Hesabım
    Extraction
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Extraction

    Her Amerikalı Terminatör doğar!

    Yazar: Duygu Kocabaylıoğlu

    2019 yılının sonbaharında çekimleri gerçekleştirilen safi aksiyon filmi Extraction, tüm dünya hazır evinde oturuyorken Netflix marifetiyle oturma odamıza, bu hafta sonu itibariyle geldi. ‘Vizyonsuz’ kaldığımız şu salgın günlerinde, eski-yeni, iyi-kötü ne varsa seyrederken, gönüllerin Thor’u Chris Hemsworth’un sırtladığı Extraction, ekranlarda Hollywood aksiyonu arayanların da imdadına yetişti.

    Avengers (Yenilmezler) serisinin amiral kaptanlarından olan Joe Russo’nun senaryosunu kaleme aldığı aksiyonun yönetmen koltuğunda ise Hollywood setlerinde ekmeğini bileğinin hakkıyla kazanan bir isim, 100’e yakın filmde dublör aktörü olarak adını yazdırmış olan Sam Hargrave oturuyor. Netflix, yapımcılarla bir yuvarlak masa toplantısında “3. Dünya’da geçen su katılmamış aksiyon istiyoruz” demiş olacak ki, biz bugün Extraction’ı seyrediyoruz.

    Ağırlıklı olarak Bangladeş’in başkenti Dakka’da (hatta filmin ilk adının Dhaka olması konuşuluyordu) geçen film, biri Bangladeş’in diğeri Hindistan’ın iki büyük uyuşturucu baronun arasındaki güç mücadelesini, bir çocuk kaçırma mevzusu üzerinden temellendiriyor. Hindu Ovi Mahajan (Rudhraksh Jaiswal), Dakka şehrinin mafyası Amir Asif’in (Priyanshu Painyuli) adamları tarafından kaçırılınca, baba Mahajan çareyi paralı askerlerden yardım istemekte buluyor. Gözü kara, yarı-Terminatör Tyler Rake (Chris Hemsworth) de bu noktada, genç Ovi’yi kurtarmak için devreye giriyor. Kurşunların üzerine, kaybedecek hiçbir şeyi olmadan yürüyen Rake, Nik Khan (Golshifteh Farahani) ve ekibi için tam da biçilmiş kaftan. Nitekim Rake kimsenin yüzünü kara çıkartmıyor ama 3. Dünya bu, sağı solu belli olmaz! ‘Tahliye’ operasyonunu ayarlayan ekip de oyuna gelince, Rake’in görevi tam bir kedi-fare oyununa dönüşüyor.

    Yani filmin esas macerası aslında 30. dakikadan sonra başlıyor diyebiliriz. Modern dünyadan pek nasibini almamış Dakka sokaklarında, neredeyse nefes almaksızın bir kovalamaca izliyoruz. Özellikle baba Mahajan’ın adamı Saju (Randeep Hooda), kovalamacaya dahil olduktan sonra gelen ve aşağı yukarı 11-12 dakika süren tek plan aksiyon sahnesi, filmin en güçlü kozlarından biri. Öte yandan, Bangladeş’te kimin eli kimin cebinde belli değil! Filmin alt metninde bu 3. Dünya ülkesi sanki bir cehennem alegorisi gibi: Çocuk-yetişkin fark etmeksizin insanın değeri sıfırın altında, devletin güvenlik güçleri uyuşturucu mafyasının emrinde, eski tüfek dostların gözünü para bürümüş ve hayatta kalmak için silah sıkmak tek çıkış noktası… Tüm bunlar ve çok daha fazlası Dakka’nın normları olarak 2 saat boyunca seyircinin önüne seriliyor. Yani safi aksiyon o kadar da masum değil… Öte yandan, görev adam öldürmekse ruh hali psikopattan hallice olan (ama onun da kendi acıları var!)  beyaz erkek karakterimiz Rake, tüm ölümcül yaralarına rağmen, tabii ki bu mücadeleden öyle ya da böyle zaferle çıkıyor. Özetle, Hollywood katarsisimiz yine şaşırtmıyor.

    Filmin büyük yükünü sırtlayan başrol Hemsworth aksiyon çerçevesinde şaşırtmazken, Saju karakterine hayat veren Hindu oyuncu Randeep Hooda filmin öne çıkan diğer oyuncusu oluyor. Yapımın sinematografisi de yukarıda özetlemeye çalıştığımız tüm bu dünyaya genel bir çerçeve çiziyor adeta. Şehrin kuş bakışı çekimlerine eşlik eden puslu havası, doğan güneşe rağmen sahnelerde karanlık renk paletinin devam etmesi özellikle tercih edilmiş teknik detaylar. Tabii bu noktada, senaryosunu ne kadar eleştirsek de teknik olarak pürüzsüz bir yapım seyrettiğimizi de eklemek gerek.

    Uzun lafın kısası, hali hazırda evdeyken taze Hollywood aksiyonu özleyen seyirciler için Extraction soluksuz bir 2 saat vaat ediyor. Eğer arşivleri karıştırmak isterseniz çocuk kaçırma ve kurtarma operasyonlarını merkezine alan Fidye (1996), Gazap Ateşi (2004) ya da 96 saat (2008) gibi yakın dönem klasiklerine de bir şans verebilirsiniz.    

    #Evdekalın, sinemayla kalın!

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top