The Space Between eleştirileri

Senaryosunu, Will Aldis'in kaleme aldığı ve ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çekmekte olan Rachel Winter'ın da yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu “The Space Between”; komedi unsurlara sıklıkla yer verilen, bir drama olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan; bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

***

Film, otomobiline atlayarak....

Batı Hollywood, Sunset Strip'teki canlı müzik yapılan gece kulübü "The Viper Room"a gidecek ve kulübün kapısında, aracının anahtarlarını valeye (Jimmy Valdez) teslim edecek olan Indigo Müzikten Charlie Porter'ın (Jackson White); aşağıdaki anlatımıyla başlar:


"1960'larda, duygusal ve derin düşünceli bir şarkıcı - söz yazarı olan Micky Adams (Kelsey Grammer); bir dizi hit şarkıyla, sahnelerde ve pop listelerinde patlama yaptı...

1970'lerin başında bir efsaneydi...

Eleştirmenler sözlerini, Baudelaire'in şiirleriyle kıyaslıyordu...


1973 yılına kadar Micky Adams, yedi tane Grammy Ödülü de kazandı... 1974'e gelindiğinde, 70 milyondan fazla plak satmıştı...

Ama 1975 yılında, eski havasından uzaklaşarak bir hayalete dönüştü...


O yıllarda, ben altı bez bağlı bir bebektim...

Micky Adams ile tanıştığımda, bana müziğin ne olduğunu öğretmeye çalıştı... Rüzgarın dünyanın nefesi olduğu ve bazen şarkı bile söylediğini duyabileceğimizi de...

Tüm bunları neden bilmem gerekliydi?


1996 yılıydı ve ben müzik işindeydim...

Buranın ("The Viper Room") sahibi Johnny Deep... Bir kere onunla içki içmiştim... Bana kendimi aptal gibi hissettirmişti...

Mekan, genç Hollywood elitlerinin uğrak yeri olarak tanındı ve aktör River Phoenix'in 1993'te Cadılar Bayramı'ndan önceki gece aşırı dozda uyuşturucudan öldüğü yerdi de...

Onun, günahlarımız için öldüğünü söylüyorlar... Ama bence bu, yeterli bir açıklama değil...


Bana göre Micky Adams gibi adamlar, tarih öncesi... Benim gözüm gelecekte... Bir sonraki Nirvana, Weezer ve No Doubt'ta... Peşinde olduğum şey buydu..."

***

Avustralyalı şarkıcı ve aktör Jason Donovan ile Amerikalı şarkıcı Courtney Love'ın da uyuşturucuyla başlarının derde girdiği bu kulübe dalıp...

Barmenden kendisine buzlu bir votka doldurmasını isteyen Charlie'ye göre, "Hayat bir hastalıktır ve tek tedavisi de rock 'n' roll dur..." diyerek kendi kendine yaptığı konuşmasını sürdürürken...

Kartvizitini kendilerine vermek üzere, biraz önce sahnede şarkı söylemekte olan Cory (Paris Jackson) ile ona gitar da eşlik eden sevgilisi Rocket'ın (Gabriel Hammett) bulundukları kulise gitse de; kendisini aramasını söyleyeceği Cory'e, bir şişe bira ısmarlamanın ötesinde bir başka şey de gerçekleştiremez...

***

Ertesi gün...

Bir gün önce, fazlasıyla havalı takılan Charlie'nin; çalıştığı plak şirketinde, aslında günlük postaları dağıtan sıradan bir ofis elemanı olduğunu görürüz...

***

Aynı esnada...

Uzun yıllar önce imzalanmış mevcut sözleşmesini fesh ederek, Micky Adams'tan kurtulmanın bir yolunu arayan şirketin patronu Donny Rumson (William Fichtner); büyük ümitlerle görevlendirmiş olmasına rağmen, bu işte başarısız olan Kevin (Delon de Metz) ve Todd (Glenn McCuen) ile sohbet etmektedir...

Konuşulanlara kulak kabartan Charlie...

"Ben yaparım..." diyerek patronun odasına dalıverir...

***

Bu cesaretli çıkış üzerine...

Sekreteri Stephanie'den, Micky Adams'a imzalatılacak fesih kontratı dosyasını isteyen ve onu Charlie'ye teslim eden Rumson; giderken yolda dinlemesi için, Micky'nin son CD'sinin bir kopyasını da verir...

***

Charlie, Micky'nin evine varıp kapısındaki zili çaldığında...

Davul sesinin önde olduğu, bir müzik yükselecek; ardından da, "Bu yaşlı adam kafayı fena kırmış..." diyen Micky'nin kızı Julia Adams (Julia Goldani Telles), sinirli bir şekilde hızlıca evden çıkıp uzaklaşırken...

Yine kapıda kalan, Charlie bu kez; kapıdaki camlara vurarak Micky'e ulaşmayı deneyecektir...

Ancak...

O da işe yaramaz...

***

Çaresizce evin bahçesinde dolanmaya başlayan Charlie birden; bir adamın hareketsiz bir biçimde yüzükoyun olarak havuzda uzanmakta olduğunu fark ederek, anında soyunarak suyun içine atlar...

Fakat...

Charlie'nin zannettiğinin aksine, Micky boğulmuyor; elindeki mikrofonla havuzda, kayıt yapmaktadır...

***

Neyse...

Kendisine, bir bardak Sprite ile iki tost ekmeğinin arasına spagetti makarna yerleştirilip mayonez sıkılmış bir sandviç ikram edecek olan Micky; Charlie'yi evine davet eder...

Ama Charlie'nin tüm ısrarına rağmen aynı Micky; eskisini fesh eden yeni kontratı imzalamaya, bir türlü yanaşmaz...

***

Elbette Charlie durumu, patronuna böyle değil de; kendisine bir hafta vakit kazandıracağı düşüncesiyle, "avukatına teslim ettim" tarzındaki bir yalanın arkasına sığınarak sunacaktır...

Dakika 29...

Büyük beklentilere girmemeniz halinde, ilgiyle izleyeceğinizi tahmin ettiğimiz filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; hikayenin farklı bir mecraya evrileceği, 70 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,