Hesabım
    Aydede
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Aydede

    Aydede aydede senin evin nerede?

    Yazar: Duygu Kocabaylıoğlu

    İlk gösterimini 37. İstanbul Film Festivali'nde yaptıktan sonra, Adana Uluslararası Film Festivali'nin yarışmalı bölümünde şansını arayan Abdurrahman Öner  imzalı Aydede filmi festivalin hemen sonrasında kalabalık Ekim takviminde vizyona giriyor. 

    Öner’in kısa filmi “Buhar” ve orta metraj “Kıvırcık Saçlı Bir Adam: Bedri Rahmi Eyüboğlu” belgeselinden sonra sinema filmi olarak ilk ciddi yönetmenlik deneyimi olan Aydede filmi için, melodramatik bir taşra masalı da denebilir aslında. Filmin öyküsü bir cenaze sahnesi ile açılıyor; akabinde bu vefatın maddi ve manevi olarak getirdiği dağılma peyderpey filmin katmanlarını da oluşturuyor.

    Dedesinin 'gidişini', ‘aya yolculuk’ olarak yorumlayan torun Bekir aslında en büyük değişimi geçiriyor. Sıradan ve sakin bir çocuk gibi görünürken her geçen gün hırçınlaşan, annesine, okul arkadaşlarına efelik taslayan inatçı bir kabadayıya dönüşüyor. Aslında tek derdi ilk bisikletini almak ve o bisikletle aya gidip dedesine ulaşmak olan bir ilkokul çocuğu Bekir... Ah dedesi gitmeseydi, alacaktı ona bisiklet! Ama hayattaki bu amacını gerçekleştirmek için artık tek başına mücadele etmesi gerektiğini gün geçtikçe anlıyor. Bekir bisikletine kavuşma uğruna, futbolcu kartlarından gazoz kapaklarına kadar dizdiği masumane hazinesini paraya çevirirken, film de hırsın bir çocuğa bile neler yapabileceğini ya da yaptırabileceğini inşaatlar ve çöplükler arasında mekik dokuyarak seyircinin gözünün önüne seriyor. Çocuk oyuncu Bilal Zeynel Çelik’in performansı tüm bu dönüşüm süreci göz önüne alındığında oldukça başarılı; prodüksiyonda oyuncu koçluğunun boş geçmediği de belli.

    Ağırlığı çocuk oyuncu performanslarında yatan filmin ana kadın karakteri ise Ezgi Mola. Bekir’in annesi Rabia'ya hayat veren Mola, bu dramatik öyküde, alıştığımız komedi türündeki oyunculuk kılıfından iyi sıyrılmış bir performans çiziyor. İlyas dedenin ‘aydede’ olmasıyla birlikte sadece Bekir değil, Rabia da mecburen dönüşüyor. Kendisine dayatılana  boyun eğerken, ezilen insanoğlunun doğasını o da uyguluyor ve o da kendinden güçsüzü ezerek hayatın acısını Bekir’den çıkartıyor... Dahası Rabia’nın içine düştüğü çıkmazda, kendi yöntemleriyle can simidi arayışı, en basit hayatta kalma yöntemi aslında. Hem Rabia hem Bekir bir şekilde ‘survivor’ bu ortak hikayede.

    Ezgi Mola’nın rotasını komediden biraz farklı yönlere kırmasının zamanı gelmişti. Sinematik olarak da düzgün kotarılmış Aydede filmi dramatik karakterlerin kapısını Mola’ya bir kez daha açar umarız ki…

    Abla ve enişte karakterlerinin maalesef karikatürize kalmış olması, bazı sahnelerindeki tempo düşüklüğü ya da havada kalan kimi replikler filmin negatif yönleri olsa da, ilk film için kabul edilebilir ve deneyimle düzeltilmesi mümkün noktalar. Aydede vizyonda şans verilmesi gereken bir yerli sinema örneği. 15.dakikasından itibaren telefonla oynamaya başlayacağınız sıkıcı bir festival filmi değil...

    twitter.com/duygukocabayli  

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top