Hesabım
    Amulet
    Ortalama puan
    3,0
    1 Puanlama
    Amulet hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.068 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    18 Eylül 2021 tarihinde eklendi
    “Amulet”, senaryosunu da yazan Romola Garai’nin yönetmen koltuğunda oturduğu ilk uzun metrajlı sinema filmi…

    “Bugün yediğin hurmalar yarın, gelir seni tırmalar” ve “Beleş peynir yalnızca fare kapanında bulunur” deyimlerini anımsatır tarzda “ iki ayrı” hikâye ile sağlam bir “finale” de sahip olan bu film, tahmin ettiğimiz gibi IMDB ahalisini yine pek sarmamış…

    Hâlbuki FilmThreat’deki 23 Temmuz 2020 tarihli yorumunda, “Korku filmleri genellikle bizleri ‘korkutmayı’, ‘eğlendirmeyi’ ve ‘eğitmeyi’ amaçlar” diyen Norman Gidney’in, aynı isabetle vurguladığı gibi “Amulet, bu üç temel ilkeyi de karşılıyor”…

    Elbette, biraz çaba gösterip izlediğini anlamaya çalışanlar için sadece…

    Bunun dışında ne yazık ki, “armut piş ağzıma düş” tarzı basit ve düz filmlerden hoşlanan vasat yığınlar adına yapılabilecek hiçbir şey yok…

    Neyse, biz işimize bakalım…

    “Kısık ateş” tarzda, ağır ağır ilerlediği için “aksiyondan” eser barındırmadığı gibi açık ara kendi kategorisinde 2020’nin en iyilerinden biri de olan “Amulet”de, akıllardan çıkması imkânsız olan toplam “beş ana karakter” mevcut…

    Şimdi gelin isterseniz, hem yukarıda sözünü ettiğimiz hikâyelere ve hem de bu beş karaktere biraz daha yakından bir göz atalım…

    Asker eskisi olan Tomaz (Alec Secareanu), savaşın bitmesinin ardından, sırtında heybesi orada burada sürten sefil bir evsiz olarak kendini Londra sokaklarında bulur…

    Yaşadığı küçük bir kazanın ardından da, iyilik perisi bir Hristiyan gibi görünen Rahibe Claire’in (Imelda Staunton) teklifi üzerine genç ve güzel Magda’nın (Carla Juri) evine yerleşir…

    Tomaz’ın kapağı attığı bu ev, öyle bir evdir ki, pis mekânlara alışkın olan bir “domuzu” bile bağlasanız durmayacağı kadar berbat durumdadır…

    Üstelik elektrik yok, aydınlatma gereksinimi de titrek mum ışıkları ile sağlanıyor…

    Suyun akıp akmadığı da belli değil, duvarlar rutubetten dökülüyor, tuvaletlerdeki klozetler de tıkalı…

    Yani tam bir mezbelelik hali mevcuttur bu evde…

    Fakat yine de birkaç kez teşebbüs etse de kendini, “ekmek elden su gölden” bu yaşantı ile “ev sahibesi Magda’nın cazibesine” kaptıran “aklı uçkurundaki” Tomaz, kalınmaması gereken bu evi asla terk etmez…

    Buraya kadar anlattığımız bölüm, hikâyelerin “beleş peynir” kısmıdır…

    Lütfen bunu aklınızda tutun…

    Bu arada, flashbackler aracılığı ile sık sık kendimizi, Tomaz’ın askerlik yaptığı yemyeşil bir ormanın içinde buluyoruz…

    Orada da Garai bizleri, Tomaz’ın, “Bensiz yapamazsın” diyerek göndermemeye ve cinselliğinden sonuna kadar faydalanmaya çalıştığı, küçük kızının peşinden koşarak sınırı geçmeye uğraşan zavallı Miriam (Angeliki Papoulia) ile tanıştırır…

    Hadi bu da, “bugün yediğin hurmalar” kısmı olsun hikâyelerin…

    Farkındayız, şu ana kadar sadece dört karakterle tanıştırdık sizleri…

    Filmde Magda’nın “annesi” (Anah Ruddin) olarak bilinen ve evin çatı katında kilit altında yaşayan beşinci bir karakter daha vardır ki…

    İşte onun “gerçek kimliği” filmin, büyük sürprizlerinden sadece biridir…

    Dario Argento filmlerine benzer görsellikteki bir nefasetle kurgulanmış olan filmdeki “turpun büyüğü” ise, şok edici finalde geliyor…

    “Feminist korkunun” klasikleri arasına girmeye aday olan ve pagan ögelerden de bolca yararlanılan bu filmde Garai, “Akşamları odasında felsefe doktorası için tez yazdığını” söylemek suretiyle Magda’ya akıllı ve entel görünerek, kendini onun yatağına atmaya çalışan Tomaz karakteri (ve tabii gerçek hayattaki benzerleri) ile oldukça fena kafa bulmuş…

    Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…

    Sinema sanatına yaraşır; “emek ve bilgi verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden buluşmak üzere, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “muhakkak bir şans da siz verin” şeklinde olacak…

    Zira eminiz, türün meraklıları bayılacaklar bu filme…

    Keyifli seyirler,

    Son bir not:
    Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 17 Ağustos 2020 günü saat 23.52’de yazılarak paylaşılmıştır...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top