“The Dark”; senaryosunu da, yine kendi yönettiği “The Dark” (2013) isimli kısa film için yazdığı kısa hikâyeden uyarlayarak yazan Justin P. Lange’in yönetmen koltuğunda oturduğu ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmi…
Prömiyeri, 21 Nisan 2018’de Tribeca Film Festivalinde yapılan ve 12 Ekim 2018 tarihinde salon gösterimiyle önce Avusturya’da ardından da 26 Ekim 2018 tarihinde internet üzerinden ABD’de vizyona giren filmin; hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…
O nedenle bizde bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
***
Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi paylaşalım:
Karşımızdaki kesinlikle; filmlerin hikâyelerinde mantıksal tutarlılık arayan ve “mantık hatası dolu” demeyi alışkanlık haline getirenler ile künyesinde “korku” yazıyor diye her an korkunç bir şeyler olmasını bekleyenlere göre bir film değil…
Onlar, bu filmden kesinlikle uzak durmalı ve daha işin başındayken kendilerine izleyecek başka bir film ayarlamalılar…
Zira olurda kazaen bu filmi izlerlerse; film bittiğinde, “Bu da ne ya?” diye söylenmeye başlayacakları neredeyse kesin gibi…
O yüzden biz uyarımızı yapmış olalım…
***
Peki, o zaman bu film ne?
Hemen söyleyelim: “Fantastik bir drama…”
Hem de öylesine bir fantastik drama ki, henüz daha yazıp yönettiği ilk uzun metrajlı sinema filmi olmasına rağmen; özgün hikâyesi ve adı kadar karanlık olan bir atmosferde gerçekleştirdiği kurgusuyla “The Dark”, Justin P. Lange için neredeyse hedefi tam on ikiden vurduğu iyi bir başlangıç olmuş…
Bu arada filme ilişkin küçük bir uyarıda, yukarıda, “siz uzak durun” dediğimiz izleyici profili dışında kalanlara yapalım:
İlk yarım saat içinde ne olup bittiğini anlamakta biraz zorlanırsanız sakın karamsarlığa kapılıp yerlerinizi terk etmeyin… Eğer biraz sabrederseniz, kurgudaki flashbackler sayesinde her şeyi birer birer öğreneceksiniz…
Son derece düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan filmin oyuncu kadrosuna gelince…
İki ana karakter Mina ve Alex’i oynayan Nadia Alexander ile Toby Nichols’ın, henüz daha yolun başında olmalarına rağmen yeterince iyi bir performans sergilediklerini söyleyebiliriz…
Elbette bunda, kendilerine uyguladıkları protez makyajlar ile farklı bir görünüm almalarını sağlayan makyaj departmanındaki ekibin ciddi katkısı olduğu da çok açık… Bu kesinlikle inkâr edilemez…
Ama nihayetinde bu iki genç yetenek; yaşadıkları korku, endişe ve hüznü izleyiciye birebir aktarmayı da gayet iyi becermişler…
Sonuç olarak; Justin P. Lange’in hikâyesi ile “zombi” konseptine farklı bir bakış açısı getirdiği sürpriz bir finale de sahip olan bu film için bizim puanımız 3, önerim ise “sizde bir şans vererek izleyin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinal hali, 26 Şubat 2019 tarihinde bir başka mecrada yayınlanmıştır...