Hesabım
    Kapışma
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Kapışma

    Hakan Şaşmaz: Guy Ritchie’nin KAPIŞMA’sı

    Yazar: Misafir Koltuğu

    İlk filmi LOCK STOCK AND TWO SMOKING BARRELS ile hatırı sayılır bir ses getiren Guy Ritchie, ikinci ve en az ilki kadar başarılı bir film olan SNATCH ile karşımızda. Yeraltı dünyasına farklı yaklaşımıyla elde ettiği havayı bozmadan, başta FIGHT CLUB'daki rolüne benzer bir şekilde Brad Pitt gibi yıldızları da kadroya dahil eden Ritchie - ki FIGHT CLUB'daki çarpıcı rolünü Brad Pitt de sevmiş olacak ki bu filmde oynamak için fiyatını düşürmüş- her iki filmden de farklı bir seyirlik sunuyor izleyiciye...

    Boks organizatörü Turkish (Jason Statham), ve görünürde slot makinaları işleten partneri Tommy (Stephan Graham) ile beraber İngiliz yeraltı dünyasının içine giriyorsunuz film başlar başlamaz. 85 Karatlık elmasın Antwerp'ten çalınması ile açılıyor perde. Çalınan elmasın peşine düşen karanlık tiplerle organizatör Turkish'in yolu yeraltı liderlerinden Bricktop'ın çöplüğünde kesişince ,ortaya seyircinin de zaman zaman zorlukla ayak uydurabildiği ama son derece keyif aldığı müthiş bir aksiyon çıkıyor.

    Lisanssız boks ve yasadışı bahis merkezli İngiliz mafyasının, yeni karadakilerden hiç de az acımasız olmadığını gösteren Guy Ritchie, bu dünyanın tüm sert ve insafsız kurallarını tamamen aktarmasına rağmen seyirciyi güldürüp eğlendirmeyi de başarıyor. Son derece güçlü mizahi yaklaşım zaman zaman ön plana çıkar gibi görünse de verilmek istenen karanlık dünyanın ciddiyetine asla gölge düşürmüyor.

    Geniş kadro ve ritmin sebep olabileceği "havada kalan karakter" problemleri, iyi düşünülmüş senaryo ve güçlü diyaloglarla başarıyla önlenmiş; her bir karaktere ifade yüklenebilecek zaman bulunmuş. Elmas taciri Yahudi Avi, Rus mafyasının Londra 'ya ihracı Boris, Çingenelerin idolu Mickey, yine başka bir karanlık ve karizmatik tip Tony, Benicio Del Toro'nun canlandırdığı Dört parmak Franky ve mükemmel oyunu ile her zaman bu rollerin adamı olduğunu gösteren Alan Ford'un canlandırdığı Bricktop, Ritchie'nin çizdiği Londra'nın -ve filmin- kozmopolit yapısına mükemmel uymuşlar.

    Kuşkusuz, olası tüm handikapların pozitif etkenler haline gelmesi, oyuncu seçiminin ve kurgudaki kusursuzluğun payına işaret etse de Ritchie' nin, yalnız "Madonna'nın kocası" olarak değil, iyi bir yazar-yönetmen olarak da anılacağının bir göstergesi .

    Birçok farklı öyküyü barındıran yeraltı labirentinin içine hızla sokulan izleyici, değme aksiyon filmlerine taş çıkartacak yüksek bir ritm eşliğinde çıkışa kadar taşınıyor kaybolmadan. Bunu yaparken de gelişen çağın aksiyon filmlerine tanıdığı teknolojik ve görsel avantajları da kullanmamış Guy Ritchie: Tamamen klasik yöntemlerle - ve tabii ki üstün kurgusuyla -yakalamış tempoyu. Aksi de filmin ruhuna ters düşerdi zaten. Farklı kollardan gelişen çok karakterli tüm öykülerin -kısa "flashback"ler de kullanılarak rahatsızlık vermeden titizlikle çakıştırılması kurgudaki bir başka ustalığa işaret...

    Elindeki malzeme o kadar çok olmalı ki birçok yönetmenin -kuşkusuz peşinden gidiyormuş gibi göründüğü Tarantino'yu ayrı tutmak lazım- uzun soluklu çekimlerde kullandığı sahnelere itibar etmeyip adeta fonda hızla tüketmiş hepsini Ritchie. Yakalamak istediği temponun gereği olarak mı? Yoksa çocuğunun anası müstakbel eş adayı Madonna ile yapacağı nikah hazırlıklarına yetişebilmek için mi? Bilinmez :)

    Filmdeki karakter çeşitliliği müziklere de yansımış. Hızlı temponun ve Londra'nın "olmazsa olmazı" Rock melodileri ile kulakların tozu alınırken , özenle seçilen Çigan ezgileri ve Balalayka tınıları işinin ehli olduğunu gösteriyor John Murphy'nin. Filmden derlenen soundtrack'in başarısına şaşırmamak gerek.

    "One man show"ların salonları doldurduğu şu günlerde, her bir karakterinin üstün performansıyla bir "too many men show" olan KAPIŞMA'yı izlememek büyük bir kayıp olur sinemaseverler için....

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top