Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
‘Gölgeler İçinde’ kuşkusuz ‘Zerre’ gibi politik bir film. Ama kolaycı tespitlerden, sloganlardan tümüyle uzak bir yapısı var. Özellikle iktidarın görünmezliğine karşın hayatın her alanında varlığını hissettirmesi açısından bana Kafka’nın eserlerini hatırlattı. Sözgelimi, işçilerin kendi aralarındaki ilişkiler de iktidarın yapısını yansıtıyor. Buna karşılık, iktidarın gücünü mutlaklaştırmayan, tam tersine kırılganlığını, zayıflığını gösteren yaklaşımıyla Kafka’dan ayrışan bir yanı da var. Geçen yıl dünya prömiyerini yaptığı Moskova Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü aldıktan sonra Antalya Film Festivali’nde en iyi görüntü (Hayk Kirakosyan), en iyi prodüksiyon tasarımı (Armen Ghazaryan), en iyi müzik (Greg Dombrowski) ödüllerinin yanı sıra SİYAD ve Film-Yön ödüllerini kazandı ‘Gölgeler İçinde’… Boğaziçi Film Festivali’nde ise Tepegöz’e en iyi yönetmen ödülünü getirdi. Tüm bu ödüller bir yana, yıl sonu değerlendirmelerine de yılın en iyi yerli filmlerinden biri olarak ağırlığını koyacağına eminim. O yüzden sinemaseverlerin ‘Gölgeler İçinde’yi hak ettiği geniş perdede, yani sinema salonlarında seyretmesini öneririm.
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Gazete Duvar
Yazar: Şenay Aydemir
Ferit Karol, basit insanların ‘sıradan’ hayatının da anlatılmaya değer hikayeler barındırabileceğini görmesi ve bunu anlatmaya cesaret etmesi nedeniyle takdiri hak ediyor kuşkusuz. Ancak bunu yaparken güvenlikli alanda kalmakta, risk almamakta ısrar ettiği için ‘tutarlı’ ama ‘sıkıcı’ olmaktan kurtulamıyor yapım. Futbol takip edenler için şöyle tarif edebiliriz durumu: Aykut Kocaman’ın oynattığı futbol gibi düşünün. Kompakt, tutarlı, risksiz ama sıkıcı. Bu sizi arada bir başarıya ulaştırabilir belki fakat hem izleyicide heyecan uyandırmaz hem de uzun vadede kalıcı olmanızın önünde engel teşkil eder.
Eleştirinin tamamı için: Gazete Duvar
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Öyküsü itibariyle zamansız bir gelecekten günümüze dair göndermeler içeren bu yapım (‘distopya’nın görevi budur zaten!), bireyin kendisine çizilen alanları sorgulama temasına dayanıyor. Gürcistan’daki eski bir tesiste çekilen film, atmosfer kurma ve görüntü yönetmenliği (Hayk Kirakosyan) açısından çok başarılı ama bu tür çabaları dünya sinemasında çok çok eski zamanlardan beri bolca gördüğümüzü söylemeliyim. ‘Gölgeler İçinde’nin farkıysa meseleler bazında değil ama bu dertlerin distopik bir öyküyle aktarılması konusunda sinemamız adına farklı sulara açılması... Filmi Numan Acar sürüklüyor, sistemin temsilcisi rolünde de Vedat Erincin’i izliyoruz.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Habertürk
‘Gölgeler İçinde’ kuşkusuz ‘Zerre’ gibi politik bir film. Ama kolaycı tespitlerden, sloganlardan tümüyle uzak bir yapısı var. Özellikle iktidarın görünmezliğine karşın hayatın her alanında varlığını hissettirmesi açısından bana Kafka’nın eserlerini hatırlattı. Sözgelimi, işçilerin kendi aralarındaki ilişkiler de iktidarın yapısını yansıtıyor. Buna karşılık, iktidarın gücünü mutlaklaştırmayan, tam tersine kırılganlığını, zayıflığını gösteren yaklaşımıyla Kafka’dan ayrışan bir yanı da var. Geçen yıl dünya prömiyerini yaptığı Moskova Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü aldıktan sonra Antalya Film Festivali’nde en iyi görüntü (Hayk Kirakosyan), en iyi prodüksiyon tasarımı (Armen Ghazaryan), en iyi müzik (Greg Dombrowski) ödüllerinin yanı sıra SİYAD ve Film-Yön ödüllerini kazandı ‘Gölgeler İçinde’… Boğaziçi Film Festivali’nde ise Tepegöz’e en iyi yönetmen ödülünü getirdi. Tüm bu ödüller bir yana, yıl sonu değerlendirmelerine de yılın en iyi yerli filmlerinden biri olarak ağırlığını koyacağına eminim. O yüzden sinemaseverlerin ‘Gölgeler İçinde’yi hak ettiği geniş perdede, yani sinema salonlarında seyretmesini öneririm.
Gazete Duvar
Ferit Karol, basit insanların ‘sıradan’ hayatının da anlatılmaya değer hikayeler barındırabileceğini görmesi ve bunu anlatmaya cesaret etmesi nedeniyle takdiri hak ediyor kuşkusuz. Ancak bunu yaparken güvenlikli alanda kalmakta, risk almamakta ısrar ettiği için ‘tutarlı’ ama ‘sıkıcı’ olmaktan kurtulamıyor yapım. Futbol takip edenler için şöyle tarif edebiliriz durumu: Aykut Kocaman’ın oynattığı futbol gibi düşünün. Kompakt, tutarlı, risksiz ama sıkıcı. Bu sizi arada bir başarıya ulaştırabilir belki fakat hem izleyicide heyecan uyandırmaz hem de uzun vadede kalıcı olmanızın önünde engel teşkil eder.
Hurriyet
Öyküsü itibariyle zamansız bir gelecekten günümüze dair göndermeler içeren bu yapım (‘distopya’nın görevi budur zaten!), bireyin kendisine çizilen alanları sorgulama temasına dayanıyor. Gürcistan’daki eski bir tesiste çekilen film, atmosfer kurma ve görüntü yönetmenliği (Hayk Kirakosyan) açısından çok başarılı ama bu tür çabaları dünya sinemasında çok çok eski zamanlardan beri bolca gördüğümüzü söylemeliyim. ‘Gölgeler İçinde’nin farkıysa meseleler bazında değil ama bu dertlerin distopik bir öyküyle aktarılması konusunda sinemamız adına farklı sulara açılması... Filmi Numan Acar sürüklüyor, sistemin temsilcisi rolünde de Vedat Erincin’i izliyoruz.