Senaryosunu da, kendi yazdığı hikayeden Max Borenstein ile beraber uyarlayarak kaleme alan Robert Rodriguez'in yönetmen koltuğunda oturmasına ilaveten filmin yapımcılığı, editörlüğü ve Pablo Berron ile uyumlu bir işbirliği içinde görüntü yönetmenliğini de yüklenmiş olduğu "Hypnotic"; gizemini sonuna kadar koruyan, bir aksiyon gerilim olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 70 milyon dolarlık bütçesinin sağladığı avantajla, yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarının yanı sıra zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki koordinatörlüklerini; Rockey Dickey Jr. ile Ryan Ryusaki'nin üstlendikleri dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilerek, brüt 5.21 milyon dolarlık bir hasılat rakamıyla da gişeye çakılmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Terapisti (Nikki Dixon) ile bir "ergoterapi" seansında olan Austin Polis Departmanı dedektiflerinden Danny Rourke (Ben Affleck), hipnoz sayesinde; kızı Minnie'nin kaybolduğu gündeki parkın içine dalıp gitmekte...
Ve...
Gözlerini, yanına gelerek saçlarının örgüsünü kendisine düzelttirdikten sonra yeniden oynamaya dalan yedi yaşındaki Minnie'den (Ionie Olivia Nieves) bir an için ayırıp geri döndürdüğünde ise; ortadan kaybolduğunu fark etmektedir...
***
Böyle olunca da...
Oturduğu yerden ayağa kalkarak, kızına seslenmeye başlayan Danny; umarsızca dolanarak, onu bulmayı denese de...
Hiçbir sonuca ulaşamaz...
Zira...
Karısı Vivian (Kelly Frye) ile olan evliliğini de bitirecek bir biçimde kızı kaçırılmıştır...
***
Derken...
Bankadaki 24 numaralı kasanın soyulacağına dair isimsiz bir ihbar almış olan ortağı Nicks'ten (JD Pardo) telefonuna, "Austin Bankası... 5 dakika sonra seni alırım..." mesajı gelir gelmez terapistiyle vedalaşan Danny; asansör ile binanın giriş katına inmekteyken de, 18 yaşındaki çocuk kaçırma zanlısı Lyle Terry'e (Evan Vines) dair ayrıntıları da anımsar...
***
Neyse...
Kendisini alan Nicks ve diğer dedektiflerle birlikte Danny, gizlice bankanın önünü izlemeye alır...
***
İlk dikkatlerini çeken de...
Oturmakta olduğu bankta, yanına oturan kadına (Bonnie Discepolo); çakmağı olup olmadığını soran bir adam (William Fichtner), kadın çantasından çakmağı çıkartıp kendisine uzattığında...
Hiç tereddüt göstermeksizin, sadece "Bugün hava çok sıcak..." deyip çakmağa el koyarak yerinden kalkıp; zırhlı para taşıma aracının önündeki iki banka korumasına (Jordan Hunter Jones ve Justin Hall) doğru ilerleyerek, "Güneşli bir gün..." demek suretiyle onlara şifreli bir mesaj verir...
En azından, Danny öyle düşünür...
***
Bunun üzerine...
Kendisine yapılan tüm aksi uyarılara rağmen...
İzleme yapılan aracın içinden aniden inen Danny, kiralık kasa hesabı açtırmak bahanesiyle bankaya yönelirken; biraz önce çakmağını kaptıran kadın da, oturmakta olduğu banktan kalkıp...
"Çok sıcak... Fırın gibi..." diye söylene söylene soyunarak, caddeye fırladığında...
Trafiği, birbirine katıverir...
***
Aynı esnada...
Kendisine çaktırmadan, banka yöneticisinin kemerinde (Lawrence Varnado) sallanmakta olan kasa anahtarlarına el koyan Danny; kemerini yokladığında bulamayan ve o yüzden de anahtarlarını masasının üzerinde unuttuğunu zanneden banka yöneticisi, alıp getirmek amacıyla gerisin geriye odasına yöneldiğinde...
Kasa dairesinde tek başına kalan Danny...
Bu fırsatı kaçırmaz ve 24 numaralı kasayı açar...
Açar açmaz da içinden, üzerinde "Lev Dellrayne'i bul" yazılı kızı Minnie'nin fotoğrafı çıkar...
***
Bu arada...
Aslında bizzat Lev Dellrayne'nin kendisi olan adam, yine sihirli sözcükleri kullanmak yoluyla; bu kez de, bankadaki görevli kadın memurlardan birisini (Natalie D. Garcia) hipnotize ederek kontrolü altına almıştır...
***
İşte...
Kasa dairesine Danny'nin yanına inecek olan bu kadın...
Danny'nin tüm uyarılarına karşın; Dellrayne'nin kendisine işaret ettiği kasayı açarak içindeki metal kutuyu alıp...
Uzun namlulu silahlarıyla, Danny ile çatışmaya girecek olan iki banka korumasının da yardımıyla; bankanın önünde beklemekte olan zırhlı araca kadar götürecek...
***
Ama...
Uyutulmuş olması nedeniyle, çalıştırdığı aracı; düzgünce kullanmak yerine, park halindeki diğer araçlara çarparak devirmesinin neticesinde...
Devrilen aracın içindeki metal kutuyu alan Dellrayne...
***
Ardından da...
İçine yerleştirdiği zaman ayarlı bir bomba ile aracın havaya uçmasını sağlayarak, olay mahallinden uzaklaşacaktır...
***
Elbette...
Danny'de Dellrayne'nin peşinden...
***
Yanındaki dedektifler Trout ve Watkins ile beraber Dellrayne'i, oldukça yüksek bir binanın çatı katında sıkıştırdığında da...
Onu, yakaladığını zannettiği anda Danny; etkisi altına aldığı Trout (Zane Holtz) ve Watkins (Ruben Javier Caballero) aracılığıyla Dellrayne, kaçıp kurtulacak...
***
Üstelik...
Yere düştüğünde, hayatta kalması asla mümkün olmayan binanın çatısından atlayarak sıvışırken...
Kızını kaçırmakla suçlanan ancak olan bitene ilişkin hiçbir şeyi anımsayamayan Lyle Terry'den de söz edecektir Danny'e...
Dakika 16...
Şu ana kadar izlediklerinizin ve bizim anlattıklarımızın tamamını unutmanızın gerekeceği...
"The Truman Show" (1998) ile "Inception" (2010) ve büyük usta Akira Kurosawa'nın "Rashômon"undan da (1950) sağlam esintiler taşıyan filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; beklenmedik derecedeki ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran, 77 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,