Senaryosu, Steve Galluccio ve Vinay Virmani tarafından yazılan “Little Italy”, Donald Petrie’nin yönetmen koltuğunda oturduğu romantik bir komedi…
24 Ağustos 2018 tarihinde Kanada’da vizyona giren filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…
O nedenle bizde bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce yine bu filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, 102 dakika boyunca bolca servis edilen çıtır İtalyan pizzalarına rağmen yenilir yutulur hiçbir tarafı bulunmayan fazlasıyla anlamsız bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Hem de, Danny Aiello, Andrea Martin, Gary Basaraba, Alyssa Milano, Linda Kash ve Jane Seymour gibi oldukça deneyimli isimlerle desteklenen oyuncu kadrosuna rağmen…
Öyle ki, hikâyesindeki ve kurgusundaki absürtlükler bir ara bize; isterse yaşadığı ülke Kanada değil de kutuplarda bir bölge olsun, normal koşullarda hiçbir gerçek İtalyanın Starbucks gibi "endüstriyel" bir mekânda kahve içmeyeceğini, hadi oldu da içti, ama bu durumda da, filmdeki gibi içer içmez lezzetine bayılıp hemen ikincisini sipariş etmeyeceğini bizzat yaşayarak bildiğimiz için filmin bir “gizli Starbucks reklamı” olduğunu da düşündürtmedi değil…
Zira neresinden tutarsanız tutun, film elinizde kalıyor…
Maalesef ele avuca gelir hiçbir tarafı da yok…
Dökülüyor da dökülüyor işte...
Hatta izlerken, küçücük bir tebessüm dâhil bizde olumlu hiçbir etkiye neden olmayan bu film yüzünden, vakti zamanında senaryo yazarlarından biri de Fatih Akın olan benzer konseptdeki “Kebab Connection” (2004) filmi için yazdığımız eleştirel nitelikteki yorum nedeniyle az da olsa suçluluk hisseder gibi de olduk…
Fakat emin olun söz konusu bu iki film arasında illa da bir seçim yapmaya zorlanmış olsaydık, tercihimiz kesinlikle “Kebab Connection” (2004) dan yana olurdu…
Belki tarzımızın biraz dışında olacak ama buraya kadar söylediklerimizin tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun…
Artık ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 1,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, “kendinize izleyecek başka bir şey bulun” şeklinde olacak…