Bir miktar para için bedenini satan 22 yaşındaki erkek fahişe Léo’nun sokaklardaki “vahşi” yaşam mücadelesinin (ya da aslında yaşama tutunma öyküsünün) anlatıldığı “Sauvage / Wild”, senaryosunu da yazan Camille Vidal-Naquet’in ilk uzun metrajlı sinema filmi…
Prömiyeri, 10 Mayıs 2018’de Cannes Film Festivalindeki 57. Semaine de la Critique (Eleştirmenler Haftası) bölümünde yapılan ve 29 Ağustos 2018 tarihinde Fransa’da vizyona giren filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…
O nedenle bizde bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce işe, bu filme özel küçük bir “uyarı” ile başlayıp filme ilişkin ilk tespitimizi ardından da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Aslında küçük “uyarımız”, filmin vizyona girdiği ülkelerdeki gösterim kategorisine yönelik…
Şöyle ki, bu film gösterime girdiği Fransa, Almanya ve İsviçre’de +16, İngiltere’de +18 ve Amerika’da da R-rated (17 yaşından küçüklerin bir ebeveyn veya yetişkin eşliğinde izlemesi önerilen film) etiketleri eşliğinde seyirciyle buluşmuş…
O nedenle, “bilseydim izlemezdim” diyecekler için daha en baştan biz bu konudaki görevimizi yapmış olalım…
İlk tespitimize gelince:
Karşımızdaki, henüz ilk sinema filmi deneyimi olmasına rağmen yönetmen koltuğundaki Camille Vidal-Naquet ile “120 battements par minute” (2017) den sonra şimdi de bu filmde Léo karakterindeki performansıyla Félix Maritaud’un hem yıldızlaştıkları hem de izleyenleri şoka soktukları son derece “sert” ve “çarpıcı” bir film…
İlk önerimiz ise, bu filmin “hard porno” içerikli görüntülerle dolu bir “gay pornosu” olduğunu düşünenler ile kendini homofobik saplantılardan arındıramamış olanların kesinlikle bu filmden uzak durmaları şeklinde olacak…
Zira ağzımızla kuşta tutsak, bu şekilde bir anlayışa sahip olanları, filmin aslında Türkiye dâhil istisnasız dünyanın her köşesinde yaşanan ve artık neredeyse toplumsal bir kangrene dönüşmüş olan “kronik bir yaraya” parmak basmak üzere çekildiğine inandırmamız çokta mümkün olamayacak…
Onlar bu filmi, kendi kültürel kodlarından kaynaklanan dar düşünce kalıpları çerçevesinde değerlendirmeye devam edeceklerdir…
Aslında bu konuyu, filmin farklı sahnelerinden verilebilecek değişik örneklerle daha da detaylandırarak açmak isterdik…
Ama maalesef:
1. Bazı dostların, “olsun sen yine de gir” demelerine rağmen yorumlardaki “Sürprizbozan / Spoiler” uyarılarından hoşlanmıyor olmamız,
2. Albert Einstein’ın buna benzer durumları, “Önyargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur”, şeklinde tanımlamış olması nedeniyle daha fazla ayrıntıya girmiyoruz / giremiyoruz…
Tekrar filmin başrol oyuncusu Félix Maritaud’a dönecek olursak…
Eminiz ilerleyen zamanlarda, bu filmdeki hafızalardan silinmesi pek mümkün olmayan sıra dışı performansı nedeniyle, Cannes’da Louis Roederer Foundation Yükselen Yıldız ödülünü de kazanan bu genç yeteneğin adını çok daha büyük projelerde de göreceğiz…
Çünkü abartısız söylüyoruz, canlandırdığı karakterleri rol yapar gibi değil de o karakterin bizzat kendisiymiş gibi oynayan nadir oyunculardan biri bu Félix Maritaud…
Zaten kendisinin aynı nitelikteki performansına, “120 battements par minute” (2017) filminde Max karakterini canlandırırken de tanık olmuştuk…
Bitirmeden bir iki laf da filmin yönetmeni için etmek gerekirse; Camille Vidal-Naquet’in de, er veya geç muhakkak ödüllendirilecek, cesaret ve teknikteki bir sinemacı olduğunu söylememiz, yeterli olacaktır diye düşünüyoruz…
Sonuç olarak, bazı sahneleri nedeniyle gösterim için Türkiye dâhil pek çok ülkede salon dahi bulması çokta mümkün olmayan, bulsa da 99 dakika değil de en fazla 29 dakika oynatılacak olan bu ezber bozan film için puanımız 4 önerimiz ise, “ne kadar açık fikirlisiniz, gösterin bakalım kendinizi” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,