Senaryosu Scotty Landes tarafından yazılan “Ma”, filmde Polis Memuru Grainger karakterini de canlandıran Tate Taylor’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir psikolojik korku – gerilim filmi…
31 Mayıs 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 5.6/10 (44.433 oy) ve 3.6/5 (5.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.6/10 (208 yorum) ve 53/100 (39 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, vasat bir filmle karşı karşıya olduğumuzu düşünmemize neden oluyor…
Ama biz yine de 5 milyon dolar gibi oldukça ekonomik bir bütçeyle çekilen ve yapımcısı Blumhouse Productions için yeterince tatmin edici olduğuna inandığımız 61,1 milyon dolarlık bir hasılat rakamına ulaşmış olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak inceleyecek ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun içinde, yakın dostu olan Blumhouse Productions’ın patronu Jason Blum’un ofisine, “Gerçekten rezil bir şey yapmak istiyorum” demek üzere giden Tate Taylor’ın, Scotty Landes’in senaryosuna onay alır almaz çekimlerine başladığı filmin ayrıntılı incelemesine geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, müthiş bir oyuncu kadrosu ile ilgi çekici bir senaryonun, becerikli bir yönetmenin ellerinde, ergenlik çağındaki bir grup lise öğrencisinin, farkında olmadan intikam ateşi ile yanıp tutuşan Sue Ann isimli bir canavarın karanlık dünyasına doğru çıktıkları ürkütücü yolculuğun bütün aşamalarının, karabasana dönüşen tarzdaki bir kurgu ile anlatıldığı sürprizlerle dolu bir seyirlik olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Evet, “Ma” gerçekten de hem oyuncu kadrosu hem senaryosu ve hem de yönetmeni ile bütün dikkatleri üzerinde toplayan bir film…
Senaryonun orijinal taslağındaki ana karakter, bir beyaz kadına göre tasarlanarak yazılmış olmasına rağmen Tate Taylor o rolü, “Bir korku filminde oynar mısın?” biçimindeki bir soru ile ilk olarak yine kendi çektiği “The Help” (2011) filmi ile 1 Academy, 1 Golden Globes ve 1 BAFTA ödülü kazanmış olan favori oyuncularından Octavia Spencer’a teklif ediyor…
O da senaryoyu dahi okumadan bu teklifi hemen kabul ediyor…
Ve böylelikle de Spencer, içten pazarlıklı bir biçimde insanlara, “Ben size yapacağımı biliyorum” dercesine bir ifadeye sahip olan donuk gözlerle bakan “Ma” karakterini canlandırmak üzere filmin castingine dâhil edilmiş bulunuyor…
Elbette, kadrodaki tek iyi oyuncu Octavia Spencer değil…
M. Night Shyamalan’ın “Glass”ı (2019) ve Olivia Wilde’ın “Booksmart”ı (2019) ile iyi bir ivme yakalamış olan Diana Silvers, bu filmin bir diğer yıldızı…
Ki, kendisini yine çok ses getirdiğini bildiğimiz bir başka Tate Taylor filmi olan “Eve” (2019) de, bu kez Geena Davis, Jessica Chastain, Colin Farrell, John Malkovich, Joan Chen ve Common ile birlikte oynarken de izledik…
Sanıyoruz, Martin Scorsese, Woody Allen, Lasse Hallström, Oliver Stone ve Garry Marshall gibi kalburüstü yönetmenlerle çalışan ve “Cape Fear” (1991) ile Academy ödülü adaylığı da bulunan Juliette Lewis ile Taylor’un bugüne kadar çektiği bütün filmlerde rol verdiği 1 Academy, 1 Golden Globes ve 7 Primetime Emmy ödüllü bir diğer favori oyuncusu Allison Janney’i tanıtmamıza hiç gerek yok…
Herkese hitap eden basit bir anlatım diline sahip olmak yerine, oyuncu kadrosuna performans sergiletirken, “Bu sükûnet ve vur patlasın çal oynasın tempodaki anlamsız partiler böyle devam etmez… Yakında mutlaka olağan dışı bir şeyler olur…” dedirtircesine izleyiciyi de tetikte tutabilen bir ustalıkla kurgulanmış olan filmin senaryosu, Scotty Landes’in sinemadaki ilk işi…
Bir eşcinsel olduğunu gizleme ihtiyacı dahi duymayan Tate Taylor ise, “The Help” (2011) den bu yana yükseliş trendi içinde olan bir yönetmen…
Öyle ki, yapımcılara ciddi paralar kazandırmak, hiçbir zaman onu, seyir keyfi ve kalite çıtası yüksek filmler çekmekten alıkoyamıyor…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda da olduğu gibi yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; nitelikli film izlemeyi alışkanlık haline getiren sinemasever dostlara, “Tate Taylor gibi az ama öz işlere imza atan yönetmenlerin filmlerine, yapılan olumsuz eleştiri ve verilen olumsuz puanların hiçbirini ciddiye dahi almadan izleme listelerinizde yer vermeyi unutmayın” diye seslenerek kullanmak istiyoruz…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,