Senaryosunu, Aaron Hendry ile Reza Sixo Safai'nin kaleme aldıkları ve yönetmen koltuğunda da nevi şahsına münhasır bir sinema anlayışına sahip olan Sion Sono'nun oturmakta olduğu "Prisoners of the Ghostland"; aksiyondan hoşlananları da sarıp sarmalayabilecek tarzda kurgulanılmış, fantastik bir macera olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarının yanı sıra zorluk derecesi yüksek yakın dövüş sahnelerindeki koordinatörlüklerini; Makoto Sakaguchi ile Tak Sakaguchi'nin üstlendikleri dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Gök kuşağının renklerine bezenmiş kıyafetleriyle...
Müşterilerinin tamamı, sakin sakin oturmuş; işlem için sıralarının gelmesini bekler...
Ve...
Elinde, sakız dolu bir bardakla...
Koşturarak gelen küçük ve sevimli bir çocuk da (Hiroshi Kaname), içinde rengarenk top sakızların bulunduğu; madeni para ile çalışan, sakız dolabının karşısına geçip gülümsemekteyken...
***
"Eller yukarı! Yere yat! Yere yat!" diyerek bağırıp...
Elindeki silahı, havaya doğru ateşleyen Hero (Nicolas Cage); banka şubesine girer girmez...
***
Silahını, insanlara doğrultmak suretiyle...
"Yat yere! Yere yatın! Ellerinizi, görebileceğim bir yere koyun!" şeklinde de bağırmasını sürdürür...
Yanı sırada...
Gişelerde görevli memurlardan, çantalara doldurdukları paraları...
Hızlıca vermelerini isterken...
***
Bu soygunda...
Kendisine eşlik etmekte olan iki eli silahlı Psycho'ya da (Nick Cassavetes)...
Gülümsemesini, yüzünden eksik etmeyen küçük çocuk...
Çok lezzetli olarak tanımladığı...
Elindeki sakızlardan birkaç tanesini, ikram etmeye kalkışır...
***
Öte yandan...
Gecenin bir yarısı...
Vali'nin (Bill Moseley), haremi olarak kullanarak hapsettiği evden...
Torunları olarak nitelendirdiği bu kızlardan; en hoşnut olduğu seks kölesi Bernice (Sofia Boutella) ile, onun yakın arkadaşları Stella (Lorena Kotô) ve Nanci (Canon Nawata), firar ederek kaçarlar...
***
Derken...
Bleufeur Ulusal Bankası'nı soyarken...
Yıllar içinde...
Diğer öldürdüklerine ilaveten...
***
Üç veznedar, iki güvenlik görevlisi, emekli bir donanma albayı ve annesi ile birlikte sakız seven çocuğun hayatına son vermek suçlamasıyla tutuklanarak...
Ellerinde metal bir ters kelepçe ve ayaklarında da prangalı zincir bulunan Hero'nun ziyaretine; iri kıyım bir Şerif'i (Takato Yonemoto) ve onun yardımcısı da (Shin Shimizu) bulunan Samuray Kasabası'nın Vali'si, yanından ayırmadığı gözdelerinden Susie (Yuzuka Nakaya) ile beraber...
Renk cümbüşüne bürünmüş, barlar sokağı atmosferindeki mekana çıkıp gelir...
***
Ve...
Etrafındaki, samuray kılıçlı adamlarından Yasujiro'dan (Tak Sakaguchi); makam aracındaki, siyah deri kıyafeti getirmesini ister...
***
Ardından da onları...
Ellerindeki kelepçeler ile ayaklarındaki zincirlerden, kurtulması sağlanan Hero'ya teslim eder...
***
Ki...
Kendisinden, Bernice'i geri getirmesi beklenen Hero'nun; giymek mecburiyetinde kaldığı bu kıyafetin...
Her iki koluna da, savunmasız bir kadına vurmaya kalkışma dürtüsünü anında algılayabilen; nöro sensörlere bağlı patlayıcılar...
***
Aynı şekilde...
Pantolonuna da, her bir testis için konulmuş önlem amaçlı birer patlayıcıya ilaveten...
Bu giysiden kurtulmaya kalkışmasını engellemek gayesiyle, boyun kısmına da iki adet patlayıcı daha yerleştirilmiştir...
***
İşte bu ahval ve şerait içerisinde...
Eğer Hero...
Bilinmeyen ve kutsal olmadığı da ifade edilen, Hayalet Ülke'ye dalarak...
Sağ salim olarak Bernice'i geri getirebilirse, özgür bir adam olarak ayrılıp gidebilecektir...
***
Elbette mevzu...
Bu kadar ile de sınırlı değil...
Önümüzdeki üç gün içinde Hero...
Eline, bir fotoğrafı da tutuşturulmuş olan Bernice'i bulup kolundaki mikrofona konuşturmalı...
Beşinci günün sonunda da, kendisini...
An itibarıyla...
Vali ile sohbet etmek de olduğu noktaya getirmiş olmalıdır...
***
Aksi taktirde...
Kıyafet, aktive olup kendini patlatırken...
Bu görevde kullanması için kendisine, Toyota Celica GT-Four marka bir spor otomobil de tahsis edilen...
***
Ancak...
Onun yerine...
Sıradan bir bisikleti kullanmayı tercih etse de...
Zaman kısıtı nedeniyle, otomobile atlamak zorunda kalan Hero'da havaya uçacaktır...
Dakika 23...
***
Fiyaskoyla sonuçlanan, Bleufeur Ulusal Bankası soygununda, gerçekte nelerin yaşandığının ve o günden itibaren de...
Ortalıklarda görünmeyen Psycho'ya ne olduğunun da öğrenileceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; "Hadi canım oradan..." da diyebilecekleri kadar, absürtlükleri de bünyesinde barındıran...
80 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,