Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Filmde en çok Anna rolündeki Bel Powley’nin oyunculuğunu beğendim. Powley, senaryodaki boşlukları unutturacak kadar inandırıcı, duygusal açıdan derinlikli bir karakter çizmeyi başarıyor. Filmin bir başka iyi yanı da yönetmen Fritz Böhm’ün özenli anlatımı... Fritz Böhm, ilk uzun filminde görüntü yönetmeni Toby Oliver’ın katkısıyla hikâyeyi ayakta tutan güçlü bir görsel atmosfer kurabiliyor. Sonuç olarak, bir bedensel değişim öyküsü ya da “biyolojik gerilim” olarak antolojilere geçebilecek, akıllarda kalmaya aday bir film, ama senaryosunun iyi geliştirilemediği kesin.
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Alman kökenli Fritz Böhm’ün ilk uzun metrajlı çalışması olan ‘Wildling’, rotasının yatağını değiştirdikten sonra bir anlamda ‘vahşetin çağrısı’na kulak veriyor ve bizi, bir ‘kurt kadın’ öyküsüyle buluşturuyor. Doğasına uygun hareket etmek zorunda kalan bir genç kız, kan kokusuyla birlikte tetiklenen içgüdüler, insan denen türlü ince çizgide gidip gelen ilişkiler derken ‘Yabani’, aslında ilgiye değer bir film çizgisinde ilerliyor. Lakin Böhm’ün Florian Eder’le yazdığı senaryonun pek de kayda değer olduğu söylenemez, film de belli bir noktadan sonra sanki metinle bağını koparıyor ve görüntü yönetmeninin maharetine sığınmak istiyor. Bu aşamada Toby Oliver’ın kadrajları belli bir aşamaya kadar durumu kurtarıyor ama özel efektlerin ve makyajın vasatlığı daha etkileyici bir film ortaya çıkmasına mahal vermiyor.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Habertürk
Filmde en çok Anna rolündeki Bel Powley’nin oyunculuğunu beğendim. Powley, senaryodaki boşlukları unutturacak kadar inandırıcı, duygusal açıdan derinlikli bir karakter çizmeyi başarıyor. Filmin bir başka iyi yanı da yönetmen Fritz Böhm’ün özenli anlatımı... Fritz Böhm, ilk uzun filminde görüntü yönetmeni Toby Oliver’ın katkısıyla hikâyeyi ayakta tutan güçlü bir görsel atmosfer kurabiliyor. Sonuç olarak, bir bedensel değişim öyküsü ya da “biyolojik gerilim” olarak antolojilere geçebilecek, akıllarda kalmaya aday bir film, ama senaryosunun iyi geliştirilemediği kesin.
Hurriyet
Alman kökenli Fritz Böhm’ün ilk uzun metrajlı çalışması olan ‘Wildling’, rotasının yatağını değiştirdikten sonra bir anlamda ‘vahşetin çağrısı’na kulak veriyor ve bizi, bir ‘kurt kadın’ öyküsüyle buluşturuyor. Doğasına uygun hareket etmek zorunda kalan bir genç kız, kan kokusuyla birlikte tetiklenen içgüdüler, insan denen türlü ince çizgide gidip gelen ilişkiler derken ‘Yabani’, aslında ilgiye değer bir film çizgisinde ilerliyor. Lakin Böhm’ün Florian Eder’le yazdığı senaryonun pek de kayda değer olduğu söylenemez, film de belli bir noktadan sonra sanki metinle bağını koparıyor ve görüntü yönetmeninin maharetine sığınmak istiyor. Bu aşamada Toby Oliver’ın kadrajları belli bir aşamaya kadar durumu kurtarıyor ama özel efektlerin ve makyajın vasatlığı daha etkileyici bir film ortaya çıkmasına mahal vermiyor.