Senaryosunu, Maria Bello ile beraber yazdıkları hikayeden uyarlayarak Dana Stevens'ın kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da Gina Prince-Bythewood'un oturduğu “The Woman King”; epik tarzda kurgulanmış, tarihi bir savaş draması olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 50 milyon dolarlık bir bütçeyle, yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle dönemin ruhuna uygun makyaj uygulamalarının yanı sıra, özellikle de zorluk derecesi yüksek sahnelerinde koordinatörlüklerini Filip Ciprian Florian, Johnny Gao, Daniel Hernandez, Grant Powell ve Jénel Stevens'ın üstlendikleri; dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen ve brüt 87.7 milyon dolarlık bir hasılat rakamına "takılıp kalmış" olan:
Kara Afrika'nın makus tarihinin, "bizzat kadınlarının" damgalarını vurdukları bir dönemine göz atılan; "gişe talihsizi" bu filme, biraz daha yakından bakalım...
***
- Batı Afrika, 1823 -
"(Günümüzün Batı Afrika'sındaki Benin) Afrika Dahomey Krallığı bir yol ayrımındadır...
Brezilyalı köle taciri Francisco Félix de Sousa'nın da desteğiyle; ağabeyi Adandozan'a karşı gerçekleştirilen bir saray darbesinin ardından tahta çıkan ve 1818 - 1859 yılları arasında hüküm süren yeni kral Ghezo / Gezo (John Boyega), iktidara gelmiştir...
Düşmanları (bugünün Doğu Benin ve Batı Nijerya'sından oluşan) Oyo İmparatorluğu ise, Dahomey köylerine baskın yapmak ve ele geçirdiği tutsakları; Avrupalı köle tacirlerine satmak için Mahi halkıyla güçlerini birleştirmiştir...
Söz konusu edilen bu köle satışı, her iki ulusu da; kısır bir döngüye çeken, şeytani bir ticaretten ibarettir sadece..."
***
"Güçlü Oyo Krallığı, batılılardan temin ettiği yeni silahlar ile atlara sahiptir...
Ancak genç kral Ghezo'nun elinde de, kendine özgü son derece dehşet verici bir silah mevcuttur:
Ki o da, tamamı kadınlardan oluşan ve bir zamanlar Oyo'nun eline esir düşerek değişik işkencelere tabi tutulmuş olan (Academy Ödüllü Viola Davis'in canlandırırken, muhteşem bir performans sergilediği) General Nanisca tarafından yönetilen; (Batı Avrupalılarca, Yunan mitolojisindeki kadın savaşçılardan oluşan Amazonlara benzetilen)) seçkin askeri güç Agojie'dir...
İşte şimdi bu savaşçılar; Oyo'nun, Dahomey'i yok etmesinin önünde, yegane engel olarak dikilen önemli bir unsurdur..."
***
- Mahi Köyü -
"Yalın ayak yürüyerek" yol kat etmek zorunda olan Nanisca ve askerleri, ani bir basın düzenleyerek; kendilerine direnen erkeklerini kılıçtan geçirdikleri köyden, Dahomey'den kaçırılan tutsakları kurtarırken Avrupalılara köle olarak satabilecekleri nitelikteki Mahilileri esir almayı da unutmazlar...
***
- Dahomey Krallığı -
Genç Nawi'yi (Thuso Mbedu), annesi ile babası; üç büyük palmiye bahçesine sahip olan, Usta Abade (Nhlanhla Mkhwanazi) ile evlendirmek istemektedirler...
Fakat Nawi, döverek kendisini itaate zorlamaya çalışan bu yaşlı adam ile evlenmeyi, net bir biçimde reddetmektedir...
Bunun üzerine babası Nawi'yi, krala ve dolayısıyla saraya hediye eder...
***
Aynı esnada...
General Oba Ade (Jimmy Odukoya) komutasındaki bir grup "atlı" Oyo askeri; Agojie'nin yakıp yıktığı Mahi köyüne giriş yaparak, olan biteni görmüş ve resmen çılgına dönmüştür...
***
Derken...
Sarayında, üst düzey yöneticileriyle birlikte bir beyin fırtınası toplantısı düzenleyen Dahomey Kralı Ghezo; Oyo'nun silahlı birliklerinin topraklarına girmek suretiyle barışı bozduklarını ve o yüzden de, haraçlarını almak için geldiklerinde de kendilerine, hiçbir şeyin ödenmeyeceği açıklamasını yapmaktadır...
Böylesi bir davranışın savaş anlamına geleceğini söyleyen Miganon'a (Sivuyile Ngesi) Ghezo:
"Biz; babamın döneminden bu yana, Oyo'nun ayakları altındayız... Bundan yorulmadın mı? Ha?" diye sorar...
Ve ekler:
"Zira biz, onların kudretinden korkuyoruz... Hepsi korku yüzünden..."
Miganon'un yanıtı:
"Kralım, onlar bizim iki katımız... Atları ve tüfekleri olan bir millet... Ordularımızı düzenlemek ve planlar hazırlamak için zamana ihtiyacımız var..." şeklinde olunca...
Araya giren Nanisca, Agojie'nin hazır olduğunu belirtir...
***
Ama Nanisca'nın bu cesurane çıkışını Miganon, "Son savaşta, kaç kişi kaybettin?" sorusuyla karşılar...
Elbette ülkesini diğerleri kadar çok seven Miganon'un tek amacı; Agajie'nin mevcut gücünün, Oyo'yu durdurmaya yetmeyeceğini belirtmektir...
Ki Meunon'da (Angélique Kidjo); Miganon'un barışçı, aslında teslimiyetçi görüşünden yana tavır koyar...
Kralın huzurundaki tartışma, böylece uzayıp gidince Nanisca:
Beyaz adama, yakaladıkları savaş esirlerini satmak yerine; palmiye yağı ve altın üretimini artırarak, onları satmayı teklif eder...
Ancak kralın karısı Shante (Jayme Lawson) kısaca, "Bu bizi, tarımla uğraşan güçsüz bir köylü ulusu haline getirir" mealinde bir açıklama yapınca; işin rengi yeniden değişir gibi olur...
***
Neyse...
Birer savaş kahramanı olan Izogie (Lashana Lynch) ile Amenza'nın (Sheila Atim) yardımcı komutanlıklarını yaptıkları General Nanisca'nın, asla evlenmeyen ve çocuk da doğurmayan askerlerinin arasına; babasının evden atarak saraya teslim ettiği Nawi ile, yapılan kanlı köy baskının da derdest edilerek Dahomey'e getirilmiş bir Mahi kadını olan Ode'de (Adrienne Warren) katılacaktır...
***
Çok geçmez...
Aralarında Fumbe'nin de (Masali Baduza) bulunacağı, Agojie'ye katılmaları beklenen kızların eğitimine başlanır...
Oldukça yoğun ve yorucu geçen günlerin sonrasında...
Kralın önünde, bir sınava tabi tutulacak olan kızlardan başarılı olanlar sarayda kalırken; başarısız olanlar, sonsuza kadar sarayı terk edeceklerdir...
***
Tam da sınavın gerçekleştirileceği gün...
Oyo kralının temsilcisi General Oba Ade ve adamları, haraçlarını teslim almak üzere Dahomey'e gelmişlerdir...
Ama Oba Ade, kendilerine sunulan haraç miktarını yetersiz bulunca; bunlara ilaveten kırk adet genç Agojie askeri talebinde bulunur...
Yoksa artık Dahomey'in; askeri olarak kendi kontrollerindeki limanı, ticari amaçlarla kullanmalarına kesinlikle izin vermeyeceklerdir...
Oba Abe'nin bu teklifi karşısında kendi aralarında kısa bir görüşme yapan Dahomeyliler; daha sonra bizzat kendilerinin Ouidah limanına getirerek teslim edecekleri, yirmi Agojie kadınını vermeyi kabul ederler...
Dakika 44...
Hak ettiği gerçek ilgiyi göremediğini düşündüğümüz bu harika filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı, tadını çıkartacaklarını umduğumuz; yaşanacak aksiyon nedeniyle, dublör oyuncuların daha çok devreye girecekleri ve Terence Blanchard'ın müziklerinin kulakların pasını silmeye devam edeceği, 91 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,