Uzaydan gelen insan yiyen elektrik süpürgesi
Yazar: Murat Tolga ŞenNope, başkalarının aksine hayranlık beslemediğim hatta iddiamı daha da ileri götürerek korku sinemasının sahte peygamberi ilan ettiğim Jordan Peele tarafından yazılan ve yönetilen yeni bilim kurgu/korku filmi... Filmin başrollerini Daniel Kaluuya, Keke Palmer ve Steven Yeun paylaşıyor.
Nope, fragmanıyla bu kez olmuş mu sorusunu sordurtmayı başardı. Filmi izlediğimde ise, iyi fikirlerden yola çıkılmış olsa da haddinden fazla uzun, bölük börçük bir hikayeyle karşılaştım. Diğer Jordan Peele filmlerinde olduğu gibi bu da doz aşımı (gizli) ırkçılık içeriyor. Amerikalı ve Kanadalı eleştirmenler tarafından sünnet düğünü bile çekse yere göğe sığdırılamayacak Peele’in filmlerinde sürekli bir beyaz ırk aşağılaması mevcut.
Yönetmen “siyah adam günü kurtarır” söylemini biraz daha ileri götürüyor ve Nope filminde dünyayı kurtarmaya girişiyor. Amerikan kırsalında yaşayan ve filmlere eğitimli atlar kiralayan İki kardeş, Dünyaya beslenmek için gelmiş alışık olmadığımız formda bir uzaylıya karşı mücadele veriyor. Görünürde avcıyı avlamak üzerine kurulmuş bir senaryo ama yan hikayelerle verilen ırkçılık, kölelik, türcülük, medya ve gösteri dünyası eleştirileri geçidi izliyoruz. Bu Amerikalı (ve Kanadalı) eleştirmenleri tavlamak için yeterli ama ya tür meraklısı seyirci?
Onlar filmden nefret edecek!
Jordan Peele risk alarak şimdiye kadar izlediğimiz uzaylı filmlerinin yapısına yeni şeyler katmaya çalışıyor ama soru-cevap yerine illüzyona odaklanınca harika olduğunu düşündüğü numaraları boşa çıkıyor. Üstelik bu numaralar için o kadar bekliyor ki seyirci usanıp hikayeden vazgeçiyor. Yönetmenin elindeki uzaylı tasarımı da ilk karşılaşmada şaşırtıcı, sonrasında da sıkıcı bir form olduğu için bu “görsel şölen” patinaj yapıyor. Filmin gösteriminden çıktığımda önümden yürüyen gencin arkadaşına kurduğu “2 saat uzaydan gelip insan yiyen elektrik süpürgesini izledik” cümlesi filmin seyircide bıraktığı etkiyi özetleyebilir.
Jordan Peele sürekli yeni şeyler denemek istiyor, bunu da eskimiş ve iyice ticarileşmiş türler üzerinden yaptığı için bir şeyler başarıyor gibi görünebilir ama Nope, Gordy’li sekansları saymazsak tümden sıkıcı bir izleme deneyimi. Ne derseniz deyin, bu filmi izlemek yerine kimselere yaranamayan İşaretler’i yeniden görmeyi tercih ederdim.
Filmin politik doğrucu dokunuşları sayfalarca yazılabilir ama eğer bu bilim kurgu/korku filmiyse ortada alkışlanacak bir başarı olduğunu düşünmüyorum. İlk bir saat gizemi ustaca besleyen ve seyircisini meraklandıran yönetmenin gün ışığındaki gösterisi sıkıcı. Jordan Peele, Shyamalan tarzı öykücülüğü benimsemiş ama onun kadar başarılı değil. Hikâyede birbirine oturmayan çok fazla parça var. Jordan Peele türü bükmeyi deniyor ama başaramıyor. Filmi ağırlaştırmak için elinden geleni yapmış. Eleştirmen tarafına bu kadar odaklanmak ve tür meraklılarını ihmal etmek doğru mu?
Uzun lafın kısası; Filmden aklımda kalmasını istediğim tek şey, Keke Palmer’ın nefis oyunculuğu. Peele, üçüncü filminde Alacakaranlık Kuşağı deneyimini alıp olabildiğince yanlış kullanmış. Aslında Jordan Peele ile barışmak ve Cthulhu esinli bir bilim kurgu/korku filmi izlemek için hevesliydim ama bu film o değil. Sadece en iflah olmaz UFO hikayesi hayranlarına, türü bükmeyi denediği yeri görmeleri açısından tavsiye edebilirim. Siz de görmek isterseniz bulabildiğiniz en büyük perdede izleyin.
murattolga@gmail.com