Hesabım
    The Standoff at Sparrow Creek
    Ortalama puan
    2,8
    1 Puanlama
    The Standoff at Sparrow Creek hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    1 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.091 değerlendirmeler Takip Et!

    1,5
    1 Kasım 2021 tarihinde eklendi
    “The Standoff at Sparrow Creek”, senaryosunu da yazan Henry Dunham’ın yönetmen koltuğunda oturduğu ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmi…

    Prömiyeri, 9 Eylül 2018’de Toronto Uluslararası Film Festivalinde (TIFF) yapılan ve 18 Ocak 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…

    O nedenle bizde, 450 bin dolar gibi oldukça düşük bir bütçeyle çekilen bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…

    Bunun için de, yedi kişilik oyuncu kadrosunun canlandırdığı karanlık işlere meyilli bir grubun, kereste deposu görüntüsü ile kamufle ederek silah deposu olarak kullandıkları, neredeyse karanlık denilebilecek kadar loş ve tekinsiz bir mekânda 80 dakika boyunca “aramızdaki katil kim?” oyununu oynadıkları filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

    Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, Henry Dunham adına bunun tesadüfi bir "ilk çıkış" mı yoksa devamı gelecek olan “iyi bir başlangıç” mı olduğunu anlayabilmemiz için onun en az bir filmini daha görmemiz gerektiğini düşündüğümüz bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

    Filmin ayrıntılı incelemesine geçmeden önce, favorisi Avengers, Fast & Furious, Spider-Man vs. gibi yüksek bütçeli Hollywood prodüksiyonları (ve özellikle de, azıcık dahi olsa İngilizce bilmediği için film yerine altyazıyı takip etmek zorunda kalacak) olanları, daha sonra “Bu da neydi ya?” diye ağlayıp sızlamamaları için bu filmden uzak durmaları hususunda uyarmak isteriz…

    Zira film, ortam ışığı kadar karanlık geçmişlere sahip olan insanların bol küfür ve argo konuşma da içeren karşılıklı atışmaları / tartışmaları biçiminde ilerliyor… Eğer bu diyaloglardan birini atlarsanız bir sonraki sahneyi ve (daha da önemlisi) filmin kendisini dahi anlamanız imkânsız bir hal alabilir… O sebeple de, henüz daha işin başındayken siz bir başka filme takılın diyoruz…

    Bütçesi kadar filmin, James Badge Dale, Brian Geraghty, Patrick Fischler, Happy Anderson, Robert Aramayo, Gene Jones ve Chris Mulkey gibi isimlerden oluşan oyuncu kadrosu da son derece mütevazı… Ama kötü değil…

    Araştırdığımızda dikkatimizi çeken önemli şeylerden biri de, bu filmin, görüntü yönetmeni Jackson Hunt’ın da filmografisindeki ilk uzun metrajlı sinema filmi olması…

    Peki bunun, konumuz ile ne alakası mı var?

    Çünkü doğrusunu söylemek gerekirse, dünyanın en zor işlerinden biri olan karanlık bir ortamda film çekme ve bunu Henry Dunham’ın senaryosundaki karanlık insanların aniden beliren siluetlerini de yakalayarak yapma işini oldukça iyi becermiş Jackson Hunt…

    Yukarıdaki giriş bölümünde de vurguladığımız “aramızdaki katil kim?” sorusuna, finalinde oldukça sürpriz bir yanıt da verilen bu filmi, yurt dışındaki dikkate değer yorum sitelerinin bir kısmında Quentin Tarantino’nun birbirlerine güvenmeyen insanların kanla yazılmış hikâyelerini anlattığı “Reservoir Dogs” (1992) ile “The Hateful Eight” (2015) filmlerine benzetenler olsa da, bu konudaki nihai kararı sizlere bırakıyoruz…

    Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi yaptığımız açıklamalar sonrasında meraka kapılarak filmi izlemeye karar vereceklerin ağzının tadını kaçırmış olmamak adına “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…

    İlk önerimize gelince:

    O hakkımızı da bu kez; nitelikli film izlemeyi tarz edinmiş sinemasever dostlara, “İzleme listelerinizde Henry Dunham gibi gelecek vadeden genç yönetmenlerin bağımsız filmlerine de yer vermeyi unutmayın” diye seslenerek kullanmak isterdik, eğer bu kadar faşizan bir söyleme sahip olmasaydı…

    Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde, özellikle de finalde "devlet terörünü" onaylar tarzda bir tavır takınarak pozisyon alması nedeniyle puan olarak 1,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, "siz de ıskalayın" şeklinde olacak…

    Keyifli seyirler,

    Son bir not:
    Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 15 Ekim 2019 günü saat 02.47’de yazılarak paylaşılmıştır...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top