Annemizin karnındayken onun tamamen içinde ve ona dokunarak, tekmeleyerek doğuma hazırlanırız. Normal doğum ardından süt emerek onun kalp atışını dinler ve onunla teması sürdürürüz. Bugün yapılan sezaryen doğumların artık küçük bir travma yarattığı ortaya çıkıyor. Anne ile kurulan ilk tensel temas bizi ona bağlarken, bizi güven veren oksitosin hormonu salgılanıyor. Anneye olan bağımlılığımız azaldıkça hayatımızda babamız bize güven vermeye başlıyor. Onun koruyucu ve şefkatli eli bize dokununca kendimize olan güvenimiz, hayata karşı duruşumuz değişir. Dokunuş duygusal ilişkilerimizde çok önemlidir.
Oysa Five Feet Apart isimli filmde iki gencin birbirlerine dokunma şansı yoktur. Birbirlerinden farklı ancak ikisi de ölümcül hastalıklara sahip olan bu iki genç birbirlerine aşık olur. Aralarındaki mesafe bir bilardo ıstakası kadar olmalıdır, yani yaklaşık 1,5 metre (five feet-beş ayak mesafe)...
Çok ciddi bir akciğer problemi ile doğan Stella, hep ölümü ensesinde hissederken ona her zaman destek olan ablası ondan önce Tanrı’ya kavuşmuştur. Bu durumun üzüntüsünü üzerinden atamayan Stella, diğer bir rahatsızlığı olan Will ile yakınlaşır. Çok zor şartlarda başlayan bu ilişki, fiziksel ve zamansal kısıtlamalara rağmen sevgilerine engel olmaz. Sevgileri tüm engelleri aşar...
Film yorum blogta: TuvaletKağıdınaNotlar.com