Kardeşler: Kime Göre; Neye Göre Özgürlük?
Yazar: Misafir KoltuğuEtrafınızın duvarlarla çevrili olup olmaması sizin özgürlüğünüzü belirleyen öge midir? Nasıl özgür olduğunuza kendiniz karar verebilir misiniz? Kardeşler filmi bu soruları bol bol sormamıza neden oluyor. Ömür Atay yönetmenliğindeki Kardeşler, özgür olma meselesine bilindik, ama etkileyici bir bakış açısıyla yaklaşmamızı sağlıyor.
Yusuf, öz ağabeyinin işlediği manevi açıdan büyük yük getiren bir suçu çok küçük bir yaştayken üstlenmek zorunda kalmış ve çocuk ıslahevinde yıllarını geçirmiştir. Kimse ona kendi hayatı hakkında soru sormaz, ne istediğini bilmez, neyi isteyip neyi istemediğini yıllarca bilmez. Geri döndüğünde de annesi dahil olarak hiçkimse suçu Yusuf'un işlemediğine inanmaz. Bize doğuştan verildiğini düşündüğümüz bireysel haklar, aile bağları yüzünden Yusuf için yok olmuştur. Yusuf'un en yakını olduğunu düşündüğü insan olan ağabeyi, onun hayatını kendi hayatı mahvolmasın diye alaşağı etmiştir. Yusuf döndüğünde de onun hayatının nasıl gideceğini, ne iş yapacağını, nerede yaşayacağını söylemeye devam eder. Yusuf'un hiçbir konuda bir seçim hakkı yoktur.
Anadolu topraklarında geçen Kardeşler filmi, sosyolojik ve psikolojik tespitleriyle ne kadar gerçek ve ne kadar içimizden olduğunu kanıtlıyor. Halkın çoğunluğunun geleneksel kadın düşmanlığının ve kadınlar hakkındaki korkunç düşüncelerinin somutlaştırılmış hali olma özelliğini de taşıyan Kardeşler filmi, o topraklardaki erkeklik olgusunu en ufak ayrıntılarına kadar vererek karşısında durma özverisini gösteriyor. Yusuf'un ağabeyi Ramazan'ın, Yasemin'e cinsel istismar girişiminde bulunması ile Yusuf'un hayatını kendi isteği doğrultusunda yönlendirmesi arasında pek bir fark olmadığını görebiliyoruz. İki türlü de istek dışı tüyler ürpertici bir müdahale bulunuyor. Aile kavramını ve bireysel özgürlükler konusunu tekrardan uyarlayan Kardeşler filmi, durağan ilerliyormuş izlenimi veriyor ancak yeri geldiğinde heyecanlandırmanın bir yolunu da buluyor. Aile bağı denen şey hayatımızda var olmasa daha mı özgür olurduk? Yüzyıldır aklımızda olan bu soru, dünyadaki en önemli şeyin kendi mutluluğumuz olduğunu anlamadığımız sürece varlığını sürdürecek gibi görünüyor. Ana akım sinema dahilinde bir film olsaydı, 'Bu sahnede şimdi şu olacak' diyebileceğimiz filmde işler hiçbir zaman düşündüğümüz gibi ilerlemiyor. Bu da gerçekçiliğinden bir saniye olsun kayıp vermediğini gözler önüne seriyor. Yusuf'un filmin sonundaki özgürlük tercihleri de, bu konuda sorgulamalar yapmamıza ve onu aklımızın bir köşesine kazımamıza neden oluyor. Yiğit Ege Yazar, Caner Şahin ve Gözde Mutluer'in başrollerini paylaştığı film, Karlovy Film Festivali'nde açılışını yapmıştı. O zamandan itibaren merak ettiğim bu film, izlemeye değer olduğunu gösterdi.
Yazar: Özlem Yenilmez