Senaryosu Brad Hennig tarafından yazılan “Stage Mother”, yönetmen koltuğunda Thom Fitzgerald'ın oturduğu bir "drag queen" komedisi...
Oldukça düşük bir bütçeyle ve genellikle de kapalı tek mekanda çekilen bu film, "homofobik ön yargılara sahip olanları" mutlu etmeyecek bir kabare gösterisi biçiminde çıkıyor karşımıza...
Hazırsanız, hadi gelin başlayalım...
Bir yanda San Francisco'da bir "drag club" işleten ve sahnedeyken hayatını kaybeden eşcinsel oğul Ricky Metcalf (Eldon Thiele) diğer yanda ise, Texas'taki Red Vine Baptist kilisesinin, piyanoda Bevette'in (Lenore Zann) eşlik ettiği korosunun şefliğini yapan anne Maybelline Metcalf (Jacki Weaver)...
Kötü haberi alan Maybelline, kız kardeşi Bevette kendisini teselli etmeye çalışırken, kocası Jeb'in (Hugh Thompson) tüm karşı koymalarına rağmen oğlunun cenazesine doğru yola koyulur...
San Francisco'daki kilise de onu, geleneksel alışkanlıklarının çok ötesindeki bir tören beklemektedir...
Şaşkınlıktan nutku tutulduğundan kilisedeki bu cenaze törenini terk eden Maybelline, otelinde kendine geldiğinde oğlunun sevgilisi Nathan'ı telefonla arasa da açmadığı için kendisiyle konuşamaz ve ertesi sabah doğrudan kapısına dayanır...
Ama pek hoş karşılanmadığı gibi neredeyse kovulur da...
Çaresizce oradan uzaklaşırken Maybelline, oğlunun yakın arkadaşlarından Sienna Ellison (Lucy Liu) ve onun bebek arabasındaki sevimli oğlu Ricky'e (Grayson Bermundo) rastlar, daha doğrusu onlarla çarpışır...
Ve bu çarpışma, Sienna'nın evindeki akşam yemeğinde, Maybelline ile Nathan'ın buluşmalarına da vesile olur...
Aralarındaki buzlar kısmen eridikten sonra da Nathan Maybelline'i, Ricky ile beraber yaşadıkları eve götürür...
Maybelline'in ilk öğrendiği şeyler, evin kira kontratı ve banka hesapları ile Nathan ve Ricky'nin birlikte işlettikleri "Pandora's Box / Pandoranın Kutusu" isimli barın tapusunun, oğlunun adına kayıtlı olduğu ve Nathan'ın şimdiki evin kirasını tek başına karşılaması mümkün olamayacağı için oradan taşınmak zorunda kalacağıdır...
Yani uzun lafın kısası Maybelline'e, oğlundan bir gay bar ve kendisine oğlunu anımsatan arkadaşları miras kalmıştır...
Ancak barda işler, pek de yolunda değildir...
O yüzden de Maybelline kocasından, kirasını ödeyebilmesi için Nathan'a vereceği bir miktar para ister...
Ardından da Nathan'a bar için ortaklık önerir ve gönülsüz de olsa Nathan, Sienna'nın da bastırmasıyla bu teklifi geri çeviremez...
Zira barın bütün hakları zaten, Maybelline'e intikal etmiştir Ricky'nin ani ve talihsiz ölümü neticesinde...
Neyse...
Kocasına fark ettirmeden bar işletmeciliğine soyunan Maybelline'in tanıştığı ilk isim, Ricky'nin işi bırakacak olan yaşlı "bar sahnesi annesi" ve piyanist Dusty'dir (Jackie Beat)...
Ardından sırasıyla Eric "Tequila" (Oscar Moreno), Joan (Allister MacDonald) ve Cherry Poppins (Mya Taylor) gelir...
Bir sonraki sabah Maybelline bara, işleri yoluna koyacağına inandığı yeni düşünceler ile gelerek onları bütün bar çalışanlarıyla paylaşır...
Eğer Maybelline, başta son derece inatçı bir karakter yapısındaki Nathan olmak üzere herkesi ikna edebilirse, şansları dönecek ve piyanist dahil artık bardaki şovda hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır...
Dakika 33...
Geride, nihayetinde yardımcı kadın oyunculuktan baş roldeki kadın oyunculuğa terfi eden 73 yaşındaki Jacki Weaver'ın "yeni bar sahnesi annesi" olarak gerçekleştirdiği performansı ile damgasını vurduğu 60 dakikalık, bir kısmı bizzat filmin oyuncularınca seslendirilen şarkıların da bulunduğu müzikal bir bölüm daha sizleri bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,