Hotel ve “Christine” de de (1983) neredeyse hemen herkese düşman olan bir kırmızı Plymouth Fury otomobil vardı ya…
Her ne kadar finali adını verdiğimiz bu iki filmden oldukça farklı olsa da işte bu filmde de filmin isimsiz kahramanına benzer kâbusları yaşatan “Aeolus” adındaki ve Valetta (Malta) bandıralı bir yat mevcut…
Pek çok kültürde masumiyet simgesi olarak da kabul edilen “beyaz renkli” ve adını (içine Homer - Odyssey'in de dâhil olduğu) Yunan mitolojisine göre denizlerin hâkimi Poseidon’un oğlu rüzgâr tanrısı Aeolus’dan alan bu yat öylesine gözü pek ve yaman ki, insanı kilit altında tutarak “cezalandırmaya meraklı” olduğu gibi o istemedikçe ondan kurtulmak da mümkün değil…
Ki bize göre filmde, kahramanımızın kilit altında tutularak klostrofobinin dibine vurulduğu bu sahneler filmin ve Joe Azzopardi’nin performansının doruk noktasına ulaştığı anlar…
Bu arada, yukarıda kullandığımız “cezalandırmaya meraklı” sıfatını bilinçli olarak tercih ettiğimizi de belirtmiş olalım…
Fakat ne yazık ki, “spoiler” vermeden bu tercihin nedenlerini açıklamak mümkün olamayacağı için ayrıntısına girmeyecek ve bunları keşfetme işini de yorumumuz sonrasında meraka kapılarak filmi izlemeye karar veren sinemaseverlere bırakacağız…
“A Quiet Place” (2018) ve “Arctic” (2018) den çok daha fazla konuşma barındırmayan bu filmde, bize göre dikkat çeken diğer önemli hususlar ise filmin görüntü kalitesi ile editoryal başarısıydı…
Zaten, kapkara bulutların kâbus gibi bir fırtınaya dönüşerek “Aeolus” da kaosa neden olduğu sahneler de başka türlü bu kadar başarılı bir biçimde beyazperdeye aktarılamazdı…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi yaptığımız açıklamalar sonrasında meraka kapılarak filmi izlemeye karar vereceklerin ağzının tadını kaçırmış olmamak adına “spoiler” vermeden yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; dünya sinemasından farklı örnekleri izleme listelerinde bulundurmaya özen gösteren sinemasever dostlara, “Bundan böyle baba – oğul Azzopardilere de bu listelerde yer açmayı unutmayın” diye seslenerek kullanmak isteriz…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz, olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler…