Hesabım
    Karakomik Filmler
    Ortalama puan
    3,3
    yayın
    • Hurriyet
    • T24
    • Gazete Duvar

    Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.

    Basın Eleştirisi

    Hurriyet

    Yazar: Uğur Vardan

    ‘Kaçamak’ta ise hikâyenin çıkış noktası ikiyüzlü erkek halleri. Sonrasında mesele gökyüzüne uzanıyor ve uzaya çıkıyor! İster minik detaylar olsun, ister iş evrensel boyutlara taşınsın; Şark kurnazlığımız devreye girer ve pragmatik zekâmız küçük hesaplarda dolaşır. ‘Kaçamak’ cephesindeki kan bağları elbette ‘GORA’; SPA merkezinin sahibi Alpay da ‘rektifiye edilmiş Arif’ adeta... Bu bölümde az biraz ‘The Hangover’ tadı da bulmak mümkün, aralarda ‘Alien’ ve ‘Arrival’ gibi yapımlara göndermeler var ama asıl referanslar genel bir çerçevede ‘uzay filmleri’ kategorisi... ‘2 Arada’daki mesajları kötülüğün bizi ele geçirme potansiyeli ya da bizim karanlık tarafa kolay teslimiyetçiliğimiz şeklinde okumak mümkün. ‘Kaçamak’taki arka planı ise “O kadar kötüleştik, çıtayı o kadar düşürdük ki, cehaletimiz uzaylıların bile dilinde ve insanlığı kurtarmak artık çok zor” şeklinde tanımlayabiliriz.

    Eleştirinin tamamı için: Hurriyet

    T24

    Yazar: Atilla Dorsay

    Bu iki film birbirlerini tamamlıyor denemez. Başlıca ortak noktaları bir avuç baş oyuncu. Onun dışında farklı öyküler bunlar... İlki bence daha ilginç olanı. Bu öykü tümüyle İstanbul’un o güzelim arabalı vapurlarında geçiyor. Metin Arıcı burada çalışan bir garsondur. Ayrıca altı yıldır da gemide yatıp kalkmaktadır. Tüm ekiple arası iyidir ve geçinip gitmektedirler. Öncelikle filmin dekoru bence harika. Boğaz gemileri filmlere mekan olmuştu: Çok az da olsa...Ah Güzel İstanbul, Hanım, Gemide (ki filmde de anılıyor) ilk akla gelenler. Arabalı vapur ise özellikle o unutulmaz Son Kuşlar filmine dekor olmuştu.

    Eleştirinin tamamı için: T24

    Gazete Duvar

    Yazar: Şenay Aydemir

    İkinci film “Kaçamak” ise öngörülebilir, tahmin edilebilir ve bütün bunlara rağmen kahkahayla gülünebilir bir Cem Yılmaz komedisi. Eşlerine, sevgililerine yalan söyleyip kaçamak yapmak için sayfiyedeki bir SPA oteline giden bir gurup erkek ve otelin sahibinin başına gelen binbir türlü bela özetle filmin hikayesi. Ki, zaten iki ya da daha çok erkeğin birbirinden garip hallere girdiği hikayeler Cem Yılmaz sinemasının da alametifarikası neredeyse. Ama açıkçası Cem Yılmaz komedisinin bir süredir girdiği krizin devam ettiğini söylemek gerekiyor. “Pek Yakında” ile Yeşilçam nostaljisine, “Arif v 2016” ile en başarılı olduğu filmlere geri dönüş yapan Cem Yılmaz, bir kez daha ‘uzaylı’ teması ile çıkıyor karşımıza.

    Eleştirinin tamamı için: Gazete Duvar
    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top