Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Gazete Duvar
Yazar: Şenay Aydemir
Eva Melander ve Eero Milonoff ikilisinin ağır makyaj (film bu dalda Oscar adayı oldu) içinde ve deforme edilmiş bedenleriyle oynadığını da belirtmeden geçmeyelim. Eva Melander’in neredeyse bütün duyu organlarını ustaca kullandığı oyunculuk gösterisinin yılın en iyilerinden birisi olduğunu kayıtlara not edelim. “Sınır”, bu yazının sınırları içinde tartışılamayacak göndermeler, alt metinler, tarihsel kodlar, estetik biçimlerle örülü bir film. 2016’da Berlin Film Festivali’nde en iyi ilk film ödülü için yarışan “Shelley” ile adını duyuran Ali Abbasi’yi yıldızı parlayan yönetmenler listesine sokan, bütünüyle rahatsız edici, seyir deneyimi zor ama bir o kadar da gözünüzü alamadığınız bir yapım “Sınır.”
Eleştirinin tamamı için: Gazete Duvar
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Film, sonlara doğru motivasyonunu yer yer kaybetse ve kendi içinde ikna edici olmaktan bir parça uzaklaşsa da genel toplamda etkileyici olmayı başarıyor. Tina’da Eva Melander’in, Vore’de de Eero Milenoff’un ağır makyaj eşliğinde son derece inandırıcı karakterler ortaya koyduğu ‘Sınır’, ayrıca Cronenberg tadı taşıyan bölümleriyle de dikkat çekiyor. Özellikle tuhaf bir seks sahnesi var ki, ‘sinema tarihine geçecek türden’ tanımlamasını hak ediyor. Sonuç olarak kültürel farklılık, baskı, kapalı bir toplumda yabancı olmanın hissiyatı, kendi köklerine yolculuk, ‘öteki’ korkusu gibi temaları ve sosyal gerçekçilik gibi dertleri mitolojik yaratıkları günümüze taşıyarak anlatan, aynı zamanda ‘X-Men’ topluluğunun uzak akrabası (!) niteliğindeki bu ilginç ve aykırı masal, izlenmeyi hak ediyor; kaçırmayın... Son bir not: ‘Sınır’, bu yılki Oscar’larda ‘Yabancı Dilde En İyi Film’ kategorisinde İsveç’i temsil etmişti.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Yine de yenilik ve özgünlük tutkunları görmeli. O iki çirkin suratın aslında öyle olmayan normal insanlar olduklarını bilirseniz, Eva Melander ve Eero Milonoff’un oyunculuklarına daha da hayran olabilirsiniz. Shelley (2016) adlı ilginç filmi gördüyseniz, İran kökenli yönetmen Ali Abbasi’nin üslup sahibi bir yeni yönetmen olduğuna inanabilirsiniz. Tomas Alfredson imzalı Gir Kanıma (2008) filmini izlediyseniz, o film gibi bunun da hikâyesini yazan ve senaryosuna katılan John Ajvide Lindqvist’i bundan sonra da izlemek istiyebilirsiniz. Nadim Carlsen’in enfes görüntülerinin de tadını çıkarabilirsiniz. Ve de filmin son Cannes şenliğinde gösterildiği Un Certain Regard- Belirli Bir Bakış adlı saygın bölümün en iyi filmi seçildiğini de bilirseniz...Belki bir göz atma tutkunuz büyüyebilir.
Eleştirinin tamamı için: T24
Birgün
Yazar: Cüneyt Cebenoyan
‘Sınır’ın başka festivallerde kazanılmış 20’ye yakın ödülü var. ‘Sınır’ iyi bir film. İnsan olmanın esasına değin sorular soruyor. Bu film de, tıpkı geçen haftanın ‘İçerdekiler’i gibi. Fakat film o kadar tuhaf bir çifti anlatıyor ki, insanın kendisini onlara yakın hissetmesi neredeyse olanaksız. Bir çiftleşme sahnesi var ki, hem çok şaşırtıcı hem de çok itici olmayı başarıyor. Film bittiğinde doğrusu rahatlıyor insan.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Gazete Duvar
Eva Melander ve Eero Milonoff ikilisinin ağır makyaj (film bu dalda Oscar adayı oldu) içinde ve deforme edilmiş bedenleriyle oynadığını da belirtmeden geçmeyelim. Eva Melander’in neredeyse bütün duyu organlarını ustaca kullandığı oyunculuk gösterisinin yılın en iyilerinden birisi olduğunu kayıtlara not edelim. “Sınır”, bu yazının sınırları içinde tartışılamayacak göndermeler, alt metinler, tarihsel kodlar, estetik biçimlerle örülü bir film. 2016’da Berlin Film Festivali’nde en iyi ilk film ödülü için yarışan “Shelley” ile adını duyuran Ali Abbasi’yi yıldızı parlayan yönetmenler listesine sokan, bütünüyle rahatsız edici, seyir deneyimi zor ama bir o kadar da gözünüzü alamadığınız bir yapım “Sınır.”
Hurriyet
Film, sonlara doğru motivasyonunu yer yer kaybetse ve kendi içinde ikna edici olmaktan bir parça uzaklaşsa da genel toplamda etkileyici olmayı başarıyor. Tina’da Eva Melander’in, Vore’de de Eero Milenoff’un ağır makyaj eşliğinde son derece inandırıcı karakterler ortaya koyduğu ‘Sınır’, ayrıca Cronenberg tadı taşıyan bölümleriyle de dikkat çekiyor. Özellikle tuhaf bir seks sahnesi var ki, ‘sinema tarihine geçecek türden’ tanımlamasını hak ediyor. Sonuç olarak kültürel farklılık, baskı, kapalı bir toplumda yabancı olmanın hissiyatı, kendi köklerine yolculuk, ‘öteki’ korkusu gibi temaları ve sosyal gerçekçilik gibi dertleri mitolojik yaratıkları günümüze taşıyarak anlatan, aynı zamanda ‘X-Men’ topluluğunun uzak akrabası (!) niteliğindeki bu ilginç ve aykırı masal, izlenmeyi hak ediyor; kaçırmayın... Son bir not: ‘Sınır’, bu yılki Oscar’larda ‘Yabancı Dilde En İyi Film’ kategorisinde İsveç’i temsil etmişti.
T24
Yine de yenilik ve özgünlük tutkunları görmeli. O iki çirkin suratın aslında öyle olmayan normal insanlar olduklarını bilirseniz, Eva Melander ve Eero Milonoff’un oyunculuklarına daha da hayran olabilirsiniz. Shelley (2016) adlı ilginç filmi gördüyseniz, İran kökenli yönetmen Ali Abbasi’nin üslup sahibi bir yeni yönetmen olduğuna inanabilirsiniz. Tomas Alfredson imzalı Gir Kanıma (2008) filmini izlediyseniz, o film gibi bunun da hikâyesini yazan ve senaryosuna katılan John Ajvide Lindqvist’i bundan sonra da izlemek istiyebilirsiniz. Nadim Carlsen’in enfes görüntülerinin de tadını çıkarabilirsiniz. Ve de filmin son Cannes şenliğinde gösterildiği Un Certain Regard- Belirli Bir Bakış adlı saygın bölümün en iyi filmi seçildiğini de bilirseniz...Belki bir göz atma tutkunuz büyüyebilir.
Birgün
‘Sınır’ın başka festivallerde kazanılmış 20’ye yakın ödülü var. ‘Sınır’ iyi bir film. İnsan olmanın esasına değin sorular soruyor. Bu film de, tıpkı geçen haftanın ‘İçerdekiler’i gibi. Fakat film o kadar tuhaf bir çifti anlatıyor ki, insanın kendisini onlara yakın hissetmesi neredeyse olanaksız. Bir çiftleşme sahnesi var ki, hem çok şaşırtıcı hem de çok itici olmayı başarıyor. Film bittiğinde doğrusu rahatlıyor insan.