Hesabım
    A feleségem története
    Ortalama puan
    3,0
    6 Puanlama
    A feleségem története hakkında görüşlerin ?

    3 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    2 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.094 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    2 Ağustos 2024 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da, Milán Füst'ün aynı isimli romanından (1942) uyarlayarak kaleme alan Macar sinemacı Ildikó Enyedi'nin yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "A feleségem története / The Story of My Wife"; Imola Láng'ın başarıyla tasarladığı 1930'lu yılların atmosferindeki, romantik bir drama olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, 14 Temmuz 2021 tarihindeki dünya prömiyeri; Altın Palmiye Ödülü'ne aday olduğu Cannes Film Festivali'nde yapılan, Macaristan, Almanya, Fransa ve İtalya ortak yapımı bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Film...

    Gecenin karanlığının çökmüş olduğu saatlerde...

    Hollandalı kaptan Jakob Störr'ün (Gijs Naber), Aquitania adındaki gemisinin güvertesinde...

    Şarkılar söyleyip oynayan mürettebatını izlerken...


    "Bir oğlum olsaydı... Ona, bu dünyaya hoş geldin demek için ne anlatırdım? Belki sadece, bir akşamüstünü tarif ederdim... Gemimde, bir akşamüstünü, altındaki denizin kuvvetine kıyasla; her an kırılgan ve minik bir kabuğa dönüşebilecek, bu ağır ve güçlü yük gemimde...

    Ona, bu içinde yaşadığım erkeksi dünyayı anlatırdım... Çalışmanın tekdüzeliğini, basit yemekleri, limanda nadir görülen hezeyanları... Yıldızların altında uyumanın güzelliğini...

    Ona, kötü emellerle olmadan, hayatına kolayca son verebilecek düzensiz dalgaların yarattığı; sürekli tetikte olma halini anlatırdım...

    Ona, hayatımızı anlatırdım...

    Kontrol edilemeyeni, kontrol etmeye çalışmayı..."


    Şeklindeki açılış konuşmasıyla başlar...

    ***

    Ertesi gün...

    Kendisine, mutfak personelinden Tommy'nin (Sandor Funtek) tepsi içinde getirdiği yemeği...

    Kamarasında bir başına yiyen Jakob...

    Yine karnı ağrıyınca, bu kez geminin baş aşçısı Habib'i (Nayef Rashed) çağırtıp konuştuğunda...

    ***

    Habib kendisine...

    "Şişkinlik gibi mi, yoksa taş gibi bir his mi?" sorusunu yöneltecek...

    Ve...

    "Tam olarak taş gibi bir his..." karşılığını aldığında da...

    ***

    Bunun bir denizci hastalığı olduğunu...

    Tedavisi için de, evlenmesi gerektiğini söyleyecektir...

    ***

    - Yedi derste Jakob Störr'ün bocalamaları -


    Karaya çıktıklarında...

    Kendisini, Paris'teki oldukça şık bir kafeye davet eden Kodor (Sergio Rubini) ile buluşan Jakob'a...

    Ne içeceği sorulduğunda...

    Midesinin halini göz önünde bulundurarak...

    Bir bardak süt istese de...

    ***

    Kendileriyle aynı mekanda bulunan iş ortağının...

    An itibarıyla...

    İhanetine uğramakta olduğunu belirten Kodor...

    Rezillik olarak nitelendirdiği sütün yerine bir fincan kahve sipariş edip...

    ***

    Sözünü ettiği, masaya baktığını belli etmeden...

    Kendisiyle sohbet etmesini isteyecektir Jakob'tan...

    ***

    Bunu fırsat bilen Jakob'da...

    Kendisini pek fazla göremeyecek olan bir kadınla evlenmeye karar verdiğini...

    Hatta...

    Kapıdan girecek ilk kadınla evlenebileceğini de belirtecektir...

    ***

    - Ders 1: Pratik Sorun Çözme -

    Derken...

    Hem kendi içtiği içkiyi hem de Jakob'un kahvesini...

    Jakob'a ödetip...

    Param bitti diyerek...

    Jakob'tan bir miktar para da alan Kodor çıkıp giderken...

    ***

    Tek başına kaldığında, Jakob'un kendine bir sigara sardığı kafeye...

    Son derece zarif bir kadın girerek...

    Arkasındaki masalardan birine geçip oturacaktır...

    ***

    Arkasına ısrarla dönüp baktığında...

    Lizzy'i (Léa Seydoux) fark eden Jakob...

    Birden yerinden kalkıp, başına dikildiği Lizzy'e...

    "Lütfen karım ol... Çok ciddiyim..." diyerek evlenme teklifinde bulunup...

    Ondan izin almaksızın...

    Masasındaki sandalyelerden birine çökecektir de...

    ***

    Çok geçmez...

    Lizzy'nin randevulaşarak, kafede buluşacağı Ridolfi (Simone Coppo) çıkıp geldiğinde de...

    Jakob'ı, nişanlısı olarak tanıştıracaktır kendisine...

    ***

    Yani...

    Jakob'ın kafasındaki plan tutmuş...

    Ve...

    İlk gecesinde...

    Balık yedikten sonra denizci pokeri oynayacakları Lizzy ile...

    Birkaç güne kadar...

    Evlenecektir de zaten...

    ***

    Ertesi sabah Jakob...

    Dört aylık bir süre için denize açılacak...

    Giderken de...

    Döndüğünde kendisine, parfüm alıp getireceği karısından...

    "Merak etme, seni bekleyeceğim..." sözünü alacaktır...

    ***

    - Ders 2: Sosyal Hayat Denilen Labirent -

    Nihayet Jakob...

    Lizzy'nin, Lagrange (Romane Bohringer), Madelaine, Paul, Henriette, Maurice, Genevieve, Jacques ve Pierre gibi arkadaşlarıyla da tanışırken...

    Eve gelen bir tebligat sonrasında...

    Komiserin (Nicolas Gidasewski) kendisine, ikram edeceği içki eşliğinde...

    Tercüman polis memuru (Ambrus Evva) aracılığıyla açıklayacağı...

    Lizzy'e ait bir sırra da vakıf olacaktır...

    ***

    Ki...

    Her ne kadar huzuru iyice kaçan ve şüpheden içi içini yiyen Jakob...

    Karakolda işittiklerinden, gerek Lizzy'e ve gerekse de bizlere asla söz etmese de...

    O andan itibaren...

    Hiçbir şey...

    En azından kendisi açısından eskisi gibi de olamayacaktır...

    Dakika 35...

    ***

    Karısına ilişkin kıskançlığı...

    Tutacağı özel hafiyeyi, peşine takacak kadar takıntıya dönüştüren Jakob'ın...

    Günden güne bozulan psikolojisinin damgasını vuracağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; şok bir finali de bünyesinde barındırırken sıradaki 5 dersi de ihtiva eden, 134 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    fatih karagedik
    fatih karagedik

    1 değerlendirme Takip Et!

    3,5
    20 Ağustos 2023 tarihinde eklendi
    Sıra dışı bir hikaye, doktorla olan konuşması tekrar tekrar izlenesi. Film başında karakolda polislerin söylediklerine rağmen ilişkiyi devam ettirmesi sıradışılığına örnek. Bilmek de güzel bilmemek de aslında. Ya da bilmezden gelmek. Biraz uzun ama değer :)
    songs Tedd
    songs Tedd

    1 değerlendirme Takip Et!

    2,5
    15 Ağustos 2022 tarihinde eklendi
    Kesinlikle filminde birbirlerini ittikleri yerleri sevmedim birbiri ile bir insanı nasıl perişan edersin adlı eser bu olmalı karısına sadık olmak isteyen bir adam onu çapkınlık yapmaya teşvik eden bir eş
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top