Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Gazete Duvar
Yazar: Şenay Aydemir
“Acı ve Zafer”de Almodovar’ın iyi yaptığı şeylerden birisi de zaman geçişlerindeki ustalık ve birbirine bağlamaktaki maharet. Bunun kaynağı da anlatmaya çalıştığı şey bence. Almodovar, bir yandan insanın kendini tanıma ve yeniden inşa etme sürecinin hiçbir zaman sona ermeyeceğini hissettirirken, asıl olarak bizi harekete geçiren şeyin arzu olduğunu anlatıyor. Mallo’nun kaybettiği şeyler yıllar, annesi, sevgilileri ya da yaratıcılığı değil, bütün bunların sonunda yitip giden arzusu… Almodovar da yetmiş yaşın arifesinde hem kendisini hem de seyirciyi arzularımızın köklerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor.
Eleştirinin tamamı için: Gazete Duvar
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Fiilmin bütününde bir sadelik, usta bir yönetmenin yılların ardından ulaştığı bir duruluk var... Film boyunca Almodovar'ın 70 yaşında olduğunu ve aslında kendi öyküsünü anlattığını hep hissediyorsunuz. Bu, filme ayrı bir derinlik ve hüzün katıyor. Antonio Banderas da anlatımın sadeliğine uyum sağlayarak, gösterişsiz ve duyarlı bir Salvador Mallo portresi çiziyor. Banderas'ı ileride hep hatırlayacağımız bir performans bu...
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
‘Acı ve Zafer’ ne kadar az veya çok kişisel unsurlarla örülü, bir önemi yok ama bu öyküde yönetmen Salvador Mallo kimliğinde karşımıza çıkan Antonio Banderas’ın yıllar sonra bir Almodovar filmine etkileyici bir performansla döndüğü kesin. Bazıları bu durumu, Fellini’nin ‘Sekiz Buçuk’ta Marcello Mastroianni’ye yönetmen rolünü vermesi türünden bir hamle olarak tanımlamış (ki bence de doğru bir tespit). Sonuçta Banderas, karakterin ruh durumunu, yaşadığı dalgalanmaları, sanatsal açmazlarını gayet başarılı bir şekilde perdeye taşıyor (zaten performansıyla bu yıl Cannes’da ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü aldı). Filmde klasik Almodovar oyuncularından Penelope Cruz’un da yönetmenin annesini canlandırdığını hatırlatalım. Sonuç itibariyle ilginç, hüzünlü ve ‘sanat-hayat denklemi’nde gezinen ‘Acı ve Zafer’i kaçırmayın derim.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Büyük İspanyol ustası Pedro Almodovar’ın (1949 doğumlu olduğuna göre şimdi tam 70 yaşında) Julieta’dan beri (2016) ilk filmi olan Acı ve Zafer, onun büyüleyici duygusallığından izler taşıyor; eski filmlerinin etki gücüne ulaşamasa da... Sanatçının bu 22. filmi, bir dönemin ünlü yönetmeni, şimdi köşesine çekilmiş yaşayan Salvador Mallo’nun Madrid sinemateğinden aldığı öneriyle yeniden canlanmasını anlatıyor. Bu onun Sabor adlı filminin sinematek tarafından onarılmış olması ve bir galayla da sunulması haberidir.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Gazete Duvar
“Acı ve Zafer”de Almodovar’ın iyi yaptığı şeylerden birisi de zaman geçişlerindeki ustalık ve birbirine bağlamaktaki maharet. Bunun kaynağı da anlatmaya çalıştığı şey bence. Almodovar, bir yandan insanın kendini tanıma ve yeniden inşa etme sürecinin hiçbir zaman sona ermeyeceğini hissettirirken, asıl olarak bizi harekete geçiren şeyin arzu olduğunu anlatıyor. Mallo’nun kaybettiği şeyler yıllar, annesi, sevgilileri ya da yaratıcılığı değil, bütün bunların sonunda yitip giden arzusu… Almodovar da yetmiş yaşın arifesinde hem kendisini hem de seyirciyi arzularımızın köklerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor.
Habertürk
Fiilmin bütününde bir sadelik, usta bir yönetmenin yılların ardından ulaştığı bir duruluk var... Film boyunca Almodovar'ın 70 yaşında olduğunu ve aslında kendi öyküsünü anlattığını hep hissediyorsunuz. Bu, filme ayrı bir derinlik ve hüzün katıyor. Antonio Banderas da anlatımın sadeliğine uyum sağlayarak, gösterişsiz ve duyarlı bir Salvador Mallo portresi çiziyor. Banderas'ı ileride hep hatırlayacağımız bir performans bu...
Hurriyet
‘Acı ve Zafer’ ne kadar az veya çok kişisel unsurlarla örülü, bir önemi yok ama bu öyküde yönetmen Salvador Mallo kimliğinde karşımıza çıkan Antonio Banderas’ın yıllar sonra bir Almodovar filmine etkileyici bir performansla döndüğü kesin. Bazıları bu durumu, Fellini’nin ‘Sekiz Buçuk’ta Marcello Mastroianni’ye yönetmen rolünü vermesi türünden bir hamle olarak tanımlamış (ki bence de doğru bir tespit). Sonuçta Banderas, karakterin ruh durumunu, yaşadığı dalgalanmaları, sanatsal açmazlarını gayet başarılı bir şekilde perdeye taşıyor (zaten performansıyla bu yıl Cannes’da ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü aldı). Filmde klasik Almodovar oyuncularından Penelope Cruz’un da yönetmenin annesini canlandırdığını hatırlatalım. Sonuç itibariyle ilginç, hüzünlü ve ‘sanat-hayat denklemi’nde gezinen ‘Acı ve Zafer’i kaçırmayın derim.
T24
Büyük İspanyol ustası Pedro Almodovar’ın (1949 doğumlu olduğuna göre şimdi tam 70 yaşında) Julieta’dan beri (2016) ilk filmi olan Acı ve Zafer, onun büyüleyici duygusallığından izler taşıyor; eski filmlerinin etki gücüne ulaşamasa da... Sanatçının bu 22. filmi, bir dönemin ünlü yönetmeni, şimdi köşesine çekilmiş yaşayan Salvador Mallo’nun Madrid sinemateğinden aldığı öneriyle yeniden canlanmasını anlatıyor. Bu onun Sabor adlı filminin sinematek tarafından onarılmış olması ve bir galayla da sunulması haberidir.