Hesabım
    Waves
    Ortalama puan
    2,9
    3 Puanlama
    Waves hakkında görüşlerin ?

    2 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Ahmet Büke
    Ahmet Büke

    Takipçi 935 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    3 Ocak 2022 tarihinde eklendi
    güreş yapan çocuğun hikayesi sakatlanıyor falan… çok detay ve gereksiz sahne var.. Sürükleyicilik heyecan falan da çok düşük… vaktin bolsa seyret ilerde..
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.068 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    3 Mayıs 2021 tarihinde eklendi
    “Waves” hikâyesini yazıp, yapımcılığını da üstlenmenin yanı sıra, editörlüğünü de Isaac Hagy ile paylaşan yeni nesil favori yönetmenlerimizden Trey Edward Shults’un imzasını taşıyan oldukça “sarsıcı” bir drama…

    İş işten geçtiği için artık değiştirilmesi imkânsız olan, “ah keşke” ve “pişmanlıklar” ile dolu, birbirleriyle “kontra” ama kesinlikle de tamamlayan iki “çöküş” hikâyesinin anlatıldığı ve nitelikli oyunculuk performanslarının da, bunları desteklediği harika bir film olmuş “Waves” …

    Yoruma başlamadan hemen söyleyelim ki, 18 yaşındaki dört ergen ile iki baba ve bir üvey annenin, ana ekseni oluşturduğu bu ders niteliğindeki film, hem çocuk yetiştirmekte olan ebeveynler ve hem de genç kardeşlerimizce dikkatlice izlenilmeli…

    Zira özellikle “babalar” ve “oğulları” arasındaki ilişkiye odaklanılan bu filmden, çıkarılabilecek çok fazla ders var…

    İsterseniz ilk hikâyeden başlayalım:

    Her ne kadar mülti – milyoner olmasalar da Amerika standartlarına göre yeterince iyi bir yaşam süren bir ailenin:

    18 yaşındaki (lise son sınıf öğrencisi olan) oğlu Tyler (Kelvin Harrison Jr.), “hırs” yapan babası Ronald (Sterling K. Brown) tarafından, “güreş bursu” ile kapağı iyi bir üniversiteye atması amacıyla, neredeyse her gün koşturulan bir “yarış atına” dönüştürülmüştür…

    Fakat “bir kere ters gitmeyi versin kişinin işi, muhallebi yerken kırılır dişi” misali Tyler’da da bizzat doktorunca da uyarılmış olmasına karşın, yaklaşmakta olan büyük bir depreme işaret eden öncü sarsıntılar ardı ardına kendini hissettiriyor…

    İşin kötü tarafı, tek ölçütü “başarı” olan babası ile (ufak ufak işkillenmeye başlayan) üvey annesi Catherine’de (Renée Elise Goldsberry), Tyler’daki bu değişiklik ve “çatırdamaları” pek fazla anlamlandıramıyorlar…

    İşte bundan sonrasındaki “felaketler” ile “çöküş”, aniden bastıran bir deprem sağanağı gibi gümbür gümbür gelmeye başlıyor…

    Filmin ikinci bölümünde, yıllardır birbirlerini görmeyen, ailesi ile bağlarını koparmış ölüm döşeğindeki (alkolik ve saldırgan) bir baba ile 18 yaşındaki oğlu Luke’un (Lucas Hedges) “yürek burkan” bir hikâyeleri var…

    Bu bölümde, erkek arkadaşı Luke’a, öz annelerinin kendileri daha çok küçükken “aşırı doz” uyuşturucu kullanımı nedeniyle hayatını kaybettiğini söyleyen (ilk bölümün kahramanı) Tyler’ın kız kardeşi Emily’de (Taylor Russell) konuya dâhil oluyor…

    Ve bu düşük bütçeli “indie” (bağımsız) deki hikâye, 135 dakika boyunca hız kesmeden aynı süratle devam ediyor…

    Bitirmeden filmdeki yukarıda sıralayamadığımız, dört önemli noktaya daha değinmek isteriz:

    1. Kelvin Harrison Jr., Taylor Russell ve Sterling K. Brown’ın sıra dışı performanslarına,

    2. Görüntü yönetmeni Drew Daniels’ın tekniğine… Ki, kendisi filmi iki değişik kamera tekniği ile çekmek suretiyle, iyi ve kötü anların sunumunu farklılaştırmaya çalışmış…

    3. Henüz üçüncü filminde olmasına rağmen rüştünü fazlasıyla kanıtlayan Trey Edward Shults’a…

    4. Tabii ki de müziklerine…

    Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…

    Sinema sanatına yaraşır; “emek ve bilgi verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden buluşmak üzere, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “muhakkak bir şans da siz verin” şeklinde olacak…

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top